Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İKİNCİ GÜN<br />
I. OTURUM<br />
/<br />
25<br />
yani tam bugünlerde patlak vermeye başlamıştı. Hepimizin bildiği gibi Ukrayna halkı ve Kırım’ın gerçek<br />
sahipleri olan Kırım Tatarları Avrupa Birliği’ne girmek istiyordu. Rusya ise Ukrayna’nın AB ile<br />
bütünleşmesine şiddetle karşı çıkıp Rusya, Kazakistan ve Beyaz Rusya’dan oluşan Gümrük Birliği’ne<br />
girmesi için ısrar ediyordu. Aslında Ukrayna penceresinden baktığımız zaman, Ukrayna halkının çok<br />
büyük bir çoğunluğu kendisini Avrupalı gibi hissetmesinden daha ziyade her dönemde zulüm gördüğü,<br />
asırlardır bağlı bulunduğu Rusya’nın boyunduruğundan kurtulmak istiyor, gerçek bir bağımsızlığı<br />
arzu ediyordu.<br />
Ukrayna ile AB arasında 29 Kasım 2013 tarihinde imzalanması planlanan Ortaklık Anlaşması öncesinde<br />
Rusya, Ukrayna’ya önce doğal gaz fiyatlarında şok edici indirim, milyonlarca dolar yardım<br />
vaatleri vermiştir. Ancak Ukrayna’da Rusya yanlısı olan iktidar, Rusya’dan tamamen kopmak isteyen<br />
muhalefeti ve halkı ikna edememiştir. Hemen arkasından Rusya, Ukrayna’ya yapacağı yardımların<br />
durdurulması, Rus gazına her daim bağımlı olan Ukrayna’ya verilen doğal gazın zamlanması gibi<br />
baskı ve tehdit yollarına başvurmuştur. Bu tehditler de işe yaramamış Ukrayna halkları için özgürlük<br />
daha ağır basmıştır. Ukrayna iktidarının AB ile Ortaklık Anlaşması’nı imzalamayacağı yönünde 21<br />
Kasım 2013 tarihinde yaptığı açıklamadan sonra Kiev’de halk sokaklara dökülmüş ve hükümete ait<br />
binalar abluka altına almış ve sonunda bilinen olaylar başlamıştır. Ve nihayet 27 Şubat 2014 tarihinde<br />
bayraksız, rütbesiz, yeşil adam olarak tabir edilen Rus askerleri ve milisler Kırım Özerk Cumhuriyeti<br />
Parlamentosuna, Başbakanlık binasına sabah saat dört sularında hiçbir direniş görmeden girmişlerdir.<br />
Bir gazeteci olarak işgalin en başından başlayarak her anını takip etme ve haber yapma şansını<br />
elde etmiştim. Ancak bir Kırım Tatarı ve Türk milliyetçisi olarak o anlarda yaşadığım ve gördüklerim<br />
herhalde ömrümden ömür almıştır. Gözümün önünde çok sevdiğim vatanıma askerler, tanklar, savaş<br />
uçakları giriyor ve yapabileceğimiz tek şey elimde fotoğraf makinesi, yanımda kamera tüm dünyaya<br />
Kırım’ın ve Kırım Tatarlarının düştüğü durumu çaresizce feryatlarla anlatmaya çalışmak oluyordu.<br />
Yeşil adam diye isim verdikleri üniformalı, maskeli, silahlı Rus askerleri ve milisler yine plakasız, bayraksız<br />
zırhlı savaş araçları ve tanklar birkaç gün içinde Kırım’da askeri ve sivil havaalanlarını ele<br />
geçirmiş, Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine ait askeri alanları ablukaya almışlardır. Rusya’nın tek bir silah<br />
bile patlatmadan Kırım’ı bu kadar kolay işgal etmesi kesinlikle buna daha önceden hazırlıklı olması ve<br />
işgale yıllar öncesinden başlayarak zemin hazırlamasındandır. Rusya’nın Kırım’a girdiği gün itibarıyla<br />
Kırım’da Ukrayna ordusuna bağlı yaklaşık 17 bin silahlı ve tam donanımlı askerleri mevcuttu. Bunu<br />
daha önceden planlayan Kremlin, kendisine bağlı Yanukoviç iktidarı sayesinde Kırım’da Rusya’ya yakın<br />
olan komutanların atamalarını çok önceden yapmıştır. Ukrayna’nın güvenliğinden sorumlu SBU,<br />
Ukrayna Milli Güvenlik Teşkilatı Kırım Bölümü’nün çoğunluğu hiç tereddüt etmeden onlara katıldı,<br />
yani Rusya Federal Güvenlik Servisine tabii oldular.<br />
Kırım’da bulunan Ukraynalı emniyet güçlerine yıllarca tehlikenin Kırım Tatarlarından gelecek propagandası<br />
yapılmıştır. Aynı ırktan olan kardeşleri Ruslardan böyle bir tehlikenin geleceğini hiç tahmin<br />
etmiyorlardı. Gerçi Ukrayna’nın milliyetçi kesimi ve Kırım Tatarları, Rusya’nın yaptığı bu işgali yıllar<br />
öncesinden her ortamda söylüyorlardı, hatırlatıyorlardı. İşgalden önce Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine<br />
ait en iyi anti-terör grubu da tam donanımlı olarak Kırım Kefe yakınlarında bulunan askeri bir birlikte<br />
konuşlandırılmıştır. İşin en ilginç ve tuhaf tarafı Ukrayna’da meydan hareketleri başladığı sıralar bu<br />
anti-terör grubu Kırım Özerk Cumhuriyeti Başbakanlık binasında bir tatbikat yapmıştır. Tatbikat senaryosuna<br />
göre, bina maskeli, sakallı, üniformalı Kırım Tatar teröristler tarafından işgal ediliyor, bu<br />
grup da binayı kurtarıyordu. Hani derler ya “perşembenin gelişi çarşambadan bellidir” diye. Aslında<br />
Rusya’nın Kırım’ı işgal edeceği çok önceden belliydi. Yıllar öncesinden başlayarak Kırım Tatarlarının<br />
liderleri, siyasetçileri, gazetecileri her ortamda bunu dile getirmeye çalıştı. Rusya Akyar’da yani<br />
Rusça adı Sivastopol’da kendi vatandaşlarına gizliden gizliye pasaport dağıtıyor dediğimizde tüm<br />
dünya kulaklarını tıkayıp görmezlikten gelmişlerdir. Rusya, Osetya’ya 2008 yılında girdiğinde Kırım’ın<br />
işgal provasını yapıyor, yarın Kırım’a da girebilir dediğimizde “Hangi devirde yaşıyoruz uluslararası<br />
anlaşmalar var.” cevabını alıyorduk.<br />
Şimdi size 2008 yılı Kasım ayında Kırım Tatarlarının lideri Sayın Mustafa Abdulcemil Kırımoğlu’nun,<br />
Kırım Haber Ajansına yaptığı açıklamanın bir kısmını okumak istiyorum. Lütfen dikkat yıl 2008 Kasım<br />
ayı; “Rusya, Gürcistan’a girmek için bölgede Rusya vatandaşlarının haklarının ihlal edildiği gerekçesini<br />
kullandı. Rusya, Ukrayna’da özellikle de Kırım’da yasa dışı bir şekilde pasaport dağıtıyor.