01.05.2013 Views

TESLA Anlaşılamamış Dahi Margaret CHENEY Türkçesi: Okhan ...

TESLA Anlaşılamamış Dahi Margaret CHENEY Türkçesi: Okhan ...

TESLA Anlaşılamamış Dahi Margaret CHENEY Türkçesi: Okhan ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Bir dükkanın yanından geçerken dükkan sahibinin bozuk bir makineye küfürler<br />

yağdırdığını işitti. Adamın yanında durdu ve makineyi tamir etmeyi teklif etti.<br />

Yapılan işten dükkan sahibi o denli hoşnut kaldı ki hemen Tesla'ya yirmi dolar<br />

verdi.<br />

Yürürken genç Sırp'ın aklına gemide duyduğu bir fıkra geldi ve gülümsemeye<br />

başladı. Amerika'ya henüz gelmiş Montenegrolu bir çoban yolda yürürken on<br />

dolarlık bir banknot görür. Eğilip parayı aldıktan sonra kendi kendine şöyle<br />

söylenir: "Bugün Amerika'daki ilk günüm, neden çalışmak zorunda olayım ki?"<br />

Henüz otuz ikisinde olmasına rağmen saçları ağarmaya başlayan Thomas Alva<br />

Edison, Bayan Edison'un kendi kreasyonundan ve ellerinden çıkma damalı işçi<br />

gömleği içinde kaba saba, neşeli, hafif kambur duran zeki bir insandı. İlk<br />

bakışta insana yüzünde bir ifade yokmuş gibi gelirdi ama ziyaretçileri kısa süre<br />

içinde gözlerinde parlayan uçsuz bucaksız enerjinin ve zekanın farkına<br />

varırlardı.<br />

O zamanlar Edison, bir dahi için bile, fazlasıyla zayıf birisiydi. Goerck<br />

Sokağındaki Edison Machine Works'ü ve Beşinci Cadde'deki Edison Electric<br />

Light şirketini kurmuştu. 255-57 Pearl Sokağındaki elektrik üretim istasyonu<br />

tüm Wall Street'e ve East River'a hizmet veriyordu. Ve New Jersey Menlo<br />

Park'ta birçok insanın çalıştığı ve inanılmaz olayların gerçekleşebileceği bir<br />

araştırma laboratuvarı vardı.<br />

Bazen kendisi de burada boy gösterir, laboratuvarın arkasındaki jeneratörden<br />

gelen doğru akımla beslenen ve demirlerin üzerinde saatte seksen kilometre<br />

hızla ilerleyebilen "küçük demir lokomotif canavarı"nın çevresinde dans ederdi.<br />

Bu laboratuvara sesini Edison'un fonografı ile ölümsüzleştirmek için Sarah<br />

Bernhard da gelmişti. Nazikçe Edison'un I. Napolyon'la olan benzerliğinden<br />

dem vurmuştu.<br />

Pearl Sokağı jeneratörü New Yorklu birkaç yüz varlıklı insana hizmet ediyordu<br />

ama Edison şehrin her yanındaki doğru akım şebekeleriyle uzak noktalardaki<br />

imalathaneleri, fabrikaları ve tiyatroları da besliyordu. Ayrıca denizde yüzen<br />

gemileri de aydınlatacak şebekeler kurması için ardı arkası kesilmeyen teklifler<br />

alıyordu ki bu da tam bir baş ağrısıydı. Çünkü denizin ortasında çıkabilecek<br />

olası bir yangın feci bir kabusa dönüşebilirdi.<br />

Aynı zamanda özlü sözlerinden gelen ününü de korumak zorundaydı. "Ticaret<br />

ve sanayi dünyasında herkes hırsızlık yapar" diyordu vecizelerinin bir<br />

tanesinde. "Ben de çok çaldım. Ama ben nasıl çalınacağını biliyorum. Diğerleri<br />

bilmiyorlar..." Diğerleri ile kastettiği Batı Sendikası idi. Onlar için bir iş<br />

yapıyordu, aynı zamanda da rakip firmaya onlara yaptığı işle rekabet etmelerini<br />

sağlayacak başka bir icadını satıyordu.<br />

Çok ünlü bir diğer deyişi de matematikçi olmaya ihtiyaç duymadığı, ne zaman<br />

istese bir tanesini işe alabileceği yolluydu. Formal eğitim almış bilim insanları<br />

bu sözlerden alınabilirdi ama Amerika'nın teknolojik ilerlemesinin bu<br />

safhasında mühendislerin ve mucitlerin doğal hayata çağdaşları olan<br />

akademisyenlerden çok daha fazla katkıda bulunduğu da göz ardı edilemezdi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!