ardahanicd2004.pdf 23396KB May 03 2011 12:00:00 AM
ardahanicd2004.pdf 23396KB May 03 2011 12:00:00 AM
ardahanicd2004.pdf 23396KB May 03 2011 12:00:00 AM
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
SO 2<br />
, yalnız atmosferi büyük ölçüde kirleten bir madde değil aynı zamanda havada çok<br />
yüksek oranlarda bulunduğunda bitkiler için zehirleyici etkiler yapmaktadır. Bu kirleticinin<br />
kötü etkileri yüzyıla yakın bir süreden beri bilinmektedir.<br />
SO 2<br />
, yapraklı bitkilerde yaprak dokusu bozukluklarına sebep olarak buradaki iletim<br />
demetlerini etkilemektedir.<br />
Kültür bitkileri arasında yem bitkileri (özellikle kaba yonca), pamuk, hindiba, marul<br />
en hassas olanlarıdır. Sonra hububat ve turpgiller gelir. Mısır, armut, elma ve badem bu gaza<br />
karşı daha toleranslıdır.<br />
Tarla yabancı otları ile yol kenarlarındaki arsız otlar da bir evvelkiler kadar SO 2<br />
gazına hassastırlar. Bu arada bazıları örneğin Anagallis arvensis, Stellaria media, Plantago<br />
lanceolata SO 2<br />
gazına karşı oldukça dayanaklı bitkilerdir. Bunların bolluğu bir yerde bu<br />
gazın kirletici etkisini belirleyen biyolojik endikatörler olarak kabul edilir.<br />
Kozalaklı bitkilerden Sarı Çam ( Pinus sylvestris) ve Göknar ( Abies sp.) türleri<br />
SO 2<br />
’e en hassas olanlarıdır. Bilhassa Orta Avrupa’da ve İngiltere’de, bu türler atmosferin<br />
SO 2<br />
gazı ile kirlenmesi sonucu, çok fazla tahrip olmuşlardır.<br />
Yapraklarını döken ağaçlardan Kayın ve Kestane türlerinin yaprakları kükürtten bile<br />
çok etkilenmekte ve yaprak dokuları hemen bozulmaktadır.<br />
Havada SO 2<br />
gazı 1 ppm yoğunluğa ulaştığında bitkilerin yaşaması zorlaşır. Çiçekli<br />
bitkilerin büyük kısmı 0.1 ppm yoğunlukta etkilenmeye başlarlar ve bu yoğunluk bir üst<br />
sınır oluşturur. Mantarlar, SO 2<br />
veya kükürtten türemiş gazlara karşı çok hassastırlar. Yalnız<br />
bu madde bazı kültür bitkilerinde patojenlere karşı korunmada kullanılmaktadır.<br />
Likenler de, SO 2<br />
gazına karşı son derece hassastırlar ve SO 2<br />
yoğunluğu 35 ppb ye<br />
ulaştığında tamamen yok olmaktadırlar. Halbuki büyük şehirlerdeki SO 2<br />
miktarı ortalama<br />
1<strong>00</strong> ppb’dır. Bu sebeple birçok liken, SO 2<br />
ile kirlenmeden ötürü bu şehirlerde kaybolmuştur.<br />
İngiltere’de Belfast’da şehir merkezinden uzaklaştıkça ağaç gövdeleri üzerinde yaşayan<br />
likenler artmaktadır ( Fenton, 1961-1964). Başka bir deyişle SO 2<br />
oranı atmosferde arttıkça<br />
likenler yok olmaktadır.<br />
Likenlerin SO 2<br />
gazlarına karşı çok hassas olmalarının nedeni, kabuk veya taşlar<br />
üzerinde beslenme elementlerince fakir veya steril substratların üzerinde epifit yaşayan bu<br />
çiçeksiz bitkilerin çok özel ekofizyolojik durumlarından kaynaklanmaktadır. Ayrıca likenler<br />
yoğunluğu son derce azalmış sıvılardaki çeşitli maddeleri absorbe etme kapasitesine sahiptir.<br />
Çünkü kendileri için mutlaka gerekli olan mineral maddeleri sadece yağmur sularıyla toprağa<br />
taşınmış veya erimiş bileşiklerden alırlar.<br />
Kirlenmiş atmosferde bulunan azotlu bileşiklerden (PAN) peroksiaçil nitrat,<br />
yaprakların alt yüzeyinde metalik veya gümüş cam renginin oluşmasıyla karakterize edilir. Bu<br />
görüntü parankima dokusu hücrelerindeki boşluklarda bu gazın sıkışmasıyla oluşmaktadır.<br />
Ozon da bitkiler için çok tehlikelidir. Bunun etkisi 50 ppb’den sonra görülmeye başlar<br />
ve 1<strong>00</strong> ppb’den sonra ise otsu ve odunlu bitkiler solmaya başlar. Bu durum bilhassa yaprağın<br />
üst yüzünde dağılmış siyah lekelerin görünmesiyle kendini gösterir. Son zamanlarda ozonla<br />
63