journal of turkology research tubar volume_31
journal of turkology research tubar volume_31
journal of turkology research tubar volume_31
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
161<br />
TÜBAR-XXXI-/2012-Bahar/Garîb’in Yûsuf u Züleyhâ’sı...<br />
var); ıràın-: Sallanmak, kımıldanmak: (TS’de “ıràan-” şekli var); ıràur-:<br />
Sallamak, kımıldatmak: (TS’de yok); ıssı: Sıcaklık, hararet; imdi: Şimdi,<br />
artık; irgür-: Ulaştırmak, eriştirmek; issi: Sahip, malik; it-: Söylemek,<br />
anlatmak; úaba: Tüysüz, dazlak (TS’de yok); úaçan: Ne zaman; úamu:<br />
Bütün, hep; úançaru: Nereye, ne tarafa; úanda: Nerede, nereye;<br />
úandalıàı: Nerede olduğu; úandan: Nereden; úanı: Hani, nerede; úanúı:<br />
Hangi; úaravaş: Cariye, hizmetçi; úarı-: Đhtiyarlamak, yaşlanmak; úatı:<br />
Çok, çok fazla, pek şiddetli, sıkı sıkı, gayet; úavşur-: Elleri birleştirmek,<br />
kavuşturmak: (TS’de yok); úayır: Kum; úayır-: Đlgilenmek, önem vermek;<br />
úayır-: Kaygılanmak, tasalanmak; úazancuú: Kazanç: (TS’de yok);<br />
keleci: Söz, laf, lakırdı; kelepçek: Kelepçe (TS’de yok); kendöz: Kendisi;<br />
key: Çok, pek, gayet, pek çok, iyi, iyice; úıàır-: Çağırmak, seslenmek;<br />
úırañ: Kenar, kıyı; úıt: Kat, nezd, yan, huzur; úızılıú: Kıtlık (TS’de<br />
“úızlıú” şekli var); kiçi: Küçük; kimesne: Kimse; úoç-: Kucaklamak,<br />
sarılmak; úoà-: Gammazlık etmek, münafıklık etmek (TS’de “úoàla-”<br />
şekli var. YK nüshasının mensur kısmında geçmektedir); úop-: Meydana<br />
çıkmak, zuhur etmek; úoş-: Arkadaş olarak vermek; úov-: Takip etmek,<br />
izlemek, kovalamak; úovla-: Dedikodu yapmak; úovuş-: Birbirini kovalamak;<br />
úoyun-: Dökünmek, su dökünmek; úur úuşaú: Süslü, özenle yapılmış<br />
kuşak; od/ot: Ateş; oúu-: Çağırmak, davet etmek; ol: O, üçüncü<br />
tekil kişi zamiri; olar: Onlar; ög: Akıl, zihin; öglě-: Hatırlamak, özlemek;<br />
ögür ol-: Eş olmak; öñdin/öñdün: Önce, önceden; örme: Đpten örülmüş<br />
kuşak (TS’de kelimeye “ip” anlamı verilmiştir); örü ùur-: Ayağa kalkmak,<br />
ayakta durmak; ãaçu: Kimi düğün ve şenliklerde ortaya saçılması<br />
gelenek olan inci, para, şeker tahıl gibi şeyler; ãaàış: Sayı, adet, miktar;<br />
ãayru: Hasta; semrü-: Semirmek, tavlanmak, şişmanlamak; ãı-: Kırmak;<br />
ãıàa-: Okşamak, sıvazlamak; sili: Halı, kilim; sin: Mezar, kabir; ãor-:<br />
Emmek, soğurmak; ãulu: Taze, parlak, güzel; ùamu: Cehennem; ùaña<br />
úal-: Şaşakalmak, donakalmak; ùanışıú úıl-: Đstişare etmek; ùañla: Sabahleyin,<br />
sabah vakti, sabah olur olmaz; ùañla-: Hayret etmek, şaşmak; ùap:<br />
Hemen, derhal; ùapanca/ùabanca: Tokat, şamar, sille; ùapu: Huzur, makam,<br />
kat; ùaşra: Dışarı; ùayaza: Teyze; ùolayı al-: Çevresini kuşatmak,<br />
etrafını sarmak; ùon: Elbise, kıyafet; ùur-/dur-: Ayağa kalkmak; ùuş:<br />
Yön, yol; tülü: Tüylü; ucuzlıú/<br />
ú/ucuzluú: Bolluk, bereket (TS’de yok);<br />
uçmaú: Cennet; ud yiri: Erkek ve kadının cinsel organlarının bulunduğu<br />
yer; uàrı/uàru: Hırsız; uàrın: Gizli, gizlice; umu: Ümit, emel, arzu,<br />
dilek; umuz: Ümit, emel, arzu, dilek (TS’de yok); uş: Đşte, şimdi; ün:<br />
Ses, nida; üründi: Seçilmiş, seçkin, güzide (YK nüshasının mensur kıs-