11.07.2015 Views

12. Sayı; TURAN-SAM SONBAHAR Sayısı, 2011

12. Sayı; TURAN-SAM SONBAHAR Sayısı, 2011

12. Sayı; TURAN-SAM SONBAHAR Sayısı, 2011

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>TURAN</strong>-<strong>SAM</strong> * YIL: <strong>2011</strong> * CİLT: 3 * SAYI: 12 * <strong>SONBAHAR</strong> <strong>2011</strong><strong>TURAN</strong> STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ DERGİSİwww.turansam.org(9)TÜRKİYE’NİN ORTA ASYA POLİTİKASI KÜRESELLEŞMEFONUNDAProfessor Sani HACIYEV *ÖzetSovyetler Birliği’nin dağılması ile Türkiye’nin Orta Asya bölgesindeoynayabileceği rol ve perspektifleri değişmiştir. Bu, bir taraftan Ankara için bir yüzyılkadar devam etmiş olan Sovyet/Rus tehlikesinin sona ermesi, diğer taraftan isebölgede hızla değişen askeri-politik sürece daha etkin bir şekilde katılması anlamınagelmiştir.Türkiye’nin Orta Asya için önemli rol oynayacağı daha 1990’lı yıllardanitibaren hiç kimsede şüphe uyandırmıyordu. Türkiye’nin Orta Asya politikasında hemgenel stratejik çıkarlar, hem de Türkiye’nin milli çıkarları, hem etnik, hem de dinietkenler kendini açık bir şekilde ortaya koymaktaydı. Sözkonusu bölge ile Türkiye’ninderin tarihi, kültürel, etnik ve dil birliği, bu ülke için büyük perspektifler ortayakoymaktaydı.Fakat Türkiye’nin Orta Asya’daki önemli rolü diğer büyük devletler - ilk baştaABD, Rusya ve İran, daha sonra Çin ve Hindistan tarafından kıskançlıklakarşılanmıştı. XXI. yüzyılın başlarında, özellikle de 2001 yılının 11 Eylülolaylarından sonra bu devletlerden her biri Orta Asya bölgesi ile ilgili olarak kendikonumunu netleştirmeye çalıştığından, Türkiye’nin bölgedeki yeri için de bazıtehlikeler meydana gelmiştir. Öncelikle 2000’lı yıllardan itibaren Rusya, Çin veİran’ın bu bölgede yakınlaşma çabaları, bu ülkelerin Amerika ve Pakistan karşıtıtutumu açıkça ortadadır. Bununla ilgili olarak Orta Asya’da tekel oluşturma çalışanABD’ye ve onun partnerlerine karşı stratejik “Rusya-Çin-İran” üçgeninin yaranmasıda mümkündür.Şanghay Beşlisi’nin kurulması da bunun tezahürü olarak görülebilir. Diğertaraftan isimleri zikredilen bu devletlerin her birinin “Büyük Oyun”da bağımsızhamleleri ve Avrasya’nın merkezi bölgesinde ayrı bir güç gibi kuvvetlenme politikasıda mümkündür.Şüphesiz bu karmaşık uluslararası ortamda Orta Asya bölgesinde sağlamkonumu korumak çok zordur. Bu anlamda Türkiye’yi son derece ciddi mücadelebeklemektedir. Büyük devletlerin özellikle ABD, Rusya ve İran’ın bölge uğrundakirekabetinin arttığı bir ortamda, Türkiye’nin Orta Asya cumhuriyetleri ile özel olarakdüşünülmüş ilişkiler kurması zorunludur. Şöyle bir gerçeği dikkatten kaçırmamamızgerekmektedir: Sözkonusu devletler arasında, yalnız Türkiye’nin bölge devletleri ileetnik, dil ve din birliği bulunmaktadır. Bu yüzden Türkiye’nin daha etkin ilişkilerkurması ve bölgede güçlenmesi için şansının daha fazla olduğu söylenebilir.Buna ilaveten Türkiye’nin Orta Asya bölgesinde güçlenmesi yalnız kendisininfaydasına olan bir mesele değildir. Batılı devletlerden farklı olarak Türkiye,Avrasya’da barışın garantörü olarak daha büyük potansiyele sahiptir. Çünkü buülkenin politikası küresel oyunlardan uzaktır. Öyleyse, mevcut Avrasyacı stratejinindevam ettirilmesi durumunda Türkiye, Orta Asya’nın politik ve ekonomik gelişiminderol oynayacak büyük güçlerden birine dönüşme perspektifine sahiptir.Anahtar kelimeler: Türk birliği, Avrasyacı, ilişkiler, perspektifler* Bakü Devlet Üniversitesi Tarih fakültesinin dekanı79

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!