29.10.2014 Views

745b601f10

745b601f10

745b601f10

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

M‹MARLIK<br />

Ruhunda estetik hissiyatını kaybetmiş veya kaybettirilmiş bir toplumun<br />

irfanına ve maneviyatına iltifatı bu kadar azalmışken, şekli bir bağlılık ötesine<br />

varmayan aidiyetin de yöneticilere, hayata, mimariye ve şehre de aynen<br />

yansımakta olduğu inkâr edilemez bir gerçektir. Yoksa dünün şaheserlerini<br />

inşaa eden bu toplumun taklitçi, hazırcı, kimliksiz, ilgisiz ve ilişkisiz ve bu<br />

derece pespaye bir mimariyi bir şehirciliği kabullenmesi ya da yapması<br />

mümkün değildir.<br />

24 M‹MAR VE MÜHEND‹S<br />

dığını, bir Süleymaniye, bir Selimiye Camii’nin<br />

bu tecrübe ve gelenek üzerine bina<br />

edildiğini belirtmektedir.<br />

Tayla, “Eğer klasik cami yapıyorsak, klasik<br />

caminin bütün elemanlarını, bütün<br />

fonksiyonel unsurlarını bir talebe gibi çalışmamız<br />

lazım. Penceresini, kapısını, sütununu<br />

tekrar tekrar ölçüp, bunlardan<br />

dersler almamız lazım.”Peygamberimiz<br />

(SAV), ashabını mescitte toplayıp onlarla<br />

halleşmeyi, sohbet etmeyi, onların birbirlerini<br />

tanımalarını, dertlerini öğrenmeyi<br />

amaç edinmiştir.(…) Camilerin ibadet tarafı<br />

elbette ki mahfuz, zaten bizim camilerimiz<br />

bu amaçla yapılmıştır. Bunun ilk örneklerini<br />

XIV. yüzyılın sonu XV. yüzyılın<br />

başlarında Bursa’da görüyoruz. Erken<br />

Osmanlı devrinde yeni bir cami tipi ortaya<br />

çıkıyor. … Bursa’daki Yeşil Cami ve Yıldırım<br />

Camii’nde bir takım odalar var. Bu<br />

odalar, ibadetin dışında, dışardan gelen<br />

din adamlarını misafir etmek ve onlarla<br />

sohbet etmek için kullanılmıştır. İstanbul’a<br />

gelindiğinde bu, külliyeye dönüşmüştür.<br />

Aslında Bursa’da da bu var, ama<br />

dağınık, henüz fikir olarak kalmış. Ama<br />

İstanbul’da birden bire külliyeler doğuyor.<br />

İşte Fatih Camii en büyük külliye şeklinde.<br />

Ortada bir cami, Karadeniz ve Haliç yakasında<br />

çok düzenli şekilde külliye sistemi<br />

kurulmuş. Bu, Süleymaniye’de önemli şaheser<br />

haline gelmiş. Demek ki bu külliyeler,<br />

sosyal hizmetlerin örüldüğü mekânlar<br />

olmuştur. Camiler öyle bir yerde yapılmalı<br />

ki, herkesin ihtiyacını karşılayabilmelidir.<br />

Mahalle aralarında, dört minareli<br />

camiler yerine; mescitler yapılabilir; ama<br />

bunlar son derece sade, basit, çatılı olabilir.<br />

Eskiden bizim çok güzel çatılı camilerimiz<br />

vardı. Mimar Sinan’ın Topkapı surlarının<br />

hemen çıkışında bir camisi var.<br />

Belki sizlerin de görmediği onaltıncı yüzyılda<br />

yapılmış harika camilerden biri. Demek<br />

ki çatılı olması, güzel olmasına mani<br />

olmuyor. “<br />

Merhum bilge mimar Turgut Cansever;<br />

Mimar Sinan’ın meslekte zirveye yükselmesini<br />

hazırlayan nedenleri değerlendirirken;<br />

“Mimar Sinan’ın nasıl bir çevre,<br />

nasıl bir teşkilatlanma ve etkilendirme<br />

sistemi içerisinde bu başarıyı sağladığı<br />

“Mimar Sinan ve İçinde Geliştiği Ortam”<br />

isimli İngilizce yayınlanan bir kitaptan<br />

bahsediyor. “Harward ve Pensilvanya üniversitelerinin<br />

katkılarıyla hazırlanmış.<br />

Evet, bir kaç yüz insanın çalıştığı bir mimarlık<br />

bürosu var ve toplumun en seçkin<br />

insanı, orada tek başına tam yetkili. Hz.<br />

Peygamber (SAV) “İnsanların en iyisi âlimin<br />

iyisi, insanların en kötüsü âlimin kötüsüdür”<br />

buyuruyor. Bütün yetki, o alanı<br />

en iyi bilen insana verilmiş… Evvela iyi ve<br />

kötünün ne olduğu bilinmiyor, tabiî bir yığın<br />

pespayelikler görülüyor, bunları aşmak<br />

için vasat iyilerin örnek teşkil etmesi<br />

yeterli değildir. Mutlaka süratle en iyinin<br />

etkinliğini sağlamak gerekiyor. Dolayısıyla<br />

da biz mimarlar olarak, bu defa o en iyinin<br />

ne olduğunu tarif etmek mecburiye-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!