Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
kirli eliyle omuzunu ovdu:<br />
“Bilmem ki...”<br />
Jack ayağa fırladı, çabuk çabuk konuştu:<br />
“Eh işte, ormanda bunları duyabiliyor insan. Aslı yok bunların elbette. Ama... ama...”<br />
Jack, kumsala doğru hızla bir iki adım attı; sonra geri döndü:<br />
“Ama ben biliyorum onların neler duyduğunu. Anladın mı? İşte bu kadar?”<br />
“Yapabileceğimiz en doğru şey, bizi kurtarmalarını sağlamak.”<br />
Kurtarılmanın ne olduğunu anımsayabilmek için, Jack’ın bir saniye düşünmesi gerekti:<br />
“Bizi kurtarmaları mı? Evet, elbette. Ama bir domuz yakalamak isterdim kurtarılmadan önce...”<br />
Jack, mızrağını kaptığı gibi fırlatıp yere sapladı. Gene donuk donuk, deli deli olmuştu gözleri.<br />
Ralph, karmakarışık sarı saçlarının arasından, onu eleştirircesine süzdü:<br />
“Yeter ki, senin avcıların ateşi unutmasınlar...”<br />
“Şimdi başlarım sana da ateşlerine de...”<br />
İki çocuk, kumsala doğru koştular; suyun kenarında durup, pembe dağa baktılar. İnce bir<br />
duman, gökyüzünün yoğun maviliğini bir tebeşir izi gibi çiziyor, dalgalanarak yukarılara doğru<br />
yükseliyor ve yok oluyordu. Ralph kaşlarını çattı:<br />
“Acaba ne kadar uzaklardan görülebilir bu?”<br />
“Millerce uzaklardan.”<br />
“Yeterince duman çıkartamıyoruz.”<br />
Çocukların baktığının farkındaymış gibi, dumanın alt kısmı hafif kalınlaştı, krem rengi bulanık bir<br />
lekeye döndü, güçsüz duman sütununa sarıldı, yukarılara doğru tırmandı.<br />
Jack, “Ateşe yeşil dallar attılar” diye homurdandı. “Acaba...”<br />
Gözlerini kıstı, tüm ufku tarayabilmek için hızla döndü:<br />
“Tamam!”<br />
Jack, öyle bir bağırış bağırmıştı ki, Ralph sıçradı:<br />
“Ne? Nerede? Bir gemi mi?”<br />
50