You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
sevgiyle karşılanırdı ki, İstanbulspor’un dış sahalarda<br />
karşılaştığı ya da yaşadığı bir olumsuz<br />
durum yok gibiydi. İstanbul’da üç büyüklerin<br />
maçı yoksa herkes İstanbulspor’un<br />
maçlarına koşardı. İşte, o İstanbulspor hem<br />
yetiştiriciydi hem de kadrosundaki oyuncular<br />
çok kaliteliydi. 1960’lı yılların ortalarında kadrosundaki<br />
birçok oyuncuyu büyük takımlar<br />
transfer etmek istemişler ama onlar futbolu<br />
sarı-siyah forma altında bırakmışlardır.<br />
O futbolculardan biri Bilge Tarhan’dır.<br />
Bilge Tarhan’ı 10 Ekim Pazartesi günü sonsuzluğa<br />
uğurladık. İstanbulspor ve Ulusal takımımızda<br />
oynarken aynı zamanda İstanbul<br />
Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi'ni bitirmiştir.<br />
Bilge Ağabey, mühendis-futbolcu olduğu<br />
için gollerini ince hesaplar yaparak atıyordu.<br />
Bir sezon İstanbulspor’un üç büyükleri<br />
de yenip dördüncü olduğunu anımsıyorum.<br />
Fenerbahçe ve Beşiktaş’ı 1-0, Galatasaray’ı<br />
ise 3-0 yendiler. Bilge Tarhan o maçların tutulmaz<br />
santrforuydu.<br />
O dönemin oyuncularının büyük çoğunluğu<br />
yoksulluk ve türlü yoksunluklar içinde<br />
büyümüşlerdir. Yoksulluk denilince akla<br />
Doğu gelir ama İzmir’in Damlacık semtinden<br />
Metin Oktay aynı yoksullukların içinden çıkıp<br />
geldi. Yine Damlacık'tan çıkıp İzmirspor, Fenerbahçe<br />
ve İstanbulspor’da Bilge Tarhan<br />
ile aynı takımda oynayan sevgili Ağabeyim<br />
Bülent Buda da aynı yollardan geçti. Bülent<br />
Ağabey, üç kardeşi ve anne-babası ile<br />
Damlacık'taki bir göz odada büyümüştür. İlkokula<br />
başladıktan sonra ise her yaz çıraklık<br />
yapmış. Düşünebiliyor musunuz, ilkokuldan<br />
üniversiteye değin her yaz çıraklık, kahvehaneden<br />
dönme bir göz odada yaşam, futbol<br />
ve Fenerbahçe’de oynarken İktisat Fakültesi<br />
mezunu olmak… Böyle bir yaşamı bugünkü<br />
kuşaklar anlayabilir mi acaba?<br />
Bilge Tarhan, babasının PTT memuru<br />
olması nedeniyle 1941’de Adana’da<br />
dünyaya gelir. Ancak nüfus cüzdanı 1942<br />
doğumlu olarak çıkartılır. Babasının görev<br />
yerinin değişmesi nedeniyle ilk çocukluk<br />
yılları Karaman’da geçer. 1948 yılında ise<br />
Konya’ya taşınırlar. Ortaokulu Konya’da<br />
okur. Bu okulda eğitimini sürdürürken bir<br />
grup arkadaşıyla ders aralarında ya da<br />
ders bitiminde, okulun etrafını koşma yarışı<br />
yaparlar. Bilge Tarhan bu koşuların tamamını<br />
birinci bitirir. İşte size doğal atletizm<br />
antrenmanı… Bilge Tarhan lisede okurken<br />
aynı zamanda lise atletizm takımının da<br />
kaptanıdır. 800, 1500 ve 4x100 metrelik<br />
mesafeleri koşarken üç adım da atlamaktadır.<br />
Bilge Tarhan (sağ başta), takım arkadaşları efsane kaleci Yılmaz Urul (Arap Yılmaz) ve Yalçın Sonar ile birlikte.<br />
O yıllarda Türkiye’nin genelinde olduğu<br />
gibi Konya’da da atletizm çok önemlidir.<br />
Beden eğitimi öğretmenleri öncelikli<br />
olarak atletizm ve jimnastiği temel spor<br />
