Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Dağdaki Ateş<br />
Ralph, artık denizkabuğunu öttürmüyordu ve büyük kayanın üstü çocuklarla dolmuştu. Sabahki<br />
toplantıdan farklıydı bu toplantı. Öğle sonrası güneş gökyüzünde alçalmış, kayanın öteki<br />
yanından parlıyordu şimdi. Güneşte yanmanın acısını çeken çoğu çocuklar, iş işten geçtikten sonra,<br />
giysilerini sırtlarına geçirmişlerdi. Eskisi gibi ayrı bir grup olmaktan az çok kurtulan koro üyeleri,<br />
pelerinlerini bir kenara atmışlardı.<br />
Ralph, devrilen ağaç gövdelerinden birine oturdu. Güneş sol yanından geliyordu. Koro üyelerinin<br />
çoğu sağ yanındaydı. Solunda, yaşadıkları ülkeyi savaştan ötürü terk ettikleri sırada birbirlerini<br />
tanımayan daha büyükçe çocuklar vardı. Küçükler, Ralph’ın karşısında otların üstüne çömelmişlerdi.<br />
Bir sessizlik oldu. Ralph, yer yer pembe benekli, fildişi renkli büyük şeytanminaresini kucağına aldı<br />
ve ansızın esen bir rüzgâr, ışık serpti kayanın üstüne. Ralph, ayağa kalkması mı, yoksa oturması mı<br />
gerektiğini bilemiyordu. Yan yan soluna, yüzme havuzuna doğru baktı. Domuzcuk oralarda,<br />
yakındaydı ama yardım etmiyordu Ralph’a.<br />
Ralph boğazını temizledi:<br />
“İşte.”<br />
Rahat rahat konuşabileceğini, söylemek istediklerini söyleyebileceğini anladı birdenbire. Elini sarı<br />
saçlarının arasından geçirdi, konuşmaya başladı:<br />
“Biz, bir adadayız. Dağın tepesine çıktık, her bir yanda su gördük. Ev görmedik, baca dumanı<br />
görmedik, ayak izi görmedik, tekne görmedik, insan görmedik. Issız bir adadayız; bizden başka<br />
kimsecikler yok burada.”<br />
Jack, Ralph’ın sözünü kesti:<br />
“Ama gene de bir ordu gerek. Avlanmak için bir ordu. Domuzları avlamak için.”<br />
“Evet, domuzlar var bu adada.”<br />
Çocukların üçü de, sürüngen bitkiler arasında çırpınan o pembe canlı yaratığın varlığını anlatmak<br />
istediler.<br />
“Gördük...”<br />
29