06.06.2016 Views

MEDYA FORUMU

E0X7GvGO

E0X7GvGO

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İKİNCİ GÜN<br />

III. OTURUM<br />

/<br />

59<br />

sürekli eleştirir ve Rusya Müslümanlarında ileri sürdüğü prensipler GASPIRALI’nın hayatı boyunca<br />

sadık kaldığı temel prensiplerdir. Dolayısıyla Ruslarla iyi geçinmeyi, onları Türk-Müslüman grubun<br />

kendi ana dilinde eğitim yapması için ikna etmeye çalışır. Bunun karşılığında da Rusya Müslümanları,<br />

Rusya’ya bir vatandaş olarak vergi vermeli, icabında Rusya’yı savunmalı, bir Rus ile birlikte Rusya’ya<br />

karşı dışarıdan gelen tehlikelerde birleşmeli ama Ruslar da Türklere, Müslümanlara karşı eşit davranmalıdır.<br />

İşte Tercüman’ın ilk sayısı bu, maalesef bu fotokopi pekiyi değil, burada Rusça kısım da var. Rusça<br />

kısmı ben almamışım. Başlık klişesini genişlettim, başlık kısmında da göreceksiniz Tercüman’ın o<br />

“Dilde, Fikirde, İşte Birlik” ifadesi yok. O 1912’den sonra Tercüman’ın başlık klişesi altında yer alır.<br />

Bazı kaynaklar onu zannediyorlar ki ilk çıktığı tarihten itibaren var. Tercüman gazetesinde GASPIRA-<br />

LI, bir şey daha yapıyor, sade bir dille yeni bir edebiyat başlatıyor. O edebiyat kelimesini çok geniş<br />

anlamda kullanır. Der ki, “Yazılı olan her şey edebiyattır”. Dolayısıyla bir matematik, kimya kitabı,<br />

oradaki anlatım dili GASPIRALI için edebiyattır. Yani bilimsel dili de bedii neşriyat içerisine atar. Fakat<br />

aynı zamanda modern romanın, hikâyenin bir toplumdaki rolü üzerindeki öneminin farkındadır. Dolayısıyla<br />

da hikâye ve romanlar yazmaya başlar. “Frengistan Mektupları”nı, daha sonra “Darürrahat<br />

Müslümanları”nı yazar, Molla Abbas imzasını kullanarak birçok eser neşreder.<br />

Burada bir şey görüyoruz, GASPIRALI iki imza kullanıyor. Başlangıçta Molla Abbas, daha sonra başkaları,<br />

İsmail imzası var. