12.07.2015 Views

4afd4a366a38e5ddb79c44167de45ee5ee0f8828

4afd4a366a38e5ddb79c44167de45ee5ee0f8828

4afd4a366a38e5ddb79c44167de45ee5ee0f8828

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ya başladığım noktada, John Berger'm -yazma sürecinin böylesine geç biraşamasmda bile- önem verdiği noktanm, görünümlere bakıldığında -neredeysebilindik sözcüklerle formülasyonlann hepsini dışta bırakma derecesinde-görülebilecek şeyler, okunabilecek şeyler olduğunu neredeyse hemenfark ettim. Berger o bilindik şeyleri açıkça bir kenara bırakmıştı; birlikte çalıştığımızdenemesindeki ifadeleri bile unutmuştu neredeyse. Önemli olansözcükler, görebildiğimiz şeylerin aklımıza getirdikleriydi. Burada odaknoktamız tamamen görüntülere ve görünümlere, masadaki fotoğraflara vebazen de açık pencereden görünen dünyalara yönelikti.John Berger'da artık açıkça alışkanlığa dönüşmüş ve büyük ölçüde bilinçdışmadayalı olan bu disiplin ile, ilk fenomenologlann felsefi yöntemleriarasındaki yakınlık tesadüfi bir yakınlık değildir; Berger'm yazılarında, ogeleneğin Avrupa felsefesinde bıraktığı etkiden izler bulunur. Ancak Bergerapaçık biçimde, felsefi bir eğitimden ziyade, kendisinin erken dönemde başlayanresim ve çizim tutkusuna, ömrü boyunca görsel sanatlarla uğraşmasınadaha çok şey borçludur. Dolayısıyla, kendi lugatmdan ödünç alarak, JohnBerger'da görmenin önce geldiğini belirtmek uygun düşer. Yazmadaki kariyerinerağmen, yazısmda gözlenen karmaşıklığın ve soyutlamaların düzeyinerağmen, dünyayı anlamanın bir yolu olarak onda önceliği görmenin, algılamanınve tahayyül etmenin tuttuğu rahatlıkla söylenebilir.John Berger 5 Kasım 1926'da Londra'da dünyaya geldi. Hiç sevmediği birokula gönderildiğinde onun adma bir tür iç sürgün ve göç hayatı başlamıştı.İçindeki bu duygulan ancak erken yaşlarda anarşist klasikleri hatmederek giderebilecekti.On altı yaşında ve ailesinin isteklerine tamamen aykırı bir kararla,sanatçı olmak hedefiyle okuldan ayrıldı. Central School of Art'da sürdürdüğüöğrenimi savaş sebebiyle yanda kaldı. Savaşta bir er olarak görevyapmasını isteyen komisyonu reddederken, daha sonra erbaş olarak görevaldı. Bunun anlamı, savaşı, normal olarak kendi kökeninden birine hiç uygungörülmeyen biçimde, işçi sınıfından insanlarla birlikte geçirmesiydi. Tabii budeneyiminin daha sonraki hayatında belirleyici bir etkisi oldu. Askerliktensonra Chelsea Art School'a girdi ve güncel siyasetle ilgilenmeye başladı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!