© 2012 | amberTXT / BIS ISBN 978-605-88807-7-1
Untitled - Back - Sabancı Üniversitesi
Untitled - Back - Sabancı Üniversitesi
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Sanatın dünyasıyla kendimizi, kendi<br />
dünyamızla da sanatı bağdaştırabildigimiz<br />
ölçüde, sanatın verili politik<br />
düzene ters asılmış bir pisuara dek<br />
herşey olabileceğini biliyoruz. Dijital<br />
sanat Ağ toplumu kendine rezonans<br />
mekanı olarak temel alır ve geleneksel/modern<br />
sanatlardakinden farklı<br />
olarak izleyiciyi sadece provoke etmek<br />
yerine aktif katılımını öngörerek işin<br />
bir parçası olmaya motive eder, bir aksiyona<br />
katılmayı tetikler. Bu aslen bir<br />
sanat eserinin doğası gereği içerdiği de<br />
bir öngörüdür. Sanat bir anlamda kendini,<br />
zamanı ve çevreyi toplumsal, politik<br />
ve kültürel bağlamlarda yeniden<br />
tasarlamanın, gündemdeki verili politikaya<br />
ve düzenin yapısal işleyişine<br />
tepki ve yorumda bulunarak, bir karşıya<br />
da öte-vizyon üretmenin oyununu<br />
oynarken, güncel tüm taşıyıcı ve teknolojileri<br />
de kendine malzeme yapar.<br />
Buradaki politizasyon sadece üretim<br />
pratikleri üzerinden işleyen değil,<br />
aynı zamanda yapısal somut bir tavır<br />
olarak da vazgeçilmez bir bileşendir.<br />
Etkileşim alanını, yaratıcı, teknik ve<br />
sosyal enerjilerin birbirleriyle harmanlandığı,<br />
birbirlerine çeşitli dürtüler<br />
vermek suretiyle dönüştürüldükleri<br />
ve çözümlendikleri bir platformun<br />
oluşturduğu, kurgusal işlevi ise analiz<br />
ettiği çelişkileri açığa çıkartmak, yorumlamak,<br />
sorgulamak olan bir sanat.<br />
Sanatın kullandığı ya da betimlediği<br />
stratejiler saadece inovasyon ve gelenekten<br />
ibaret de değildir. Her sanat<br />
eseri bir anlamda diğerleriyle bağlantıda<br />
kaydırıcı bir fonksiyon üstlenir;<br />
diğerlerinden farklılaştığı ölçüde dünya<br />
üzerine önermelerde bulunur. Toplumsal<br />
olarak bu farklılaşma yalnızca<br />
biçimsel bir çerçevede sanat mekanının<br />
belirleyicisi olarak (“devrimci”,<br />
“yenilikçi”, “izlemeci”) algılanmaz; Kamusal<br />
Sanattan, Sokak Sanatına, mobil-aplikasyonlardan,<br />
katılımcı sanata<br />
kadar olanların da ötesinde, sosyal<br />
bir mekana ait olduğunca anlam bulur.<br />
Yukarıdan sanat, öyle ya da böyle<br />
elde varolan, aşağıdan sanat ise öyle<br />
ya da böyle edinmek durumunda olduğumuz<br />
sanattır. Her sanat eseri topluma<br />
yöneltilmiş başka bir sorudur.<br />
Ağ (net) toplumuna dahil olmanın herzaman<br />
kontrol ve gözetlenme anlamına<br />
geldiği gerçeğine rağmen (belki de<br />
geleneksel sanatların kendisini bireyselleştirmesi<br />
ve asosyalleştirmesi bu<br />
gözetleme ve kontrol mekanizmalarından<br />
kaçma istemiyle bağdaştırılabilir)<br />
sosyal medya, hızlı iletişim ağları ve<br />
Internet, belki de gerçek anlamıyla<br />
elimizde birey olarak tuttuğumuz son<br />
“kamu mekanıdır”.<br />
Katılımcı ağ-kültürün berisinde (pasif<br />
bir tüketim medyası olarak) duran,<br />
19. yy’ın ikinci yarısından itibaren<br />
gündelik yaşantımıza hızla bulaşmaya<br />
başlamış kitle iletişim araçları<br />
(Massmedia) giderek artan bir güçle<br />
gündemimizi belirler hale gelmiştir.<br />
“Kamu mekanının” modernist, şeffaf,<br />
bilgi toplumu içerisinde üstlendiği<br />
politik ve sosyal anlamını yitirmesinden<br />
sonra “massmedia” sürekli anlam<br />
üreten ve dağıtan bir misyon üstlenerek<br />
toplumun merkezine yerleşmiş ve<br />
kamusal düşünceyi hegemonyası altına<br />
almaya ve böylece bilgi toplumunda<br />
ön planda olan “bilgi” kavramının<br />
yerini “anlam” ya da “fikri olma” metaforlarıyla<br />
doldurmaya başlamıştır.<br />
Burada “kamu” kavramı saadece pasif<br />
bir gözlemleme formülünü temsil etmektedir.<br />
“Kamu” bir tarafta sistemiçi<br />
sınırların aşılamayacağının vurgusu<br />
olarak bir yansıtmaya gönderme<br />
41