Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Sayı 3 / 2020
OKULDA BAĞIMLILIKLA MÜCADELE:
ÖNLEYİCİ TEDBİRLERLER VE KURUMSAL İŞ BİRLİKLERİ
Madde bağımlılığı, bütün dünyada en önemli sorun
olarak gündemde yerini almaktadır. Yapılan araştırmalar, bu
durumun ülkemizde de de son zamanlarda özellikle genç bireylerde
artmakta olduğunu ve bu yükselen artış oranlarıyla
birlikte gelecek zaman diliminde, ülkemizin en önemli sorunlarından
birisinin madde bağımlılığı olabileceğini işaret etmektedir.
Peki, bağımlılık nedir? Türk Dil Kurumuna göre Bağımlılık:
“Bağımlı olma durumu, tabiiyet.” olarak ifade edilmektedir.
Genel bir tespitle bağımlılığı kullanılan madde olmadığında,
bireyde ortaya çıkan “yoksunluk hissetme”, “sağlıklı yaşamı devam
ettirememe”, “sosyal ilişkilerde bozukluk” şeklinde tanımlamak
mümkündür.
Tarık Dursun K. bağımlılığı “Bağımlılık bir süre mutlu
eder; sonra alışkanlık olur, daha sonra baskıya dönüşür.” şeklinde
tanımlamıştır. Birey için maddeyi kullanıma ilk başlangıç
nedeni, merak duygusudur. Merak duygusu ile başlayan madde
kullanımı; kişide çok kısa bir sürede bağımlılığa neden olmakta,
fakat kişi bu durumun farkında olmadığı gibi, eylemin
kendi kontrolü altında olduğunu, bu durumu denetleyebileceğini,
istediği zaman madde kullanımını bırakabileceğini ve bağımlı
olmadığını düşünür. Ancak kişi bir süre sonra kontrolden
çıkarak, tasarladığı ve tahmin ettiğinden daha fazla madde
kullanmaya başlar. Bağımlılığa giden yolda üç basamak vardır,
bunlardan birincisi “kullanım”, ikincisi “kötüye kullanım”, üçüncüsü
“bağımlılıktır.”
Türkiye nüfusunun %33’ü 30 yaş altında olup bu oran
yaklaşık 30 milyon nüfusa tekabül etmektedir. Türkiye’de genç
nüfus oranını yüksek olması avantaj gibi görünse de madde
kullanımı ile ilgili yapılan çalışmalara bakıldığında son yıllarda
genç nüfusta madde kullanım oranlarında hızlı bir artış olduğu
görülmektedir.
Madde kullanımını artıran risk faktörlerini şu başlıklar
halinde sıralayabiliriz:
• Arkadaş gurubuna bağlı etkenler: Arkadaşın madde kullanması
ve onaylaması.
• Aileye bağlı etkenler: Ebeveynlerin alkol, madde kullanımı,
bunu onaylayan tutumları.
• Ailede sağlıklı iletişimin olmayışı: Aile içi ihmal istismarın olması,
ebeveynin ergenin yaşamı ile ilgili olmaması, baskıcı tutum.
• Bireye özgü nitelikler: Aşırı çekingen, utangaç olması, düşük
benlik saygısı, hayır diyememe.
• Okulda başarısızlık: Okul ile bağ kuramama, derse ilgisizlik,
yalnızlık.
• Fiziksel ve ruhsal hastalıklar: Psikosomatik hastalıklarda kullanılan
ilaç kullanımına yatkınlıklar.
• Çevresel etkenler: Düşük sosyo-ekonomik düzey, madde kullanımının
sık olduğu ve ulaşımının kolay olduğu çevre vb. gibi
sıralanabilir.
Önleme Çalışmaları Nasıl Yapılmaktadır?
Yasal Dayanaklar:
Madde kullanımını önleme çalışmalarının yasal dayanaklarına
bakıldığında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın
58. maddesinde, “…Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden,
uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü
alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri
alır.” şeklinde belirtilerek ülkemiz gençliğinin sigara, alkol,
uyuşturucu/uçucu maddeler, kumar vb. gibi tehlikelere karşı
korunmaları, gerekli tedbirlerin alınması devletin bir görevi
olarak kabul edilmiştir.
58