Nadiri_Babak_ SHAHED.pdf

Gül ve reyhanlar kubbesidir perdedar olmuş / ve tezyin olmuşlar altın zillerle
Menfaatli elmalar, şirin dudaklı bade dolu akik kâse, yakut kap saf üzüm dolu,
meyve veren ağaçların düz dalları sedir ve tuba eşliğinde düz, her elma gıdığı
yanında güzellerin elma gıdığı vasfı batıl.
Elma çıktığı zaman sanki / kırmızı gömleği içinde kıvranırdı
Pekmezdir kalmış sürahide / yerlerde kalmış kurumuş şarap gibi
Biz onlara hoş geldiğiniz dediğimizde / kokluyoruz şarabı ateş kokusundan
Armut ismi nispetinden armudun armudi şişesi ve kehribarı mavi hokka
benzetmede armudun sarı cam yapardı.
Altın deridir ve gümüş içinde / asuman misk kokulu cisimdir
Mesel söyleyenler sarı mücevherler / görmezsin yazında deve
Üzüm sefası gözyaşından daha saf, sanki gözün dördüncü perdesinden hur
gözü temizlenmiş ve kaza eli onun halâvetini can lezzeti ile karıştırmış. Pervin yıldızı
göklere gitmişse zer ağaçları akdine varmak olmaz. Güzellerin inciden kolyeleri eğer
kendilerini boğazdan çekeler ta ki üzüm dallarına benzesinler, başaramazlar.
Üzüm suyu akıllar çalar / sanki billur hazinesidir
Zımnen almış içine misk kokusu / sanki içinde gülsüyü birikmiş
Kalmamış onda ateşten eser / illa çiçeklerdeki aydınlık ve pırıltı
O diyarı narı diğer vadilerin narından üstündür. Her tanesinin su ve rengi
Rommani 997 yakuta benzer. “her ağaç birer ateştir övülmüş alevlenmiş odun parçaları
ile.”
Kabuğu yarılmış narlar benzer / çirkin gömlekler altında memelere
Kabuğunu soyarken zahir olur bizlere / kırmızı akik yüzük taşları
997
Ne anlama gele bileceği bulunamadı. Muhtemelen bölge adıdır.
259