17 aÄustos 1999 marmara ve 12 kasım 1999 bolu-düzce depremleri ...
17 aÄustos 1999 marmara ve 12 kasım 1999 bolu-düzce depremleri ...
17 aÄustos 1999 marmara ve 12 kasım 1999 bolu-düzce depremleri ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
MARMARA VE BOLU DEPREMLERİ SONRASINDA TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ FAALİYETLERİ<br />
288<br />
yıkımın daha fazla olduğu söylenen Kaynaşlı bölgesine hareket edildi. Dr.Sedat Abbasoğlu ile birlikte<br />
Kaynaşlı'ya giderken E-5 yolu üzerinde çatlamalar olduğu, kod farklarının ortaya çıktığı görüldü. Kaynaşlı<br />
Sağlık Ocağı'na dönen yolda, saat 07:30 sıralarında gönüllülerin gelrneye başladığı <strong>ve</strong> bir organizasyona<br />
geçmek üzere ilk adımların atıldığı izlendi. Sağlık Ocağı'na gidildiğinde binanın oturulabilir durumda<br />
olduğu, ancak her halükarda dışarıya tahliye edildiği <strong>ve</strong> Ankara'dan gelen ekiplerin (Hacettepe'li <strong>ve</strong> Trafik<br />
Hastanesi) <strong>ve</strong> çok sayıda tıp öğrencisinin bu çaba içerisinde yer aldığı öğrenildi. Sağlık Ocağı hekimlerinden<br />
Dr.Hakan Pehlivan ile görüşüldü. Sağlık Ocağı'nın 4 hekiminden sadece kendisİnin görev başında<br />
olduğu anlaşıldı. Dr.Hakan Pehlivan'ın lojmanda kaldığı, deprem esnasında lojmanda yangın çıktığı,<br />
çocuklarının <strong>ve</strong> eşinin kurtulduğu, ancak yangın için çağnlan itfaiye ekiplerinde su kalmadığı, Bolu'dan<br />
gelen itfaiyenin müdahalesi ile yangının söndürüldüğü, ancak önemli ölçüde hasar oluştuğu Dr.Hakan<br />
Pehlivan'ın dairesindeki eşyaların ise tümüyle tahrip olduğu öğrenildi. Doktor arkadaşımızın gerek bölgeye<br />
hakim olduğu, gerekse de mesleki duyarlılığının <strong>ve</strong> sorumluluğunun sorunları sahiplenir bir noktada<br />
olduğu anlaşıldı. Ancak yaşadığı sıkıntılar <strong>ve</strong> mevcut yorgunluklan nedeniyle bu rolü yerine getirmesinin<br />
oldukça zor olacağı farkedildi. Ölü sayısı hakkında henüz net bir fikirleri olmadığı ancak çok fazla olacağını<br />
tahmin etmedikleri öğrenildi.<br />
Saat 09:00'da tekrar Düzce Devlet Hastanesi'ne gelindi. İzrnir'den Dr.Feride Saçaklıoğlu, Dr.Zuhal<br />
Amato, Dr.Mustafa Vatanse<strong>ve</strong>r, Dr.Kevser Vatanse<strong>ve</strong>r, Tekirdağ'dan Dr.Nihat Şahbaz, Dr.İbrahim Oktay.<br />
Dr.Cengiz, Dr.Kenan geldiler. Dr.Mustafa Vatanse<strong>ve</strong>r'in hastane bahçesinin düzenlenmesi konusunda<br />
insiyatif kullanarak <strong>ve</strong> bahçede çalışan hemen bütün ekipler arasındaki organizasyonu teşvik ederek TTB<br />
adına orada bulunanları da çalışmaya yönelten bir aktivasyon içerisinde olduğu görüldü. Bu çabalann<br />
sonucunda hava kararmadan aynı gün içerisinde hastane bahçesine çadırlar kurulmuş, çalışanlar belli<br />
bir nöbet sistemi içerisinde disiplinize olrnuş <strong>ve</strong> kargaşa yerine belli bir düzen içerisinde hasta girişi <strong>ve</strong><br />
müdahale sürecinin akışı sağlanmış oldu.<br />
