You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
kardeşçe diyaloglarla oluşmuş bir arkadaşlık hayat<br />
bile kurtarabilir” derim.<br />
İlk 6 ay böyle geçti, sonra ilk işimizi almaya başladık.<br />
Tabi ilk işimizi alana kadar yüzlerce yere teklif vermiştik.<br />
Ancak genelde bizi tecrübesiz buldukları için<br />
iş alamamıştık. Sonra aradan iki yıl kadar bir vakit<br />
geçti, biz artık her teklif verdiğimiz işi almaya<br />
başlamıştık. Biz işlerimizi güzel yapmıştık, müşteri<br />
bize inanmaya başlamıştı, kulaktan kulağa pazarlama<br />
metodu çalışmıştı. Biz de biraz pazarlamaya yatırım<br />
yapmıştık tabii. Hiç iş alamadığımız dönemden,<br />
her teklif verdiğimiz işi alabildiğimiz döneme girmiş<br />
olduğumuz için mutluyduk.<br />
İki ortağımdan biri kuruluşumuzun daha ilk aylarında,<br />
bugün rahmetli olan babasının ısrarı üzere, diğer<br />
ortağım ise başka iş yapmak istediği için ilk yılında<br />
ayrılmıştı. Kalmıştım yalınız.<br />
Sene 1989’un sonlarını gösteriyordu. İlk “artı kaynak”<br />
üretimimiz bu dönemde oluştu. Yani hem borçlarımızı<br />
ödemiştik, hem faaliyet giderlerimizi karşılıyorduk<br />
hem de “kaldıraç etkisi” yapabilme fırsatı<br />
oluşturan “artı kaynak” oluşturmuştuk. Sonraki büyümelerin<br />
temelinde, oluşturulan bu artı kaynağın<br />
payı büyüktür.<br />
M‹ADINI DOLDURMUfi SEKTÖRDE<br />
ISRARCI OLUNMAMALI<br />
Fakat araya bir Körfez Krizi girdi. Körfez Krizi’nden<br />
bizde. Alacaklarımızı tahsil edemedik. Artı değerimizin<br />
neredeyse yarıdan fazlası eridi. Biz kalanıyla projecilikten<br />
sanayiciliğe geçiş sürecini yönetmeye çalıştık.<br />
“Tam zamanlı bir geçiş” şeklinde bir tabir kullanırım.<br />
Eğer bir sektör miadını doldurmuşsa orada<br />
kalmak için ısrarcı (sebat etmekle, miadını doldurmuş<br />
bir konudan uzaklaşmayı çelişki olarak telakki<br />
etmiyorum, bilakis bir zaruret olarak görüyorum) olmamak<br />
lazım.<br />
Tabi ki “üretime geçiş” kolay olmadı. Projecilikten<br />
elde edilen sermaye bir üretim sürecini yönetmeye<br />
yeter mi? Tabi ki yetmez. Sonra üretebilmenin bilgisine<br />
(Know-How) sahip olmak lazım. Ürünün satışında<br />
ihtiyaç duyulan değerlerin biri de “marka”dır.<br />
Güçlü bir markaya sahip olmak lazım. Hem bilgi<br />
(Know-How), hem marka için gelişmiş bir ülkenin<br />
firmalarından birinin lisansı ile üretim yapmak, Türkiye<br />
gibi ülkelerin firmalarının yaptığı en kestirme<br />
yoldur. Bunu yapabilecek ne tecrübemiz, ne de bu<br />
amaç için kullanabilecek ilave bir paramız vardı.<br />
Üretimi de kendimiz başarmalı, tüm bilgi ihtiyacını<br />
da kendimiz üretmeli, markamızı da kendimiz<br />
oluşturmalıydık. Biz mühendistik ve bu ülkenin mühendislerine<br />
örnek olmalıydık.<br />
Bir firmadan lisans almak “hegomonya” gibi bir şey.<br />
Millet olma bilincine eriştiği ilk günden devlet olmuş<br />
bir milletin mensubu olarak, özgürlük hakkımızı sınırlayacak<br />
bu tür bir eyleme giremezdik. Biz bu yanlışı<br />
yapmadığımız gibi, bu ülkemizin her hangi bir kuruluşu<br />
da bu yanlışı yapmamalı. Teknoloji satın aldığımız<br />
ölçüde bağımlı oluruz. Biz “sadece teknolojisini<br />
kendisi geliştiren ülkelerin bağımsız olduğuna”<br />
inanıyoruz.<br />
Mutluyuz ki hiçbir ülkeden ya da firmadan Know-<br />
How ya da lisans almadık. Bugün dünyanın pek çok<br />
ülkesine Know-How ve lisans satıyoruz. Ülkemizde<br />
lisans satan iki yerli kuruluş varsa birisi biziz, diğerini<br />
de bilmiyorum.<br />
SERMAYE KAR ‹LE BÜYÜTÜLMEL‹D‹R<br />
Biliyorsunuz bankalar geçmişi olan, hikâyesi olan, iyi<br />
bir bilançosu olan, bilançosundaki özkaynak bölümü<br />
dolu olan firmalara kredi verirler. 1987 yılında sıfır<br />
sermaye ile kurulmuş bir firmanın, 1990 yılında ban-<br />
Bir gün telefon<br />
fihristinize bakmanız<br />
gerektiğinde rahatça<br />
arayabileceğiniz<br />
arkadaşlarınızın<br />
olmadığını<br />
görebilirsiniz. Bence<br />
çok büyük bir kayıp,<br />
çok gerektiği bir anda<br />
kardeşçe diyaloglarla<br />
oluşmuş bir arkadaşlık<br />
hayat bile kurtarabilir<br />
MART-N‹SAN 2011 67