01.05.2013 Views

TESLA Anlaşılamamış Dahi Margaret CHENEY Türkçesi: Okhan ...

TESLA Anlaşılamamış Dahi Margaret CHENEY Türkçesi: Okhan ...

TESLA Anlaşılamamış Dahi Margaret CHENEY Türkçesi: Okhan ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

duyduğunu, ya da hayatına musallat olan diğer pek çok takıntıdan neden bu<br />

denli mustarip olduğunu kendisine bile açıklayamıyordu.<br />

Dalgın bir halde, zaten parıltılar saçmakta olan kristalleri, camları parlatıyor,<br />

keten peçetelerden birini alıyor diğerini bırakıyordu ve sonuçta da servis<br />

masasının üzerinde kendi çapında bir peçete tepeciği oluşuyordu. Neden<br />

sonra, yemekler birbiri ardına gelmeye başlayınca, tabağındaki yemekten bir<br />

parçayı ağzına götürmeden önce saplantılı bir şekilde lokmanın tüm kübik<br />

özelliklerini hesap ediyordu. Başka türlü de yemekten zevk alınmazdı ki!<br />

Palmiye Odasına bu mucidi izlemek amacıyla gelenler siparişini mönüden<br />

vermediğini fark ediyorlardı. Adet olduğu üzere, yemekleri daha önceden<br />

telefonla verdiği direktifler doğrultusunda hazırlanıyordu ve daha sonra da<br />

masasına, yine kendi arzusu doğrultusunda bizzat şef garson tarafından<br />

getiriliyordu.<br />

Tesla yemeğini küçük parçalar halinde yemeye devam ederken William K.<br />

Vanderbilt de onu operadaki Vanderbilt locasını pek sık kullanmamasından<br />

dolayı azarlıyordu. O masadan ayrıldıktan kısa bir süre sonra da<br />

akademisyenleri andıran görünüşü, Van Dyke stilinde sakalı ve çerçevesiz<br />

gözlüğü ile Robert Underwood Johnson masaya yaklaştı ve Tesla'yı coşkulu bir<br />

şekilde selamladı. Bu adamın bir dergi editörü ve ayrıca bir şair olmasının yanı<br />

sıra, hırslı olması ve gösterişli bir hayat sürmesi gibi özellikleri de vardı.<br />

Johnson sırıtarak Tesla'ya doğru eğildi ve kulağına hakkında ortalıkta dolaşan<br />

en son söylentiyi fısıldadı: Anne Morgan adında akıllı uslu ama abayı<br />

mucidimize yakmış bir kız hakkındaydı ve babasının başının etini bu mucitle<br />

tanıştırılmak arzusu ile yiyip duruyordu.<br />

Tesla her zamanki ağırbaşlılığı ile tebessüm etti ve Johnson'in karısı<br />

Katharine'in hatırını sordu.<br />

"Kate cumartesi günü seni öğle yemeğine getirmemi tembihledi" dedi<br />

Johnson.<br />

Bir süre Tesla'nın -platonik duygularla- hoşlandığı bir başka hanımefendi<br />

üzerine konuştular; genç bir piyanist olan Marguerite Merington. Onun da<br />

davetli olduğunu duyduktan sonra daveti kabul etti.<br />

Editör yoluna devam etti, Tesla da tatlısının kübik parçacıklarını incelemeye<br />

koyuldu. Hesaplamalarını henüz tamamlamıştı ki masasına bir ulak geldi ve bir<br />

not getirdi. Arkadaşı Mark Twain'in keskin hatlı kargacık burgacık yazısını ilk<br />

bakışta tanıdı.<br />

Twain her zamanki esprili tarzıyla notta, "Eğer bu akşam için daha ilginç<br />

planların yoksa belki Oyuncular Kulübü'nde bana katılırsın" diye yazmıştı.<br />

Tesla aceleyle önündeki kağıda şunları karaladı: "Maalesef, çalışmam gerek.<br />

Ama eğer sen gece yarısı laboratuvarımda bana katılırsan sana güzel bir<br />

gösteri sergileyebilirim."

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!