18.05.2013 Views

Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University

Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University

Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

kadın karakterle karşı karşıya kalmamızın temel nedeni de budur: Lâle,<br />

küçücük bir kız çocuğu iken babasız kaldığı halde, evde babanın ölümünün<br />

ardından doğan boşluğu hemen doldurur <strong>ve</strong> erkeğin yapmakla yükümlü<br />

olduklarını yerine getirmeye başlar. “Tatarcık” annesini namerde muhtaç<br />

etmemeyi başarmış <strong>ve</strong> böylece “erkek gibiliğini” bir kez daha kanıtlamış olur.<br />

“Tatarcık”, köyde yaşamı boyunca bir yabancı olarak görülen babasının<br />

kızıdır <strong>ve</strong> öyle kalır. Babasını kaybettikten sonra bile tıpkı eski günlerde<br />

olduğu gibi sabahları erkenden balığa çıkar, bir erkek gibi yaz kış yüzer,<br />

gerekirse marangozluk yapar. Bu arada Kandilli Lisesi’nde okumaktadır.<br />

İngilizce bilir <strong>ve</strong> ders <strong>ve</strong>rerek para kazanır. İlginç olan, annesiyle arasında<br />

var olan ilişki boşluğunun kendi yaşıtları söz konusu olduğunda da geçerli<br />

olmasıdır. Lâle, çocukluğundan itibaren yaşıtlarıyla arkadaşlık etmez.<br />

Handan’ın da kendi yaşıtları yerine yaşlı erkeklerle iletişim kurduğunu, onlarla<br />

çok iyi anlaştığını belirtmiştik. Bu yaklaşım, yüceltilecek kadın kişinin “öteki”<br />

kadınlardan farklı kişiliğini vurgulamanın bir yoludur. Nitekim Halide Edib,<br />

“Tatarcık”ın yaşıtlarından farklı bir genç kız olduğunu, gençliğin modayı<br />

yakından izleme gibi zaaflarından uzaklığını şu sözleriyle ortaya koyar:<br />

İş bu kadarla kalsa, “Zavallı, hoca parçası, nereden bulsun da<br />

yapsın” der geçerlerdi. Fakat Tatarcık onların kılığına öyle bir<br />

yukardan bakar, davranışlarına <strong>ve</strong> konuşmalarına karşı öyle ilgisiz<br />

<strong>ve</strong> zaman zaman hafif bir alay gösterirdi ki, ister istemez gençlerin<br />

sinirine dokunurdu. Örneğin herkes boynuna bir kurdele fiyongu<br />

koyduğu zamanlarda öğrencisinden biri ona tafta bir boyunbağı<br />

hediye etmişti. Teşekkür edeceğine gülmüş: “Boynuna çıngırak<br />

takılmış Kırım ineğine dönmek istemiyorum demişti.” (25)<br />

50

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!