19.03.2018 Views

Kiymetsiz Yazilar - Imami Rabbani Ahmed Faruki Serhendi Hz. ve Muhammed Masum Hz. Mektubatlarindan - Hazirlayan Huseyin Hilmi Isik

İmâm-ı Rabbânî Müceddîd-i Elf-i sânî Ahmed Fârûkî Serhendi hazretlerinin üç cild (MEKTÛBÂT) kitâbından ve oğulları Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin de üç cild (MEKTÛBÂT) kitâbından, uzun bir çalışma sonunda çıkarılan kıymetli cümleler, Elif-ba sırasına göre tanzîm edilmiş, Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretlerine okunmuşdur. Dikkat ile dinledikden sonra, bunun adı (Kıymetsiz Yazılar) olsun demişdir. Okuyanın hayreti üzere, anlamadın mı, (Bunun kıymetine karşılık olabilecek birşey bulunabilir mi?) buyurmuşdur. Son sayfasında şu cümleler yer almakdadır: (Fırsat ganîmetdir. Ömrün temâmını fâidesiz işlerle telef ve sarf etmemek lâzımdır. Belki temâm ömrü, Hak celle ve a’lânın rızâsına muvâfık ve mutâbık şeylere sarf etmek lâzımdır....)

İmâm-ı Rabbânî Müceddîd-i Elf-i sânî Ahmed Fârûkî Serhendi hazretlerinin üç cild (MEKTÛBÂT) kitâbından ve oğulları Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin de üç cild (MEKTÛBÂT) kitâbından, uzun bir çalışma sonunda çıkarılan kıymetli cümleler, Elif-ba sırasına göre tanzîm edilmiş, Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretlerine okunmuşdur. Dikkat ile dinledikden sonra, bunun adı (Kıymetsiz Yazılar) olsun demişdir. Okuyanın hayreti üzere, anlamadın mı, (Bunun kıymetine karşılık olabilecek birşey bulunabilir mi?) buyurmuşdur. Son sayfasında şu cümleler yer almakdadır: (Fırsat ganîmetdir. Ömrün temâmını fâidesiz işlerle telef ve sarf etmemek lâzımdır. Belki temâm ömrü, Hak celle ve a’lânın rızâsına muvâfık ve mutâbık şeylere sarf etmek lâzımdır....)

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

habbet <strong>ve</strong> pîrin te<strong>ve</strong>ccühü <strong>ve</strong> muhabbeti iledir. Onun bereketi<br />

ile kendi isti’dâdından yüksekliğe terakkî edip <strong>ve</strong><br />

muhabbet cezbesiyle pîrin gizli hâllerini [üstünlüklerini]<br />

cezb eder ki, bu seyr geçicidir. Tabî’î değildir. Veyâhud<br />

i’tikâdda bozukluk vardır ki, ilâcı yokdur [ilâc kabûl etmez].<br />

İ’tikâddaki gevşeklik, öyle bir geçid <strong>ve</strong>rmez engeldir<br />

ki, onun yolunu kesmişdir. İ’tikâd tâm <strong>ve</strong> şeyhde fânî<br />

olmadıkca terakkî mümkin değildir. Ve dâimâ sıkıntıda<br />

kalmaya mahkûmdur. 6/222.<br />

¥ Sâliklerin isti’dâdları çeşidli olup, tasarruf sâhibi pîr, bir<br />

sâliki, isti’dâdından yukarı mertebelere ulaşdırmağa kâdirdir.<br />

Ammâ, sâlikin isti’dâdına münâsib olan yüksek mertebelere<br />

ulaşdırmağa kâdirdir. Yoksa isti’dâdına zıd olan mertebelere<br />

yükseltmeğe kâdir değildir. 5/120.<br />

¥ Sâlik, <strong>Muhammed</strong>-ül-meşreb olmadığı takdîrde, <strong>Muhammed</strong>-ül-meşreb<br />

olan şeyhinin, sohbetinin câzibesi <strong>ve</strong> te<strong>ve</strong>ccühü<br />

sebebi ile, vilâyet-i <strong>Muhammed</strong>iyyenin kemâlâtına<br />

ulaşır. O vilâyetin ona mahsûs olan hâlleri ile şereflenir. Lâkin,<br />

ona <strong>Muhammed</strong>-ül-meşreb demek <strong>ve</strong>yâhud vilâyet-i<br />

<strong>Muhammed</strong>î sâhibi demek mümkin değildir. Zîrâ bu kemâl<br />

onda yokdur <strong>ve</strong> uzakdır. Zâtî <strong>ve</strong> tabî’î değildir. Onun vilâyeti,<br />

ayağı altında bulunduğu Nebînin vilâyetidir. 6/140.<br />

¥ Sâlikin aslıl üsûlü (asıl aslı), i’tibârât-ı ilâhîdir. [Allahü<br />

teâlânın ihsânı iledir.] 4/1.<br />

¥ Sâlik yolun başında iken zevkler <strong>ve</strong> değişik hâller <strong>ve</strong> çeşidli<br />

sırlar <strong>ve</strong> ma’rifetlerin beyânı kâindir. [Bunlar hâsıl olur.<br />

Bunların merkezidir.] Yolun temâmlanmasından sonra, yüksek<br />

derecelere ulaşdıkda, cehl <strong>ve</strong> acz <strong>ve</strong> dilin tutulması hâsıl<br />

olur. 4/88.<br />

¥ Sâlikin mebde-i te’ayyünü olan ism, sâlikin idrâkini istilâ<br />

edip, sâlik kendi varlığını onun yanında örtülü olarak <strong>ve</strong><br />

kendini yok bulur. O ismde fânî olup, vücûdu <strong>ve</strong> kemâlât-ı<br />

vücûdu ondan bilip <strong>ve</strong> ona tâbi’ oldukda, mutlak fenâya ulaşır.<br />

5/120.<br />

¥ Sâlik, esmâ [ismler] <strong>ve</strong> sıfat <strong>ve</strong> kendi mebde-i te’ayyü-<br />

– 296 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!