journal of turkology research tubar volume_31
journal of turkology research tubar volume_31
journal of turkology research tubar volume_31
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
123<br />
TÜBAR-XXXI-/2012-Bahar/Devlet Ana Romanına Nakşedilen...<br />
Kam Pürenin oğlu Bamsı Beyrek boyunda, Banı Çiçek, nişanlısı<br />
olarak bildiği Beyrek’i yiğitlik konusunda denemek ister. Đki nişanlının<br />
mücadelesi sonucunda Banı Çiçek yenilir, hikâyede Beyrek ile Banı Çiçek’in<br />
güreşmeleri ve Banı Çiçek’in yenilgisi şöyle dramatize edilir:<br />
“Gayrete geldi, kavradı kızun bağdamasın aldı, emçeginden tutdı.<br />
Kız koçındı. Bu kez Beyrek kızun ince biline girdi, bağdadı arhası üzerine<br />
yire urdı. Kız aydur: Yigit Pay Piçenün kızı Banu çiçek menem didi.<br />
Beyrek üç öpdi, bir dişledi, dügün kutlu olsun han kızı diyü parmağından<br />
altun yüzügi çıkardı kızun parmağına kiçürdi” (Ergin 1997a: 123).<br />
Romanda Aslıhan, sevdiği adam olan Kerim’le yakınlaşırken Cinli<br />
Nefise’nin anlattığı “Dede Korkut masalı” aklına gelir:<br />
“Söğüt’ün en utanmaz karısı Cinli Nefise’nin, Dede Korkut masalından<br />
ballandırarak anlattığı yeri hatırlıyordu: “Oğlan, kızı alıcı kuş gibi<br />
kaptı, kaldırıp yatağa vurdu, koca Tanrı yarattı demeyip yolup soyup<br />
bastırdı. Önceleri nazlanıp istemeze vurup kaçınan kız, giderek oğlanın<br />
tadını alıp kızıp azıp bunca yılın ergen açlığı kabarıp doyması kalmayıp<br />
koşuldu. Darısı hepimizin başına, hey avrat takımı, bunlar, böylece, ırağından<br />
yakınından sürüştüler, gizli yerlerinden elleştiler, dil verip dil alıp<br />
emiştiler, üstte altta boğuşarak eziştiler. Sönmez ateşlere girip çıkıp bunalıp<br />
gök terlere batıp ayılıp soluklanıp daldılar, otuz iki oyunu ve yirmi<br />
bir düzeni ardı ardına ulayıp ‘Pes edene yuf’ diye ant içip dilden elden<br />
belden düşene kadar uğraştılar. Đkisi de inatlaşıp pes etmedi. Halden düşüp<br />
biri sağa, biri sola devrildi. Kızdır aklı başına gelmesiyle, başladı<br />
çırpınıp yolunmaya… ‘Bre kavat kızı anaaa… Bunun tadı böyleymiş de,<br />
neden beni ere vermedin on birimde, on ikimde.. Neden beklettin on<br />
dördüme kadar’ diye sövdü, siydi, yemin içti ki, ölene dek helâllık vermeye<br />
anası gâvura…” (DA: 482).<br />
Aslıhan’ın “masal” olarak nitelendirdiği yukarıdaki metin, Kam<br />
Pürenün Oğlı Bamsı Beyrek boyunda, Beyrek ile Banı Çiçek arasında<br />
yaşananların değiştirilmiş şeklidir.<br />
Görülüyor ki, Kemal Tahir, Dede Korkut içeriğinden oldukça fazla<br />
yararlanmış; hikâyelerde yer alan sözleri bazen aynen bazen değiştirerek<br />
romanında kullanmıştır. Dede Korkut dil ve söyleyişleriyle benzer nitelikler<br />
taşıyan tüm bu öğeler, Dede Korkut soluğunun romanlara ne şekilde<br />
yansıtıldığını gözler önüne sermiştir.<br />
Ayrıca yazar, “Dede Korkut sazı”, “Korkut Ata devri”, “Dede<br />
Korkut masalları” gibi ifadeleri sembolik olarak eserinde kullanmıştır.<br />
- Beri bak Kerimcan, Dedem Korkut sazına alınacak ve de tarihlere<br />
yazılacak mesele bizdedir (DA: 513).<br />
- Bildiğin Korkut Ata devri…<br />
- Dede Korkut masalları okuyan Gurbet Abdalı (DA: 438).