03.01.2015 Views

gunduz-aktan-kitap-soyledikleri-ve-yazdiklari

gunduz-aktan-kitap-soyledikleri-ve-yazdiklari

gunduz-aktan-kitap-soyledikleri-ve-yazdiklari

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

WHAT HE SAID AND WHAT HE WROTE<br />

tarafından bilinen hususlar. Sevr yerine 24 Temmuz 1923’te<br />

Lozan Antlaşması geçti. Bunda 1 Ağustos 1914 ile 20 Kasım 1922<br />

arasında işlenen tüm suçların affı için bir bildiri yer aldı.<br />

Bilindiği gibi, soykırım II. Dünya Savaşı sırasında Nazi<br />

Almanyası’nın “nihai çözüm” adı altında Yahudileri yok etmesiyle<br />

gerçek boyutlarına kavuştu. “Genocide” sözcüğü bir Polonya<br />

Yahudisi olan Raphael Lemkin tarafından icat edildi. Lemkin daha<br />

öğrenciyken, bir soykırım saydığı Ermeni olaylarına ilişkin<br />

sanıkların yargılanmasını yakından izlemişti. Lemkin’in soykırım<br />

anlayışı çok genişti. Azınlıkların siyasi, ekonomik, sosyal,<br />

kültürel, moral, fizik <strong>ve</strong> biyolojik olarak yok edilmesini kapsıyordu.<br />

Sonradan gelişen hukuk, her grubun değil, sadece bazı grupların<br />

<strong>ve</strong> sadece fizik <strong>ve</strong> biyolojik olarak yok edilmesi amacıyla işlenen<br />

fiilleri soykırım saydı. Yani Lemkin’in tanımını çok daralttı.<br />

1940’ların başında Nazilerin Yahudilere yaptıkları henüz tam<br />

açıklığıyla bilinmediğinden, özellikle İngiltere <strong>ve</strong> Amerika, Almanya<br />

sınırları içinde işlenen suçların bir uluslararası mahkemede ele<br />

alınmasından yana değildiler. Buna karşılık Almanya’nın ülke<br />

dışında, işgal ettiği ülkelerde işlediği fiillerden dolayı sorumluların<br />

yargılanmasını savunuyorlardı. Böylece ulus-devlet egemenliğine<br />

saygı devam edecekti. Zira savaş hukuku sadece savaş sırasında<br />

ülke dışındaki sivillere karşı işlenen suçlardan dolayı bir ülke<br />

sorumlularının uluslararası yargıya tabi olmasını öngörüyordu.<br />

İnsanlığa karşı suç kavramı doktrinde tartışılmakla birlikte, ülke<br />

içinde işlenen suçları kapsayacak şekilde henüz devletler<br />

hukukuna girmemişti.<br />

Almanların Yahudilere yaptıkları yavaş yavaş ortaya çıktıkça,<br />

ülke içinde işlenen suçlar için de sorumluların yargılanması<br />

görüşü ağırlık kazanmaya başladı. 1941’de başlayan çalışmalar<br />

1945’te Amerika’nın Londra Konferansı’na sunduğu bir öneriyle<br />

yeni bir aşamaya ulaştı. Bunda Lahey sözleşmelerinde yer alan<br />

“Martens Hükmü”nden yararlanıldı. Böylece, bir suç önceden<br />

açıkça tanımlanmamışsa, “uygar halkların teamülü, insanlık<br />

hukuku <strong>ve</strong> kamu vicdanının emirlerinden çıkan milletlerin hukuk<br />

ilkeleri”nin uygulanması öngörüldü. Ancak “Martens Hükmü” bir<br />

savaş hukuku kavramı olduğundan, ülke içinde işlenen suçların<br />

yargılanması, saldırı kavramıyla yani savaşı başlatmayla<br />

ilişkilendirildi. Böylece savaşa atıf, iç işlerine karışmanın mazereti<br />

oluyordu. Londra Konferansı’nın tutanakları incelendiğinde,<br />

Almanya’nın iç işlerine karışmanın ilerde kendi iç işlerine de<br />

186<br />

Gündüz Aktan

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!