olarak görmektedir. Bilge Tarhan bu temel<br />
görüş ve anlayışın sonucu olarak<br />
Konya İli Liselerarası Atletizm Şampiyonası’na<br />
katılır. 400 metre koşacaktır. Ancak<br />
altı kulvarda koşacak atletler hazırdır<br />
(O yıllarda atletizm pisti bugünkü gibi<br />
sekiz kulvar değildir). Bu nedenle Bilge<br />
Tarhan en dıştan serbest olarak koşturulur,<br />
Konya ili 400 metre rekorunu geliştirir.<br />
İl rekoru 60 saniye iken Bilge Tarhan 57,5<br />
saniyede 400 metreyi koşar.<br />
Bilge Tarhan okul ile futbolu birlikte<br />
yürüttüğü günlerde, Konya İdmanyurdu’ndan<br />
bir yönetici onun Bursa’daki Türkiye<br />
Atletizm Şampiyonası’nda koşmasını<br />
ister. Ama o koşmaktan yana değildir.<br />
Çünkü atletizm kaslarını germekte ve<br />
bu da futbolunu olumsuz etkilemektedir.<br />
Koşması için kulüp tarafından 1000 Lira<br />
teklif edilir. Bu, o yıllar için büyük paradır.<br />
Ancak Beşiktaş tutkunu ve gönlünde<br />
Bilge Tarhan gönlündeki<br />
üniversiteyi, İstanbul Teknik<br />
Üniversitesi İnşaat Fakültesi’ni<br />
1959 yılında kazanır. İTÜ’de<br />
eğitimini sürdürürken o zamanki<br />
adıyla Türkiye 1. Milli Ligi’nde<br />
de tam 11 yıl profesyonel futbol<br />
oynar. Bu 11 yıl boyunca 63 gol<br />
atarak İstanbulspor tarihinin en<br />
golcü oyuncusu unvanını alır.<br />
siyah-beyazlı Konya Gençlerbirliği Kulübü<br />
olduğundan, “İdmanyurdu ile yakınlaşıyor”<br />
söylentilerine yol açmamak için<br />
parayı kabul etmeden Bursa’da koşma<br />
kararı verir. Bilge Tarhan Bursa’da 400<br />
metre yarışı için 5. kulvarda yerini alır. 1.<br />
kulvarda ise Türkiye rekortmeni bir atlet<br />
koşacaktır. Rekortmen atlet 400 metre<br />
koşusunu 53 saniyede tamamlarken<br />
Bilge Tarhan 52,8’de koşup birinci olur.<br />
Böylece futbolcu Bilge milli atleti geçer.<br />
“O günlerin futbolcuları neden bu denli<br />
büyüktü?” derseniz, onların her sporu<br />
özgürce yapmaları, yanıtın bir bölümünü<br />
oluşturabilir. Fenerbahçe’nin efsane<br />
forvetlerinden Ogün Altıparmak, Karşıyaka’da<br />
futbol oynarken aynı zamanda<br />
atletizmde ve yüzmede rekortmendi. Can<br />
Bartu aynı dönemde hem futbol hem de<br />
basketbol ulusal takımlarında oynamıştır.<br />
Fenerbehçe’nin Manchester City zaferinin<br />
mimarlarından Abdullah Çevrim de<br />
bir atlettir. Rıdvan Dilmen’in de Muğla’da<br />
atletizm takımında koştuğunu biliyoruz.<br />
Bilge Tarhan 1959’da İstanbul’a gelir.<br />
Gönlünde Beşiktaş’ta oynamak ve İstanbul<br />
Teknik Üniversitesi’nde okumak vardır.<br />
Beşiktaşlı yöneticiler büyük takımla<br />
üniversiteyi birlikte yürütmenin zorluğunu<br />
anlatırlar, o da ikna olur. Beşiktaşlı yöneticiler<br />
İstanbulspor Başkanı Ali Sohtorik ile<br />
görüştürürler. Kendisine 250 lira transfer<br />
parası verilir. 250 Lira da Beyoğlu’ndaki<br />
Güven Dershanesi’ne kayıt yaptırıp, üniversiteye<br />
hazırlanması için verilir. Ancak bu<br />
para sonraki yıllarda alacaklarından kesilir.<br />
Ve Bilge Tarhan gönlündeki üniversiteyi, İs-<br />
itü vakfı dergisi<br />
129