Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Biyogüvenlik Kurulu geçtiğimiz aralık<br />
ayında yem amaçlı 13 GDO’lu<br />
(Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar)<br />
mısır çeşidinin kullanımına<br />
izin verince tartışmanın da fitili ateşlendi.<br />
Aslında Türkiye’de bu ürünlerin ticareti<br />
1998 yılından beri yapılıyor ve dönem dönem<br />
genetiği değiştirilmiş ürünlerin insan<br />
sağlığı üzerindeki olası etkileri gündeme<br />
taşınıyor. Dünyada 16 yıllık geçmişi olan bu<br />
ürünler bitki biyoteknolojisindeki gelişmelere<br />
paralel olarak üretilmeye başlandı. İlk<br />
ürün Flavr Savr domatesleriydi. Onu mısır,<br />
pamuk ve patates izledi.<br />
Peki, dünyada neden GDO’lu ürüne ihtiyaç<br />
duyuluyor? Bu ürünleri savunan bilim insanlarına<br />
göre yanıt basit: Her geçen yıl hızla<br />
artan dünya nüfusuna hem besleyici hem de<br />
dayanıklı ürünler sunmak için. Araştırmalar<br />
ABD’de işlenmiş gıdaların yüzde 75’inin<br />
GDO’lu ürün olduğunu gösterirken tüketici-<br />
lerin de bu ürünleri üreten kuruluşlara sonsuz<br />
güven duyduklarını ortaya koyuyor.<br />
Dünyada kanoladan karanfile, pirinçten<br />
mısıra kadar 20 civarında tür üzerinde GDO<br />
çalışmaları yapılıyor. Ancak ticarete konu<br />
olan GDO’lu türler soya fasulyesi, pamuk,<br />
mısır ve kanola. 2009 yılında yapılan bir<br />
araştırmaya göre dünyada GDO’lu tohum<br />
ekimine izin verilen ülkelerde 90 milyon<br />
hektar soya ekim alanının yüzde 77’si genetiği<br />
değiştirilmiş soya, 33 milyon hektar<br />
alanın yüzde 49’u pamuk, 158 milyon<br />
hektar alanın yüzde 29’u da mısır olarak<br />
belirlenmiş. Avrupa’da ise İspanya yaklaşık<br />
135.000 dönüm ile en fazla GDO’lu ekim<br />
alanına sahip ülke. Burada 27 GDO’lu ürün<br />
üretimine izin verilmiş durumda. Tarımsal<br />
Biyoteknoloji Uygulamaları İçin Uluslararası<br />
Hizmetler Enstitüsü’nün (ISAAA) 2008<br />
raporuna göre de 1996-2007 yılları arasında<br />
GDO sektörü ile 44 milyar dolarlık gelir ar-<br />
tışı gerçekleştiği saptanmış. Bu artışın yüzde<br />
44’ü verim artışından elde edilen fazla<br />
üründen elde edilmiş. Yine aynı çalışmada<br />
dünyada toplam GDO ekim alanının 312<br />
milyon 500 bin dönüme ulaştığı belirlenmiş.<br />
ABD, Arjantin, Brezilya, Kanada ve Hindistan<br />
bu ürünlerin ekimini en fazla yapan<br />
ilk beş ülke arasında yer alıyor. Son 10 yılda<br />
GDO’lu bitkilerden en fazla üretilenin ise<br />
soya olduğu belirtiliyor.<br />
TÜRKİYE’DE HAYVAN YEMİ<br />
GDO’lu ürünler Avrupa Gıda Güvenliği<br />
Otoritesi (EFSA) tarafından test ve risk<br />
değerlendirmelerine tutuluyor. Sonuçlar<br />
EFSA’nın web sitesinde yayımlanıyor. Örneğin<br />
sitede en son genetiği değiştirilmiş<br />
mısırın normal mısır kadar güvenli olduğu<br />
açıklandı. Türkiye’de ise GDO’lu ürünler<br />
sadece hayvan yemi olarak kullanılıyor. İlk<br />
kez GDO’lu üç soya çeşidinin yem olarak<br />
MART-NİSAN 2012 D-LIFE | 71