12.07.2015 Views

Kitap10 - Prof. Dr. Ebülfeyz ELÇİBEY - turan-sam

Kitap10 - Prof. Dr. Ebülfeyz ELÇİBEY - turan-sam

Kitap10 - Prof. Dr. Ebülfeyz ELÇİBEY - turan-sam

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

BAYRAĞI YÜKSELTEN ADAMSevinç ÇOKUMTam onbir yıl önceydi. Kasım 1989... Sovyetler Birliği, o yıkılmaz sanılan kale, sarsıntılargeçiriyordu. BaĢta Gorbaçov vardı. YumuĢamalardan söz ediliyor, Türk Dünyası içten içekıpırdanıyordu. Partiler kurulmuĢtu; bağımsızlık andları içiliyor, mitingler yapılıyordu. GerçiRus tankları acımasızdı ama vaveyla kopmuĢtu bir kere. DeğiĢim baĢlamıĢtı. Evet Kasım1989...Türk Dünyası AraĢtırmaları Vakfı BaĢkanı Turan Yazgan Hoca tam da o sancılıgünlerde Azerbaycan'a bir gezi düzenlemiĢti. Daha doğrusu Türk Dünyasıyla kültüralıĢveriĢlerinin kapısını aralamıĢtı. Ben, eĢim ve ayrıca gazetemizin değerli yazarı ÖmerÖztürkmen ağabey Azerbaycan'a kanatlandık. 160 kiĢi, Rus pilotların kullandığı bir uçaklaiçimizde Hazar Ģarkıları yola koyulduk. AkĢam yıldızları gökte belirdiğinde Bakü'ye indik. Ben oKaf Dağları masalını gazetemizde onsekiz gün süren bir yazı dizisiyle anlattım. Sanırım birçokinsanımız harita üzerinde bir Azerbaycan Türklüğünün varlığından o gezi sonucu benim vedaha baĢka yazar arkadaĢlarımızın yazdıklarıyla haberdar oldular. Orda binlerce insantarafından nasıl karĢılandığımızı, yaĢadığımız izdihamı, Halk Cephesi'nin gençleri tarafındanbize yol açılıĢını, bavullarımızı taĢımalarını, yakalarımıza Azerbaycan bayrağının rozetlerinitakmalarını, bizim de kendi ay yıldızlarımızı onlara veriĢimizi anlattım. Ama anlatmadığım pekçok Ģey var, yazıya dökmediğim teyp bantları...Diyeceğim Bakü'ye böyle kardeĢlik çığlıkları, karanfil yağmurları altında vardıktan sonra birHalk Cephesi sözüdür söylenip durmaktaydı. Cephe'nin bir lideri vardı. Ebulfez Bey, ayrıca ikiönemli kiĢiden daha söz ediliyordu. Ġtibar Memmedov ve Ġsa Kamberov... Ġtibar BeyKervansaray'da bize hitaben bir konuĢma yapmıĢtı. Genç, ne istediğini, ne konuĢtuğunu bilen,gözüpek bir insan... Ġsa Kamberov'la da daha sonra ben bir mülakatta bulunmuĢtum; o daağırlıklı bir fikir adamı... Çokça sözü edilen Ebulfez Bey nerdeydi peki? Görenler, konuĢanlarvardı ama efsane kiĢiliğini nedense sürdürmedeydi. O günlerde sıkça bir araya geldiğimiz vesonradan dostluğumuzu devam ettirdiğimiz yazar Azize Caferzade bir akĢam Turan Hocayı vebizi evine çağırdı. ÇağırıĢ sebebinden hiç söz etmedi. Ben Bakü'nün sert rüzgarındanrahatsızlanmıĢtım, ateĢim yükselmiĢti, sesim kısılmak üzereydi. Doğrusu gitmek istemedim.Azize Hanım ısrar ediyordu. HerĢey açıkça konuĢulmuyordu ve KGB görevlileri süreklisağımızda solumuzda, ardımızda dolanıyordu, malûm... Geç bir vakitte saat 24 de AzizeHanım'ın evine vasıl olduk. Azize Hanım sofraya kocaman bir tabakta kavrulmuĢ et, ciğeryahnisi ve meyveler getirip koydu. Midesi ezilen olursa atıĢtırsın diye... Neyse, bir ara kapıçalındı. KarĢılayıcılar gittiler. Ġçeriye Nihat Çetinkaya'yla birlikte kabarık kır saçları rüzgardandağılmıĢ, sert bakıĢlı, sakallı fakat bu sertliğin gerisinde çarçabuk gülüverecek zannınıuyandıran, trençkotlu, uzun boylu biri girdi... "Ebulfez Bey geldi!" dediler. SelamlaĢtık,tanıĢtık. Benim kendisine ilk sorum Ģuydu: "Sadr kim? Siz misiniz yoksa baĢka biri mi?"Sadr'ın anlamı liderdir. Ebulfez Bey'in cevabı; "Hanımefendi, sadr olmak mühimdeğildir. Mühim olan Halk Cephesi Hareketinin hedefine hepimizin gayretiyleulaĢabilmesidir."Elçibey'i sevenlerin onun Ģu düĢüncesini hiç unutmamalarını öğütlüyorum Ģimdi. Vefatına bende inanamadım. Çünkü buraya sağlığına kavuĢmak için geldiğini düĢünüyordum. Ve bir günyeniden CumhurbaĢkanı olabileceğini sanıyordum. Ama takdir böyleymiĢ. Kendisiyle ilgili

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!