21.07.2015 Views

fe91dea1d5b6e592e5c65ce9c2fcbec67ee61d14

fe91dea1d5b6e592e5c65ce9c2fcbec67ee61d14

fe91dea1d5b6e592e5c65ce9c2fcbec67ee61d14

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Ötekinin Arzusunun Perdesi Olarak FantaziDemek ki, fantazi "Che vuoi?" sorusuna, Öteki'nin arzusunun, Öteki’deki eksiğin dayanılmaz muammasına verilen bir cevap olarak görünüyor;ama deyim yerindeyse, arzumuzun koordinatlarını sunan, birşeyi arzulamamızı sağlayan çerçeveyi inşa eden şey de fantazinin kendisidiraynı zamanda. Bu yüzden alışılmış fantazi tanımı ("arzu-nungerçekleştirilmesini temsil eden hayali bir senaryo") biraz yanıltıcıdır,en azından muğlaktır: Fantazi-sahnesinde, arzu gerçekleştirilmez,"tatmin edilmez", kurulur (ona nesneleri sunulur, vb.) -fa n ta z i sayesinde,"nasıl arzulanacağı "nı öğreniriz. Fantazinin paradoksu bu arakonumda yatar: Fantazi hem arzumuzu koordine eden çerçevedir, hemde "Che vuoi?" sorusuna karşı bir savunma, Öteki'nin arzusunun boşluğunu,uçurumunu gizleyen bir perdedir. Paradoksu en uç noktasına-totolojiye- varana kadar keskinleştirecek olursak, arzunun kendisininarzuya karşı bir savunma olduğunu söyleyebiliriz: Fantazi sayesindeyapılanan arzu, Öteki'nin arzusuna karşı, bu "saf", fantazi-ötesiarzuya (yani saf biçimiyle "ölüm dürtüsü"ne) karşı bir savunmadır.Lacan tarafından formüle edildiği biçimiyle psikanaliz etiğinindüsturunun ("arzuna kapılmamak") psikanaliz sürecinin kapanmaânıyla, "fantaziden geçme"yle niye örtüştüğünü görebiliriz artık: "Kapılmamamız"gereken arzu, fantazinin desteklediği arzu değil, Öteki'nin fantazi ötesindeki arzusudur. "Arzuna kapılmamak", fantazi-senaryolaradayalı arzuların bütün zenginliğinden radikal bir biçimdevazgeçmeyi içerir. Psikanaliz sürecinde, Öteki’nin bu arzusu analistinarzusu biçimine bürünür: Analiz edilen kişi en başta bu uçurumdanaktarım sayesinde -yani kendini analistin sevgisinin nesnesi olaraksunması sayesinde- kaçmaya çalışır; "aktarımın çözülmesi", analizedilen kişi Öteki'deki boşluğu, eksiği doldurmaktan vazgeçtiği zamangerçekleşir. (Lacan'ın "neden, her zaman yanlış giden, ters giden[Fransızca'da "ça cloche": aksayan] bir şeyin nedenidir" tezinde de arzununarzuya karşı bir savunma olması paradoksuna benzer bir mantıklakarşılaşırız: Nedenselliğin -alışılmış, "normal" çizgisel nedenlerzincirinin- psikanalizde ilgilendiğimiz nedene karşı bir savunma olduğunusöyleyebiliriz; Bu neden tam da "normal" nedenselliğin yürümediği,takıldığı noktada ortaya çıkar. Örneğin dilimiz sürçtüğünde,söylemeye niyetlendiğimiz şeyden başka bir şey söylediğimizde -yani "normal" konuşma faaliyetimizi düzenleyen neden-sonuç zincirikoptuğunda-, tam bu noktada o neden sorusu dayatılır bize: "Bu ne-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!