01.05.2013 Views

TESLA Anlaşılamamış Dahi Margaret CHENEY Türkçesi: Okhan ...

TESLA Anlaşılamamış Dahi Margaret CHENEY Türkçesi: Okhan ...

TESLA Anlaşılamamış Dahi Margaret CHENEY Türkçesi: Okhan ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

"İçimden bir şey beni Maçak'ın sırtına vurmam için dürtüyordu. Sonunda beni<br />

nefessiz bırakacak bir mucizeye şahit olacaktım... Maçak'ın sırtı ışıltılar<br />

saçıyordu ve elimin üstü çatırtıları her yerden duyulabilen kıvılcımlarla<br />

kaplanmıştı."<br />

Babası bunun elektrikten kaynaklandığını anlatmıştı. Annesi de zavallı kediyi<br />

kendi haline bırakmasını, yoksa hayvancağızın az sonra ateş alacağını<br />

söylüyordu. Ama çocuk daha soyut düşünmeyi tercih ediyordu.<br />

"Doğa da dev bir kedi miydi? Eğer öyle ise onun sırtına vuran kimdi? Sonunda<br />

bunu ancak Tanrı'nın yapabileceğine hükmetmiştim."<br />

Az sonra odanın içi daha da karardığında küçük çocuk kedinin sanki ıslak bir<br />

zeminde yürüyormuş gibi adımlarını sakınarak attığını ve kürklü bedeninin<br />

azizlerde olduğu gibi bir ışık halesi ile çevrili olduğunu görecekti. Günlerini<br />

elektriğin ne olabileceğini düşünerek geçiriyordu. Ama bir cevap da<br />

bulamıyordu. Bu mektubu yazarken Tesla seksen yaşına basmış bulunuyordu<br />

ve hala da bunun yanıtını bulamadığını söylüyordu.<br />

Kediye duyduğu sevginin tam zıttı bir hissi de ailenin kazına karşı besliyordu.<br />

"Canavara benzeyen çirkin bir hayvandı, devekuşu gibi bir gagası vardı, gagası<br />

timsah ağzını, zeka kıvılcımları saçan gözleri ise insan gözlerini andırıyordu."<br />

Yaşlılığında Tesla bu kazın neden olduğunu öne sürdüğü bir yaradan<br />

bahsediyordu hala. Ama çiftlikteki diğer kuşların hepsini seviyordu.<br />

"Güvercinlerimizi, tavuklarımızı beslemekten büyük bir zevk duyardım; onları<br />

kolumun altına sıkıştırıp sarılmak, okşamak bana dünyanın en güzel şeyi gibi<br />

gelirdi." Hatta o kazın bile eve "bir kuğu edasıyla" sürüsüyle birlikte dönmesi<br />

"benim için eşsiz bir neşe ve ilham kaynağı olurdu." Şimdi New York'ta<br />

hareketli yılları geride bırakıp, pek uyum sağlayamadığı insanlardan da yavaş<br />

yavaş elini eteğini çektikçe, bu güvercinlerin sıcaklığına daha çok sarılıyordu.<br />

Bir gün ofisinde ağır bir hastalığa yakalanmış olarak yatıyor ve yine her zaman<br />

olduğu gibi bir doktora görünmeyi reddediyordu. En sonunda St. Regis<br />

Oteli'ndeki odasına dönemeyecek kadar halsiz düştüğünü anlayınca<br />

sekreterine otel resepsiyonunu aramasını fısıldayacak ve onlara odasındaki<br />

"kanatlarında gri benekler olan beyaz güvercine" yem vermelerini söylemesini<br />

isteyecekti. Sekretere bu notu aynen iletmesi konusunda ısrar edecekti. Oda<br />

görevlisi ikinci bir habere kadar güvercini beslemeye devam etmeliydi. Odada<br />

yeteri kadar yem bulabilecekti.<br />

Eskiden Bryant'a yürüyüşe çıkamadığı günlerde, yokluğunda güvercinlerle<br />

ilgilenecek ve onlara yem verecek birisini görevlendirirdi. Sekreterleri<br />

delirmeye başladığını düşünüyorlardı.<br />

İyileştikten kısa bir süre sonra bu olay unutulup gitti. Ama mucit bir gün ofisini<br />

arayarak otelden ayrılamadığını zira güvercinin çok hasta olduğunu<br />

bildirecekti. Daha sonra Miss Skeritt, Tesla'nın birkaç gününü güvercinle<br />

birlikte otelde geçirdiğini bildirecekti. Güvercin iyileştikten sonra Tesla da<br />

günlük olağan çalışma, yürüme ve güvercinlerini besleme ritüellerine devam

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!