12.07.2015 Views

Kitap10 - Prof. Dr. Ebülfeyz ELÇİBEY - turan-sam

Kitap10 - Prof. Dr. Ebülfeyz ELÇİBEY - turan-sam

Kitap10 - Prof. Dr. Ebülfeyz ELÇİBEY - turan-sam

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

DÜNYAYI ġAġIRTAN LĠDER: EBULFEZ ELÇĠBEYDoç. <strong>Dr</strong>. Hüseyin TUNCERBir liderin sivrilmesi ve seçilmesinde, dıĢ güçlerin etken olduğu söylenir. Örnekleribakımından, bu düĢünceye katılmamak mümküp değildir. Ancak, Ebulfez Elçibey'in gücü,kendi halkının gönül seferberliğinden kaynaklandığı için, bu anlayıĢın dıĢında kalır. BaĢkayakıĢtırmalara hiç gerek yoktur. Biz, bunu yerinde gördük ve yaĢadık.Halk Cephesi ile bütünleĢen Elçibey'in maddî gücü yoktur. Hele teknik imkânlardanyararlanması diye bir Ģey düĢünemezsiniz. BaĢ döndürücü boyutlarda geliĢen iletiĢimdünyasına ve bilgisayar çağına yabancıdır. Yoktur da ondan...Yılların aĢındırdığı, bir takım acıların ve sancıların her gün bir taĢını alıp götürdüğü köhne birbina, halkın kaderi ve çilesiyle bütünleĢerek "Halk Cephesi" binası sıfatıyla karĢınızdadır. Bumütevazı tabloyu yadırgamamak mümkün değildir. Öyle telefonlu, sekreterli, halı döĢelikoridorlar ve lüks çalıĢma odaları aramayınız. Bulamazsınız. Yürek mi, hizmet mi, mücadeleaĢkı mı? Evet. ĠĢte binayı dolduran bu yüce değerlerdir. Sizi karĢılayan, içinizi ferahlatan dabunlardır zaten.. Dünyayı ĢaĢırtan da bu yoksulluklar içinde kıvranan adamın baĢarıya nasılkoĢtuğudur.Ocak hadiseleriyle efsâneleĢen vatan evladı Elçibey, böyle bir ortamda dünyaya sesiniduyurmayı baĢardı. Yazı makinası yok. Faksı yok. Hür dünyaya açılan öyle çifter çifter,kırmızılı, yeĢilli telefonları yok.. Faksı bizimle tanıdılar. Telefon hatları Türkiye'nin desteğiyleülkemize kadar ulaĢabildi. Bütün bunları niçin yazıyorum? Dünyayı ĢaĢırtan liderin ve HalkCephesi'nin gerçek yüzü ve gücü bilinsin diye... Dünyada inancın her Ģeyin üstesindengelebileceği bir kez daha görülsün diye..Halk Cephesi'nin giriĢ kapısında, saçı sakalı birbirine karıĢmıĢ, candan bir dostla hasretlekucaklaĢıyorum. Kara kuru bir Ģey. O çelikten iradeyle bütünleĢen bir çift göz, ümit ıĢığısaçıyor. Ġstikbâle ümitle, heyecanla koĢuĢun ĢimĢeklerini çakıyor. Aklıma bir anda, elimdeolmaksızın Namık Kemaller, Ahmet Mithatlar geliyor. <strong>Dr</strong>.Kâmil Yazgıç, babasına soruyor:"Bu top sakallar ve bu pos bıyıklar, yüzünüzü katolik papazlara benzetiyor. ġunları kestirsenizolmaz mı? Hem bu sakallar, sizi olduğunuzdan yaĢlı gösteriyor. Ne yalan söyleyeyim:Yüzünüze biraz da aksilik veriyor!"Ahmet Mithat gülerek ve müstehzi bir edayla oğluna Ģu cevabı verir:"ġirin görüneyim diye sıhhatimi feda edemem. Bütün günlerim matbaanın tozlu ve hiç desıhhî olmayan havası içinde geçiyor. Eğer bu mübarek ve tabii süzgeçler olmasaydı,ciğerlerimi mikropla dolmaktan, hiçbir tedbir, hiçbir doktor, hiçbir ilâç kurtaramazdı.Ben hayatımı sakallarıma borçluyum!" (<strong>Dr</strong>.Kâmil Yazgıç, Ahmet Mithat Efendi Hayatı veHatıraları, Ġst., 1940, s.65-66).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!