<strong>TURAN</strong>-<strong>SAM</strong> * YIL: <strong>2011</strong> * CİLT: 3 * SAYI: 12 * <strong>SONBAHAR</strong> <strong>2011</strong><strong>TURAN</strong> STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ DERGİSİwww.turansam.org(13)ZEYNELABİDİN ŞİRVANİ : 1780-1837AZERBAYCANLI GEZGİNDr Emrullah GüneyDicle ÜniversitesiSosyal Alanlar Eğitimi ProfesörüDiyarbakıremrullahguney@gmail.com0.505.562 54 68Seyahatnamesi, seyyahnamesi, sefernamesi olan kaç gezgin tanıyoruz?Her seyyah izlenimlerini, gözlemlerini, yaşadıklarını yazmış olsa da, edebi birdeğer taşıyan, unutulmayan, iz bırakmış, kalıcı değer kazanmış kaç tane vardıredebiyat dünyasında ?Nasırı Hüsrev, İbn Batuta, Marko Polo, Katip Çelebi, Evliya Çelebi…Yaşamını ve eserlerini inceleyeceğimiz Zeynelabidin kimdir?Ömrünün kırk yılını yollarda geçirmiş bir seyyah, bir gezgin, bir seferi…ZEYNELABİDİN ŞİRVANÎŞimdi onun özyaşamöyküsüne geçebiliriz.O, Azerbaycan’ın Şamahı kentinde doğmuştur. 1780 yılının 16 Ağustos günü .Hicri takvimle 1194 senesinin Şaban ayının ortaları. Kendi ifadesiyle “ Şamahıdiyarında yokluk çölünden varlık fezasına gadem goymuştur. “Babası Ahund İskender kimdir?O, üksek ruhani tahsilli, hürmet edilen bir alimdir.Zeynelabidin, daha beş yaşında iken, müderris olan babası 1785’te aileyiIrak’taki Kerbela’ya göçürmüştür. Gezginimiz, eserlerinde bu göç ile ilgili bilgivermiyor. Acaba, kuzeyden ayak sesleri duyulmağa başlanan, Kafkas Dağlarınıaşmağa hazır Çarlık Rusyası ordularının işgali endişesi mi yol açmıştır bu yerdeğiştirmeğe, yaşam alanını bırakmağa; bilmiyoruz.Belki de, o yıllarda Osmanlı Devleti toprağı olan Kerbela, daha güvenligörünmüştür. Ya da müderris baba, Kerbela medreselerinden bir çağrı da almışolabilir.Zeynelabidin , Kerbela’da ilk derslerini aile ortamında babasından, daha sonrada mekteplerde, medreselerde almıştır. Belleği güçlü bir çocuk olduğu bellidir; aileninkullandığı dil Türkçeye, edebiyat dili olarak Farsçayı, islamın dili olarak Arapçayı daeklemiştir. Ortadoğu’yu, İç Asya’yı Muson memleketlerini rahatça gezebilmesi içindaha sonraları Türkmen dilini, Hindçeyi de öğrenmiştir. O dönemde Britanya108
<strong>TURAN</strong>-<strong>SAM</strong> * YIL: <strong>2011</strong> * CİLT: 3 * SAYI: 12 * <strong>SONBAHAR</strong> <strong>2011</strong><strong>TURAN</strong> STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ DERGİSİwww.turansam.orgegemenliğindeki günümüz Pakistan’ ında Urdu dili konuşulsa da, zaten Farsça danışanbir insan için o diyarlarda gezip dolaşmak da hiç sorun yaratmamış olmalıdır.Dönemin görkemli bilginlerinden 12 yıl ders almıştır Zeynelabidin. Kerbela,ulemanın rağbet gösterdiği , birçok görkemli müderrisin ders vermek için yarıştığı birmübarek beldedir. Derviş Masum Ali Şah Hindistani’nin samimi sohbetleri reherlikeder Zeynelabidin’e. Sonra Bağdat’a göçüp, orada bilimini, bigisini kemale yetirmekiçin Nur Ali Şah İsfahani’nin derslerini bir şakird olarak dinler ve müstefid olur.Açıklamalardan anlıyoruz ki, Bağdat XVIII. Yüzyıl sonlarında aynı İstanbul,Kahire, Baku, Tebriz, Şam gibi büyük bir uygarlık ortacı, ekin ortamıdır. Bilginlerinkimler olduğuna bakıyoruz; Hind diyarından gelenler var, Acem diyarından gelipyerleşenler var…Zeynelabidin, öz öğretmenlerini, önlerinde diz çöküp ders dinlediğimüellimlerini yürekten sever ve yaşamı boyunca unutmaz, sık sık anar. Yukarıda adıverilen ulemaya ek olarak Meczub Ali Şah Hemedani de Onun eğitiminde iz bırakmışhocalardandır. Fakat, burada açıklanması gereken bir nokta da vardır . O bazımüellimleri “ dini bilikler çerçevesinden kenara çıkabilmedikleri ve tek yönlü biliğesahi oldukları için “ eleştirmekten de geri durmamıştır.Genç Zeynelabidin mütaleayı seviyordu. Azerbaycan Türkçesini, Kerbela’yabeş yaşında getirilmesine karşı, pek güzel öğrenmişti. Çünkü hısım akraba,Şamahı’dan ve İran’ın Azerbaycan’ından Kerbelaya göçmüş aileler arasında yarenlikhep Türkçeyle yapılıyordu.“ Ben oniki yıl atamın ve diger bilginlerin yanında remi bilimleri ve edebifenleri öğrenmekle meşgul olmuş, yeteneğime göre fazilet ve kemal sahiplerininhırmanlarından sünbül dermişem.”Zeynelabidin, değişik konulu kitapları ve Eski Yunancadan çevrilmişelyazması kitapları incelerken özünün derin bilgiye sahip olmadığını ve bilmediği çokşey bulunduğunu anlar. O zaman üzüntüyle düşünür ki, ilahiyatı öğrenmeğe harcadığızamanı heder etmiştir.Doğa bilimlerini derinlemesine öğrenmek isteyen Şirvani, görkemli bilginolarak tanınmış ulemadan bazı müellimlerin pek sığ bilgiye sahip olduklarınıanlayınca derin bir düş kırıklığı yaşar. Doğa bilimleri hakkında anlayışları olmayan bubağnaz insanlardan uzaklaşır.Derin ve verimli mütalealar, özellikle bilginlerle görüşmeler ve sohbetlergeçirmek, genç Zeynelabidin’de dünyayı gezmek, çeşitli halklar ile görüşmek, onlarıngelenek ve göreneklerini, kültürlerini, tarihlerini öğrenme hevesi uyandırmıştır.Bağdat’ta bir süre yaşadıktan sonra, daha fazla beklemez, gezilerine başlar.Zeynelabidin, 58 yıllık ömrünün 40-41 yılını yolcu olarak geçirmiştir.Sefernamelerini, zamanın geçerli yazın dili olan Farsça ile yazmıştır.109