YOKSULLUKTAN VARSILLIĞA -İSVEÇ- - Abana Gazetesi
YOKSULLUKTAN VARSILLIĞA -İSVEÇ- - Abana Gazetesi
YOKSULLUKTAN VARSILLIĞA -İSVEÇ- - Abana Gazetesi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>YOKSULLUKTAN</strong> VARSILLI ĞA — İ SVEÇ— 154<br />
Ya şlılar eğitiminin bu denli yayg ın olması, ba şl ıca şu<br />
gerekçelere ba ğlan ır:<br />
"Bugün, gerek çok iyi ö ğrenim görmü ş gençlerle, (ö ğrenime<br />
olanak bulamam ış) ya şl ılar aras ında; gerekse pek küçük<br />
az ınlığın ın ilkokul sonras ı öğrenimi görebilmi ş yaş lı ku şak için-<br />
OKUYUP YAZMASI YOKTU<br />
Tümüyle masal ımsı olan bu öyküye yetkililer inanmad ı . Ama ku şkusuz<br />
do ğruydu. Elli ya şında bir Kuzeyli, hiç okuyup yazmas ı olmadan, ya şamı<br />
süresince seçkin i şlerde çal ışt ı. Askerli ğini yapt ı , aile kurdu. Yaşam ı<br />
boyunca hiçbir okula gitmeyen bu karacahil, toplumun içinde ola ğan<br />
bir ya şam yaşad ı .<br />
Yaln ızca saati bilen ve say ılar ı okuyabilen Kuzeylimiz, yüzde yüze yak ın<br />
olarak bu sakatl ığını saldayabildi. Ama durumlar ı düzeltebilmek için,<br />
kendini çok zorlad ığı oluyordu. Şimdi durumu bilen ilgililer, onu gözünden<br />
kaç ırm ış bulunan öteki ilgililerin yapt ığı bu eğitim yanlışını<br />
düzeltebilmek için bir yol bulam ıyorlar. Isveç'te böyle birinin bulunabileceğine<br />
inanmak bile çok güç...<br />
I şte onun yaşam öyküsü:<br />
Ailenin en yaş l ı çocuğu olarak, Kuzeyde bir iç köyde do ğdu. Yedi yaşına<br />
geldiğinde, ilgililer onu okul için aramaymca, evde kal ıp çal ışmay ı<br />
sürdürdü. Babas ı okumaya karşı ilgisizdi. On ya şına gelince bir çiftlikte<br />
iş tuttu. I şini iyi yap ıyor, okula gitmemekle yanl ış yolda olduğunu da<br />
dü şünüyordu. Ama on ya şındaki çocuk bu konuyu kiminle tart ışacakt ı?<br />
En iyisi, okuma yaznia bilmediğini saklamak için elinden geleni yapmakt<br />
ı . Say ıları istemi dışında belledi. Imzas ın ı da öğrendi. Bu, ya şamının ilk<br />
okuluydu.<br />
Askerliği istediğinden de iyi geçti. Ilk üç ayda hiç pürüz ç ıkmadı. Sonra<br />
dersler ve yazd ılar ba şlay ınca iş değişti. Ilk yaz ılıda, önüne beyaz ka ğıt<br />
konulunca bir kolay ın ı bulup subaya f ısıldad ı :<br />
"-Okuyup yazmam yok benim!"<br />
Subay ak ıll ı adamd ı. Durumu bir büyü ğüne aktard ı. Kuzeyliyi, subayların<br />
yemek yedi ği bölüme verdiler. Askerli ğinin sonuna dek orada kalarak,<br />
subaylara yemek servisi yapt ı .<br />
Sonra madende, ormanda, kamu kesiminde çal ışt ı . Kazanc ı iyiydi. Evlendi,<br />
çocuklar ı oldu. Sakatl ığın ı karıs ı biliyor: ka ğıtlar ı doldurma ve i ş<br />
düzeninde yard ımc ı oluyordu. Çocuklar durumu bilmiyordu. Kuzeylimiz<br />
şöyle aç ıklad ı bunun nedenini:<br />
"-Çocuklar yeterince büyüyünce, onlara gerçek durumu söylüyorum. Küçükken<br />
söylersem, babalar ın ın okuma yazma bilmedi ğini arkada şlar ına<br />
anlatabilirler..."<br />
(Expressen, 20 Kasun 19701