Öğleden sonra Kriz Masası'na gidilerek oradaki organizasyon öğrenilmeye çalışıldı. Sağlık Grup<br />
Başkanı Dr.Seyit Çoban ile tanışıldı. Kendisi de Bolu Tabip Odası Büyük Kongre Delegemiz olan Dr.Seyit<br />
Çoban'ın bölgeye <strong>ve</strong> sorunlara hakim olduğu ancak bu depremin hemen herkesi endişeye sevk eden<br />
havasının onda da hakim olduğu farkedildi. Tüm bunlara rağmen Dr.Seyit Çoban'ın hizmetlerin yürütülmesinde<br />
kritik bir role sahip olacağı düşüncesi gelişti. Akşam Üstü Kriz Merkezine gidilerek hastanedeki<br />
çadırlann tabanına mıcır dökülmesi için girişimde bulunuldu. Aynca tıkanmış olan hastane <strong>ve</strong> cami<br />
tuvaletlerinin açılabilmesi için vidanjör ayarlanarak gerekli girişim sağlandı. Adapazarı'ndan Dr.İbrahim<br />
Sivrikaya da bilgi almak üzere bölgeye geldi. Saat 18:00'de Ankara'dan Dr.Filiz Kurtoğlu da ekibe katıldı<br />
<strong>ve</strong> Dr.Filiz Kurtoğlu, Dr.Feride Saçaklıoğlu, Dr.Kevser Vatanse<strong>ve</strong>r, Dr.Zuhal Amato'nun da katıldığı<br />
Dr.Seyit Çoban ile bir görüşme yapıldı. Kendisine yardımcı olma niyetimiz aktarıldı <strong>ve</strong> mümkün olan en<br />
kısa sürede sağlık hizmetlerini yürüten birimlerin sorumluları ile bir toplantı düzenlenmesİnİn gereği dile<br />
getirildi. Ancak Dr.Seyit Çoban'ın böyle bir toplantıyı bir haftadan önce yapmayı erken bulduğu anlaşıldı.<br />
Daha sonra yeniden değerlendirmek üzere ayrılındı. Ancak bu arada Belçika Kızılhaç'ından gelen ekiple<br />
temas kurularak ekibin ilk yardım setinin bir örneği TTB eğitim çalışmalarında kullanılmak üzere talep<br />
edildi. Uygun görmeleri üzerine alındı.<br />
Ankara'dan gelen ekipten Eriş Bilaloğlu dışındakiler saat <strong>17</strong>:00 sularında geri döndüler. İzmir ekibi<br />
ise Dr.Mustafa Vatanse<strong>ve</strong>r dışında Adapazarı'na geçti. TTB adına gelen arkadaşlar olarak yapılan değerlendirmede<br />
bölgede koordinasyon merkezi kurma kararı için erken olduğu, bir sÜfe ( en az 7 gün) bölgede<br />
bulunulmasının uygun olacağı, bu süre içerisinde başta hekim arkadaşlarımızın durumu (ölen,<br />
yaralanan, vb.) olmak üzere sağlık hizmetlerinin mevcut yapısı hakkında bilgi edinilmesi kararlaştınldı.<br />
Bu faaliyet boyunca mürnkünse en az 1 kişinin 7 gün orada kalmasının <strong>ve</strong> onun gözlemlerinin yönlendiriciliğine<br />
dikkat çekildi. Ekipte halk sağlıkçının bulunması da önemsendi. Bu bilgilerin Merkez Konseyi'nde<br />
koordinasyondan sorumlu Dr.Metin Bakkalcı'ya iletilerek bu çerçe<strong>ve</strong>de bir koordinasyona gidilmesinin<br />
yararlı olacağında hemfikir olundu. Bu arada gün boyunca çadır kurulmasından, gelen ilaçların tasnifiyle<br />
bir eczane oluşturulmasına kadar değişik pratik ihtiyaçlar da TTB adına gelen arkadaşlar görev<br />
aldılar .<br />
(Dr.Bülent Aslanhan 1<strong>12</strong> ambulansı ile bölgeye gelerek bölgede girişimlerde bulundu <strong>ve</strong> Kaynaşlı<br />
Sağlık Ocağı <strong>ve</strong> UNICEF hizmet çadırlarının kurulmasını sağladı, aym gün öğlen Bursa 'ya geri döndü).