Nadiri_Babak_ SHAHED.pdf

Bağdat askerleri sayı bakımından onlardan çok olduğuna rağmen cesur padişah
az sayı askerle cesaret elini kolundan çıkarttı ve “Nice az bir topluluk, çok bir
topluluğa galip gelmiştir.” 689 Mısdakını aşikâr etti ve keskin kılıçlarla safları kırıp
hasımları yere düşürdüler.
Kılıçlardır ki sürtülür ellere desteleri / keskinlikleri sürtülmüş boyunlar ve
saçlara
Güldüler kılıçlar kında olduğu zaman / darbeler indiğinde kan ağladılar
Ve kısa süngüler uçlarıyla:
Düz süngülerdir ki Rumilerden göz morluklarını çalmış / ve çalmış Arap’tan
esmerliğini ve âşıktan nahifliğini
Görünmemiş böyle zayıflık yemeyen otlayanlarda / halbuki deve eyeri başa
koydular deveci olmadığı halde
Kanıcı kılıçlar darbesinden nehir kenarında Ceyhun gibi kan nehri aktı ve kılıç
ateşinden su ateş rengi aldı. Bağdat dışında kan Mısırdaki Nil nehri hacminde aktı ve
başka bir Dicle kılıç suyundan Hamun fezasında peyda oldu.
Bu vakıadan sonra Bağdat valisi Ahmet Paşa kaleye geri çekilip ve kaleni
memen etti ve cesaret köprüsünü kesti. Nadiri ordusu ise Bağdat çevresine ve dört
imamın kutsal mezarları bulunan yerlere ki sekiz cennet ve dokuz gök meskenleridir
ve Allah’ın bin selamı onlara olsun hâkim oldu. Savaş meydanında devlerin
koşturmasından fırtına kopmuş gibi oldu ve iki hörgüçlü devler ki her hörgüçleri bir
dağ gibi idi ve sanki güneşi ram etmişlerdir şiddetle akan ırmaklar gibi akmışlardır.
Hörgüçlerindeki toynak kale duvarı gibi kalırdı ve yedi vücutları yedi gezegen
simetrisi gibi gözükerek savaş arsasında kalanları yol çalıntısı gibi aldılar ve Bağdat
689
BAKARA Suresi, 249.Ayete işaret ediyor.
200