21.07.2015 Views

fe91dea1d5b6e592e5c65ce9c2fcbec67ee61d14

fe91dea1d5b6e592e5c65ce9c2fcbec67ee61d14

fe91dea1d5b6e592e5c65ce9c2fcbec67ee61d14

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

vaziyette bulan gösterilen arasındaki çelişkidir. Böylece iki farklı düzeybirbirini kateder: Benjamin'in alegorisinin biçimsel yapısı tam tamına,"içeriği" gibi, tarihsel maddecilikle ilişkisi içinde teoloji gibi işlevgörür; tarihsel maddecilik onu hizmetine alma iddiasındadır ama-bu noktada kendimize bir Vorlust, ön-haz izni verecek olursak- burada"teoloji" gösterene karşılık geldiği için, aslında onun iplerine gittikçedaha fazla dolanır.Ama adım adım gidelim: Benjamin'in bahsettiği teolojik boyutunasıl kavramamız gerekir? "Teoloji" burada, Benjamin'in ölümündensonra yayınlanmış şu fragmanda anıştınlan benzersiz bir deneyimekarşılık gelir: "Eingedenkeride, tarihi temelde teolojidışı bir biçimdekavramamızı yasaklayan bir deneyim yaşarız." Bu Eingedenkeri i "hatırlama"ya da "yâd etme" diye çeviremeyiz; daha düz bir çeviri, "kendinidüşüncelerde, bir yere taşımak" da yetersizdir.Burada söz konusu olan aslında bir tür "geçmişe sahip çıkma" olsada, yorumbilgisi alanında kaldığımız sürece Eingedenkeri i yeterli birşekilde kavrayamayız - Benjamin'in amacı, yorumbilgisel anlayışıntemel ilkesinin ("yorumlanan metni döneminin bütünlüğü içine yerleştirmek")tam tersidir. Benjamin'in aklındaki, geçmişin bir parçasınıntarihin sürekliliğinden tecrit edilm esidir ("...o dönemden belli birhayatı, tüm bir ömürden de bir yapıtı çekip çıkartır" -XVII. Tez): Yorumbilgisiylebu yorumlama işlemi arasındaki karşıtlık, hemen endétail (ayrıntılı) yorum ile en masse (bütünsel) yorum arasındaki Freudcukarşıtlığı hatırlatır: "Dikkatimizin nesnesi bir bütün olarak rüyadeğil, rüyanın içeriğinin ayn parçaları olmalıdır" (Freud 1977: 178).Yorumbilgisel yaklaşımın bu şekilde reddedilmesinin, yorumbilgisiöncesi bir naifliğe "gerileme" ile alakası yoktur tabii ki: Mesele,fiili tarihsel konumumuzu, konuştuğumuz yeri soyutlayarak "kendimizigeçmişe alıştırmamız" değildir. Eingedenken geçmişe, "taraflı"biçimde, ezilen sınıflardan yana olarak sahip çıkılmasıdır kesinlikle:"Geçmişi tarihsel olarak kurmak 'gerçekten olmuş olduğu gibi' tanımakdeğildir" (VI. Tez)..."Tarihsel bilginin öznesi, mücadele içindekiezilen sınıfın kendisidir, [insan ya da insanlar değil]" (XII. Tez).Yine de bu satırları Nietzscheci bir tarihyazımı anlamında, "yorumolarak güç istemi", kazananın "kendi tarihini yazma", kendi"perspektifı"ni dayatma hakkı olarak güç istemi anlamında okuyacakolursak -bu satırlarda "tarihi kimin yazacağı" konusunda egemen veezilen iki sınıf arasında verilen mücadeleye yapılan bir gönderme görürsek-anlamlarını çarpıtmış oluruz. Belki egemen sınıf için durum

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!