07.10.2014 Views

17 ağustos 1999 marmara ve 12 kasım 1999 bolu-düzce depremleri ...

17 ağustos 1999 marmara ve 12 kasım 1999 bolu-düzce depremleri ...

17 ağustos 1999 marmara ve 12 kasım 1999 bolu-düzce depremleri ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

MARMARA VE BOLU DEPREMLERİ SONRASINDA TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ FAALİYETLERİ<br />

3<strong>12</strong><br />

Derneğimiz için oldukça önemli bir faaliyette "Hukuki Danışmanlık" merkezidir.<br />

Profesyonelce kurgulanmış bu merkezde (ücretsiz sunulacaktır)<br />

depremzedelerin depremden dolayı ortaya çıkan hukuki sorunlarında yol gösterici<br />

olmak hedeflenmiştir. Bu konunun iki ana alanı vardır birincisi<br />

depremzedenin idareyle olan itilafları diğeride şahıslarla (müteahhitler vs.).<br />

Bizim için asıl önemli olan idareyle olan davalardır. Bu toplumsal bir<br />

muhalafetin bir ayağı olabilir. Ayrıca bu süreç kentin fiziken kuruluşuyla da direkt<br />

ilgilidir.<br />

Toplumsal rehabilitasyon diye adlandırdığımız bu faaliyetler olanaklar <strong>ve</strong><br />

koşullar geliştikçe çeşitlenerek artacaktır. Tüm bunların aslında en önemli<br />

kesişim noktası kentin bir bütün olarak yeniden kuruluşudur. Bu süreç orta<br />

<strong>ve</strong> uzun vadede bir çok sıkıntıyı barındırmaktadır. Biz Dep-Der olarak yeniden<br />

kurulacak olan bir kentin kimin ihtiyaçları <strong>ve</strong> çıkarları çerçe<strong>ve</strong>sinde planlandığıyla<br />

ilgilenmekteyiz. Çok açıktır ki bugün yapılan <strong>ve</strong> yapılması planlanan şey<br />

halk için <strong>ve</strong> halktan yana değil, sermayenin hedeflerine hizmet etmektedir.<br />

Bu durumun en somut sonucu bundan önce iki kere daha yıkılmış (1943-<br />

1967) bir kenti aynı yere kurmaktır. Bu da hiçbir şekilde kabul edilebilecek<br />

bir şey değildir. Şu an elimizde alternatif nazım imar planlar vardır <strong>ve</strong> uzmanlardan<br />

alacağımız görüşlerle bunlardan birine açık taraf olacağız.<br />

Ayrıca devletin elinde olduğunu bildiğimiz ama çeşitli nedenlerle açıklanmayan<br />

Depremin Genel Sonuçlarına ulaşmak için kendi çalışmamızı planlamaktayız,<br />

yine uzmanlarla birlikte kentin deprem sonrası "demografik yapısını"<br />

oluşturan raporlar hazırlanacaktır. Şu açıktır ki bu tavrımız bizleri sermaye<br />

<strong>ve</strong> rant çevreleriyle bizleri karşı karşıya getirecektir. Bu süreçte yalnız kalmamalıyız.<br />

Tavrını <strong>ve</strong> varlığını halktan yana koyan her insan <strong>ve</strong> kuruluş bizim<br />

doğal ittifakımızdır.<br />

Artık bölgede kuru bir "insani yardım" süreci tükenmiştir. Bunu aynı şekilde<br />

devam ettirmeye çalışmak, belkide hiçte farkında olmadan kurulu<br />

statükoyu devam ettirmeye hizmet edecektir. Ayrıca bu yardım biçiminden<br />

vaz geçilerek depremzedeler kendiyle bırakılmalıdır. Çünkü; bölgeye gelen insanlarında<br />

gözlemlediği gibi "bu biçim" insanları atıllaştırmakta <strong>ve</strong> zaten buna<br />

hazır olan insanları tembelleştirmektedir.<br />

Süreç değişmiştir <strong>ve</strong> bu yeni sürecin ihtiyaçları farklıdır. Bu farklılıkların<br />

daha iyi anlaşılması gerekmektedir. Aksi takdirde çok iyi niyetli çabalar hiçte<br />

iyi sonuçlar <strong>ve</strong>rmeyecektir. Şimdi depremzedenin kendini öne çıkarma zamanıdır.<br />

Ve tüm faaliyetler bunu hedeflenmelidir. Özellikle de Adapazarı gibi<br />

bölgelerde "Kentin Bir Bütün" olarak yeniden kuruluşu öne çıkarılmalı <strong>ve</strong> halktan,<br />

insandan yana olan örgütlenmelidir.<br />

ADAPAZARI DEPREMZEDELER DERNEĞİ<br />

YÖNETİM KURULU

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!