21.07.2015 Views

fe91dea1d5b6e592e5c65ce9c2fcbec67ee61d14

fe91dea1d5b6e592e5c65ce9c2fcbec67ee61d14

fe91dea1d5b6e592e5c65ce9c2fcbec67ee61d14

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

şimdi olduğu gibi iktidarsız oldukları halde şimdi devrim Davası uğrunaher şeylerini riske atmaya hazır olanlardan ders almalıdır. Onlarınen başta izledikleri yolu taklit etmelidir: Onlar sanki işçi sınıfınınmisyonuna inanıyormuş gibi yapmışlar, Parti içinde aktif hale gelmişler,grevcilere yardım etmek için para toplamışlar, işçi hareketini yaymışlardı,vb. Bu onları aptallaştırmış ve doğal bir biçimde inanmalarınısağlamıştı. Hem bu yolu seçmenin onlara ne zararı olmuştu ki?İmanlı, iyi amellerle dolu, içten ve soylu olmuşlardı... Tamam, bir kaçmuzır küçük burjuva hazzından, benmerkezci entelektüalist lüzumsuzluklardan,yanlış bireysel özgürlük hislerinden vazgeçmek zorundakalmışlardı, ama öte yandan inançlarının olgusal olarak doğru olmasınınyanı sıra bir sürü şey de kazanmışlardı: Şüphe ve belirsizliklerdenazade, anlamlı bir hayat yaşıyorlardı; bütün gündelik faaliyetlerine,büyük ve soylu Dava'ya kannca kararınca katkıda bulunduklarıbilinci eşlik ediyordu.Bu Pascalci "âdeti", yavan davranışçı hikmetten ("inancının içeriğiolgusal davranışınla belirlenir") ayıran şey, paradoksal inançtanönceki inanç statüsüdür: Özne, bir âdeti izleyerek, bilmeden inanır,öyle ki en sonda yaşadığı dönüşüm, zaten inandığımız şeyin farkınavarmamızı sağlayan biçimsel bir edimden ibarettir. Başka bir deyişle,Pascalci "âdete" ilişkin davranışçı yorum şu canalıcı olguyu gözdenkaçınr: Dışsal âdet her zaman öznenin bilinçdışının maddi bir desteğidir.Marek Kaniewska'nm Bir Başka Ülke filminin en büyük başarısı,bu nazik "bilmeden inanma" statüsünü, tam da Komünist olmabağlamında duyarlı ve hassas bir biçimde göstermesidir.Bir Başka Ülke, Cambridge'li iki öğrencinin ilişkisi hakkındaki birfilm a clefdir. Film, Komünist Judd (gerçek hayattaki modeli: Oxford'dakisolcu öğrencilerin idolü olan ve 1936'da Ispanya'da ölenJohn Comford) ile sonraları Rus casusu olan ve hikâyesini Moskova'daki sürgünlüğü sırasında onu ziyaret eden bir İngiliz gazetecisine anlatanzengin eşcinsel Guy Bennett (gerçek hayattaki modeli: tabii kiGuy Burgess) arasındaki ilişkiyi anlatır. Aralarında cinsel bir ilişkiyoktur; Judd, Guy'ın cazibesine kapılmayan tek kişidir (Guy'm deyimiyle,"Bennett hükümranlığının tek istisnası"): Tam da bu nedenle,Guy'ın aktanmsal özdeşleşme noktasıdır.Olaylar otuzların "özel okul" ortamında gelişir: Şovence boş konuşmalar,öğrenci liderlerinin ("tannlar"ın) sıradan öğrenciler üzerindeyarattığı terör; ama bütün bu terörde bağlayıcı olmayan, çok daciddi olmayan bir şeyler vardır; aslında bütün müstehcenliğiyle, önce­

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!