20.02.2017 Views

William_Golding_Sineklerin_Tanr_s_e_opt

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ilgilendikleri kimi işaretler zarar görmemişti; onun için protesto etmediler. Ancak gözüne kum kaçan<br />

Percival, sızlanmaya başladı. Maurice hızla uzaklaştı. Maurice, bundan önceki yaşamında, kendinden<br />

küçüğünün gözünü kumla doldurmanın cezasını görmüştü. Şimdi bir babanın ya da bir annenin ağır eli<br />

sırtına inmeyeceği halde, kötü bir şey yapmanın tedirginliğini hâlâ duymaktaydı. Belli belirsiz, özür<br />

dilemek isteği geçti aklının bir köşesinden. Sonra yüzmeye gideceği konusunda bir şeyler<br />

homurdanarak, koşa koşa uzaklaştı.<br />

Roger orada kaldı, küçükleri gözetledi. Adaya ilk düştüğü sırada olduğundan çok daha esmer değildi<br />

şimdi. Ama saçları uzamıştı ve ensesiyle alnını kaplayan bu kara saçlar, kasvetli yüzüne uyuyordu.<br />

Eskiden başkalarıyla kaynaşmayan, herkesten uzak kalan bir çocuğa benzerken, şimdi tehlikeli<br />

bir çocuğa benziyordu bu saçları yüzünden. Gözyaşları, kum tanelerini gözünden çıkarıp attığı<br />

için, Percival oynamaya devam etti. Johnny, çini mavisi gözleriyle onu süzdü; sonra sel halinde<br />

kum yağdırmaya başladı üstüne. Percival, çok geçmeden gene ağlamaktaydı.<br />

Henry, oyundan bıkıp kumsalda gelişigüzel dolaşmaya başlayınca, Roger onun peşine düştü.<br />

Hindistancevizi ağaçlarının altında yürüyor, belirli bir amacı yokmuş gibi aynı yönde ilerliyordu.<br />

Henry, kendini güneşten korumayı akıl edemeyecek kadar küçük olduğu için, hindistancevizi<br />

ağaçlarından ve gölgelikten uzak yürüyordu. Suyun kenarına gidip, orada oyalandı, Pasifik<br />

Okyanusu’nun güçlü suları yükselmekteydi. Açık denizle karşılaştırılınca, lagünün durgun<br />

sayılabilecek suları, her birkaç saniyede bir, bir iki parmak kabarıyordu. Kabaran denizde<br />

yaşayan küçücük saydam yaratıklar, sıcak kuru kuma vuruyordu sularla birlikte. Elle<br />

tutulmaz duyu organlarıyla, bu yeni ortamı yokluyorlardı. Son gelişlerinde bir şey bulamamışlardı<br />

ama belki yiyecek bir şey bulabilirlerdi şimdi. Belki kuş pisliklerini, böcekleri, karaya doğru uzanan<br />

yaşamın dağınık artıklarından birini bulabilirlerdi. Bir testerenin binlerce küçücük dişini andıran<br />

bu saydam şeyler, kumsalda yiyecek bir çöp arıyorlardı.<br />

Henry büyülenmişti. Dalgaların kemirdiği ve beyazlaştırdığı, sularda başıboş kalmış bir değnek<br />

parçasıyla, şurasını burasını karıştırarak, çöp arayanların devinimlerini denetimi altına almak<br />

istedi.<br />

Suyun doldurduğu küçük kanallar açtı, yaratıkları oraya tıkmaya kalktı. Canlı bir şeyleri egemenliği<br />

altına alınca, mutluluğu aşan bir duyguya kapıldı. Bu küçücük yaratıklarla konuşuyor,<br />

onları yüreklendiriyor, onlara buyruklar veriyordu. Suların yükselmesi yüzünden geri çekildiği,<br />

yaratıklar da ayak izlerinin bıraktığı küçük koyların içinde mahpus kaldığı sırada, kendini ayrıca üstün<br />

sandı Henry.<br />

Suyun kenarına çömelip eğilmişti. Bir tutam saç, alnının ve gözlerinin üstüne düşüyordu ve öğle<br />

sonrası güneşi, gözle görülmez oklarını yağdırıyordu üstüne.<br />

Roger de beklemekteydi. Bir büyük hindistancevizi ağacının gövdesi arkasına saklanmıştı ilkin.<br />

Ama Henry, bu saydam şeylere öylesine dalmıştı ki, Roger ’in ortaya çıkmasında bir sakınca<br />

yoktu.<br />

Roger, kumsalda gözlerini gezdirdi. Percival, ağlaya ağlaya uzaklaşmıştı; Johnny ise, şatolara egemen<br />

olmanın zaferi içindeydi. Kendi kendine şarkılar mırıldanarak, hayalinde yarattığı bir Percival’a<br />

kumlar atarak orada oturuyordu. Roger, Johnny’nin arkasında, iskele biçimindeki büyük kayayı,<br />

Ralph, Simon, Domuzcuk ve Maurice havuza daldıkça yükselen ışıltılı suları görebiliyordu. Roger,<br />

dikkatle dinledi ama onların ne söylediklerini değil, seslerini duyabiliyordu ancak.<br />

Ansızın çıkan bir esinti, kıyıdaki sıra sıra hindistancevizi ağaçlarını sarstı; yapraklar havalanıp<br />

uçuşur gibi oldu. Roger ’in tepesinde, altmış ayak yüksekte, bir küme hindistancevizi dalından k<strong>opt</strong>u.<br />

56

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!