19.03.2018 Views

Kiymetsiz Yazilar - Imami Rabbani Ahmed Faruki Serhendi Hz. ve Muhammed Masum Hz. Mektubatlarindan - Hazirlayan Huseyin Hilmi Isik

İmâm-ı Rabbânî Müceddîd-i Elf-i sânî Ahmed Fârûkî Serhendi hazretlerinin üç cild (MEKTÛBÂT) kitâbından ve oğulları Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin de üç cild (MEKTÛBÂT) kitâbından, uzun bir çalışma sonunda çıkarılan kıymetli cümleler, Elif-ba sırasına göre tanzîm edilmiş, Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretlerine okunmuşdur. Dikkat ile dinledikden sonra, bunun adı (Kıymetsiz Yazılar) olsun demişdir. Okuyanın hayreti üzere, anlamadın mı, (Bunun kıymetine karşılık olabilecek birşey bulunabilir mi?) buyurmuşdur. Son sayfasında şu cümleler yer almakdadır: (Fırsat ganîmetdir. Ömrün temâmını fâidesiz işlerle telef ve sarf etmemek lâzımdır. Belki temâm ömrü, Hak celle ve a’lânın rızâsına muvâfık ve mutâbık şeylere sarf etmek lâzımdır....)

İmâm-ı Rabbânî Müceddîd-i Elf-i sânî Ahmed Fârûkî Serhendi hazretlerinin üç cild (MEKTÛBÂT) kitâbından ve oğulları Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî hazretlerinin de üç cild (MEKTÛBÂT) kitâbından, uzun bir çalışma sonunda çıkarılan kıymetli cümleler, Elif-ba sırasına göre tanzîm edilmiş, Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretlerine okunmuşdur. Dikkat ile dinledikden sonra, bunun adı (Kıymetsiz Yazılar) olsun demişdir. Okuyanın hayreti üzere, anlamadın mı, (Bunun kıymetine karşılık olabilecek birşey bulunabilir mi?) buyurmuşdur. Son sayfasında şu cümleler yer almakdadır: (Fırsat ganîmetdir. Ömrün temâmını fâidesiz işlerle telef ve sarf etmemek lâzımdır. Belki temâm ömrü, Hak celle ve a’lânın rızâsına muvâfık ve mutâbık şeylere sarf etmek lâzımdır....)

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

dırılmış bulur]. Ve islâmî teklîfleri, zincîr-i dest [el bağı] <strong>ve</strong><br />

pây-ı mecnûn bulur <strong>ve</strong> hayâl-i sükût tekâlif eder. Ve zikri<br />

laklaka [söz kalabalığı] <strong>ve</strong> günâh fehm eder. 4/181<br />

¥ Cem’ul cem’, halkı Hak celle <strong>ve</strong> a’lâdan ayrı görmek<br />

olup, küfr-i tarîkatdan sonra hâsıl olur. 6/207<br />

¥ Cem’ul cem’, ya’nî fark mertebesi, islâm-ı hakîkî, sahv<br />

<strong>ve</strong> ma’rifet makâmıdır. 4/26<br />

¥ Cem’ul cem’ makâmında olan sâlikin ârâmı [râhatı]<br />

ubûdiyyetde <strong>ve</strong> lezzeti de tâ’atdedir. 4/181<br />

¥ Cem’i <strong>Muhammed</strong>î “sallallahü aleyhi <strong>ve</strong> sellem” cem’i<br />

ilâhîden dahâ geniş diyen ârif, cem’i <strong>Muhammed</strong>î vücûb <strong>ve</strong><br />

imkân mertebelerini câmi’dir [toplamışdır.] Lâkin cem’i ilâhî<br />

onları câmi değildir diye buyurur. Hâlbuki bu şühûd şey’in<br />

misâllerinin asla benzemesi kabîlindendir. Zîrâ cem’i <strong>Muhammed</strong>îde<br />

olan numûne vücûb mertebesinin numûneleridir.<br />

Aslı değildir. O mertebe imkânın ihâtasından dahâ yüksek<br />

[berter] <strong>ve</strong> münezzehdir. 6/164.<br />

¥ Cin, teklîfde insana tâbi’ <strong>ve</strong> bizim Peygamberimizin<br />

“sallallahü aleyhi <strong>ve</strong> sellem” dînine tâbi’ kılınmışdır. 6/29<br />

¥ “Cennetde yüz derece vardır ki, a’lâsı Allah yolunda cihâd<br />

edenlere ihsan edilmişdir. İki derecenin arası yer <strong>ve</strong> gök<br />

arası kadardır”. Hadîs-i şerîf. 4/64.<br />

¥ Cennete giren insanların çoğunun girmelerine sebeb,<br />

Allah için takvâ <strong>ve</strong> güzel ahlâkdır. Ve Cehenneme insanların<br />

çoğunun girmelerine sebeb, gam <strong>ve</strong> ferecdir (tasa <strong>ve</strong> şâdümânlıkdır)<br />

hadîs-i şerîfini Tirmizî <strong>ve</strong> İbni Hibban <strong>ve</strong> Beyhekî<br />

rivâyet ederler. 4/147 [Cevâb Veremedi: 342, Herkese Lâzım<br />

Olan Îmân: 141.] Ferec=Gam’ın aksi.<br />

¥ Cennetin eşcar [ağaçları], enhar [nehirleri] <strong>ve</strong> bunun<br />

gibi hûrî <strong>ve</strong> gılmâni, Hak sübhânehûnun tenzîh <strong>ve</strong> tahmîdinin<br />

ma’nâlarının görünmesidir ki, dünyâda o ma’nâlar bu<br />

harfler kis<strong>ve</strong>sine <strong>ve</strong> kelimeler sûreti ile peydâ olmuşdur [görünmüşdür,<br />

ortaya çıkmışdır]. Meselâ Sübhânallah gibi <strong>ve</strong><br />

dahî Elhamdülillah gibi. Ve bu kelimelere dünyâda mübâ-<br />

– 258 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!