You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Sayı 3 / 2020
ÖĞRETMENLİK
MESLEĞİ VE
ÖĞRENEN
ÖĞRETMEN
MODELİ
AAkademik çerçevede “Örgün eğitimde bir öğretim
görevi ile yükümlü her derecedeki öğreticileri kapsamaktadır.”
(Akyüz, 1978) şeklinde tanımlanan öğretmen, Yahya Kemal’in
“kökü mazide olan ati” ifadesinin en çok yakıştığı toplum mimarıdır.
Gelenekten geleceğe köprü olma istidadına sahip öğretmenler
toplum inşasına, henüz sınırlarını tanımlayamadığımız
engin bir öğrenme, üretme, sevgi ve hizmet potansiyeliyle
doğan bireylerin eğitimiyle başlarlar. Biyolojik bir varlık olarak
doğan insan eğitim yoluyla sahip olduğu potansiyele işlerlik
kazandırır, varlığını sürdürmeyi öğrenir ve giderek sosyal ve
kültürel bir varlık haline dönüşür. (Özcan, 2011) .
Bireylerin hayata hazırlanmasında temel bir rol üstlenmiş
durumda olan öğretmenlerin, eğitiminden yaşam tarzına,
giyiminden hareket ve tavırlarına, aile hayatından bireysel
ilişkilerine kadar her alanda çevresine mesajlar vermekte
olduğu aynıyla vakidir. Öğretmenin hem mesleği hem de bu
örnek rolü sebebiyle bilgi toplumunun gereklerini önce kendisinin
yerine getirmesi, daha sonra da ailesi, çevresi ve öğrencilerine
bu gerekliliklerin yerine getirilmesi noktasında rehberlik
etmesi beklenmektedir. Bu beklentiyi en verimli şekilde karşılamanın
yegâne yolu ise öğretme eyleminin yanında öğrenme
eylemiyle de hayat boyu hemhal olmaktır. Günümüzde öğretmenlerin
en az öğrencileri kadar öğrenme ile aralarının iyi olması,
yirmi birinci yüzyıl çocuklarının özgürleşen ve güçlenen,
bir yandan üreten, eleştiren, düşünen, sorgulayan, araştıran,
öte yandan da öğrenmeyi öğrenen, iletişim kurabilen, teknolojiye
hâkim, bilgiyle dost, topluma ve çevresine duyarlı bireyler
olarak yetiştirilebilmesini sağlayacaktır.
Öğrenme Karşısında Öğretmen
Eğitim bilimcilere göre “öğrenmenin nasıl
oluştuğu, öğrenmede etkili olan faktörlerin neler
olduğu, en iyi öğrenme ortamının nasıl olması
gerektiği” gibi sorulara farklı yaklaşımların
farklı cevaplar vermesi sonucu oluşan öğretme
ve öğrenme yaklaşımları, tarihsel süreçte
birbiri üzerine yapılandırılmış ve her biri fark-
l ı
noktalara odaklanmıştır. Öğrenme yaklaşımlarından biri olarak
tanımlanan derinlemesine öğrenme yaklaşımı, içsel olarak
öğrenmeye istekli ve meraklı olan, yeni öğrendiklerini anlamlı
biçimde yapılandıran ve eski bilgilerle anlamlı şekilde ilişkilendiren
bireylerin içinde bulunduğu öğrenme yaklaşımıdır.
Diğeri ise olumlu ve olumsuz pekiştireçlere göre ortaya çıkan
dışsal beklentiyi karşılamaya yönelik hareket ederek, konuyu
bütünüyle anlamaya çalışma ve ilişkiler kurma yönünden eksik
kalma şeklindeki yüzeysel öğrenme yaklaşımıdır. Konu, araştırmalarda
genel olarak öğrenciler açısından ele alınsa da, eğitimin
en önemli sacayaklarından biri olan öğretmenin, devam
etmesi gereken yaşam boyu eğitim sürecinde hangi yaklaşımı
benimseyip sergilediğinin ele alınması eğitim kalitesi itibariyle
büyük önem arz etmektedir. İçsel bir dürtüyle öğrenmeye açık
olan öğretmenlerin bilgiyi, yenilenen ve gelişen haliyle öğrencilerine
aktaracağı, öğretim esnasında daha etkili ve kalıcı eğitimi
sağlayacağı gerçeğinden hareketle, öğretmenin öğrenme
karşısında derinlemesine öğrenme yaklaşımını benimsemesi
faydalı olacaktır.
Öğretmenlerin kendi öğrenmeleriyle paralel biçimde
öğrettikleri önermesini sunan araştırmalar, öğrenen becerileriyle
öğreten becerilerinin kullanım düzeylerinin de birbiriyle
paralellik arz ettiğini belirtmektedir. (Ekinci, 2015) Bu bilgiler
ışığında söylenebilir ki, araştırmaya, öğrenmeye, öğrenmeyi
öğrenmeye ve işbirliğine açık olan öğretmenler; yetiştirdikleri
öğrencilerin bu becerileri çok daha erken yaşlarda kazanmasına
katkıda bulunacaktır.
Öz Yeterlik ve Öğretmenin Öğrenmesinde Etkisi
Öğretmenin bahsedilen anlamda başarıyı yakalayabilmesi
için, ilk kez Sosyal Öğrenme Kuramı’nda da ortaya konan,
belirlenen düzeyde öğrenme ve becerileri gerçekleştirme
yeteneğine ilişkin kişisel inancı ifade eden “öz yeterlik” kavramı
karşımıza çıkmaktadır.
Bireyin farklı durumlarla baş etme, belli bir
etkinliği başarma yeteneğine ve kapasitesine
ilişkin kendini algılayışını
ifade eden öz yeterlik,
öğretmenin de öğrenmeyi
sürdürme motivasyonu
ve başarısı
üzerinde güçlü bir
etkiye
30