19.03.2018 Views

Kiymetsiz Yazilar - Imami Rabbani Ahmed Faruki Serhendi Hz. ve Muhammed Masum Hz. Mektubatlarindan - Hazirlayan Huseyin Hilmi Isik

İmâm-ı Rabbânî Müceddîd-i Elf-i sânî Ahmed Fârûkî Serhendi hazretlerinin üç cild (MEKTÛBÂT) kitâbından ve oğulları Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin de üç cild (MEKTÛBÂT) kitâbından, uzun bir çalışma sonunda çıkarılan kıymetli cümleler, Elif-ba sırasına göre tanzîm edilmiş, Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretlerine okunmuşdur. Dikkat ile dinledikden sonra, bunun adı (Kıymetsiz Yazılar) olsun demişdir. Okuyanın hayreti üzere, anlamadın mı, (Bunun kıymetine karşılık olabilecek birşey bulunabilir mi?) buyurmuşdur. Son sayfasında şu cümleler yer almakdadır: (Fırsat ganîmetdir. Ömrün temâmını fâidesiz işlerle telef ve sarf etmemek lâzımdır. Belki temâm ömrü, Hak celle ve a’lânın rızâsına muvâfık ve mutâbık şeylere sarf etmek lâzımdır....)

İmâm-ı Rabbânî Müceddîd-i Elf-i sânî Ahmed Fârûkî Serhendi hazretlerinin üç cild (MEKTÛBÂT) kitâbından ve oğulları Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin de üç cild (MEKTÛBÂT) kitâbından, uzun bir çalışma sonunda çıkarılan kıymetli cümleler, Elif-ba sırasına göre tanzîm edilmiş, Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretlerine okunmuşdur. Dikkat ile dinledikden sonra, bunun adı (Kıymetsiz Yazılar) olsun demişdir. Okuyanın hayreti üzere, anlamadın mı, (Bunun kıymetine karşılık olabilecek birşey bulunabilir mi?) buyurmuşdur. Son sayfasında şu cümleler yer almakdadır: (Fırsat ganîmetdir. Ömrün temâmını fâidesiz işlerle telef ve sarf etmemek lâzımdır. Belki temâm ömrü, Hak celle ve a’lânın rızâsına muvâfık ve mutâbık şeylere sarf etmek lâzımdır....)

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

her ne var ise, Hak sübhânehunun yaratması iledir, derler.<br />

Ve Hak sübhânehûyu âlemden ayrı olarak, tenzîh ederek,<br />

ancak mevleviyyet <strong>ve</strong> ubûdiyyet [rab olmak <strong>ve</strong> kul olmak]<br />

<strong>ve</strong> sâni’iyyet <strong>ve</strong> masnû’iyyet [yaratıcı <strong>ve</strong> yaratılan] olarak isbât<br />

ederler. Bu tâife, kendi sıfat <strong>ve</strong> olgunluklarını, ödünç<br />

alınmış elbise gibi bilirler. Bu tâife, kitâb <strong>ve</strong> sünnete muvâfık<br />

olarak, mümkinin mertebelerinin hepsini vâcibden ayrı<br />

kılıp, kendilerini yaratılmış kul bilirler. Kendilerini Hakkın<br />

zıllı bilmezler. İkinci tâife, âlemi Hak teâlânın zıllı bilirler.<br />

Ammâ, âlemin hâricde mevcûd olduğunu bilirler. Lâkin, zılliyyet<br />

yolu ile değildir. Asâlet yolu ile değildir. Bunların vücûdları,<br />

zıllin asl ile ayakda durması gibi Hak teâlânın varlığı<br />

ile varlıkdadır, derler. Bu tâife her ne kadar mümkinin<br />

derecelerini başlangıcdan ayrı görüp, yok bilirler. Ammâ,<br />

zılliyyet <strong>ve</strong> asâlet vâsıtasıyle bunların vücûdlarının artıklarından<br />

bir nesne kalmışdır. Üçüncü tâife, vahdet-i vücûda<br />

inanırlar. Ya’nî hâricde ancak bir mevcûd olup, o da Hak<br />

sübhânehudur, derler. Ve âlem için hâricde, ayrıca âlem<br />

yokdur, derler. Bu tâife de, her ne kadar, âlemi, Hak sübhânehûnun<br />

zıllıdir derlerse de, eşyânın zıllı mevcûdiyyeti, fekat<br />

his mertebesindedir. Hak sübhânehunun zâtını vücûb <strong>ve</strong><br />

mümkin sıfatları ile vasflanmış bilirler. Ve iniş dereceleri isbât<br />

ederler. Ve herbir mertebede, hemen Allahü teâlânın<br />

zâtını, o mertebeye lâyık olan hükümlerle vasflandırırlar.<br />

Her ne kadar, bu tâife kavuşmuşlardır <strong>ve</strong> olgunlardır. Ammâ,<br />

sözleri halka ilhâd <strong>ve</strong> dalâleti gösterir [sevk eder]. Bu<br />

tâife, hârici, te’sîrlerin çeşidli olması karşısında, mecbûri<br />

olarak, eşyâ ilmen mevcûd derler. Ve görünen şeyler için,<br />

varlık ile yokluk arasında geçiddir derler. Vücûbun rengini<br />

vâcibde sâbit kılarlar [isbât ederler]. Bu üç tâifenin ilmlerinin<br />

<strong>ve</strong> ma’rifetlerinin farklı olmasına sebeb, farklı makâmların<br />

hâsıl olmasındaki farkdandır. Herbir makâmın başka<br />

ilmleri <strong>ve</strong> ma’rifetleri vardır. 1/160. [Mektûbât Tercemesi: 195.]<br />

¥ Mâsivâya, akla gelen, <strong>ve</strong>hme gelen <strong>ve</strong> görülen herşey<br />

dâhildir. 2/59. [Se’âdet-i Ebediyye: 764.]<br />

¥ Mâsivâ, başdan başa noksanlık <strong>ve</strong> şerlikdir. 2/98.<br />

[Se’âdet-i Ebediyye: 930.]<br />

– 159 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!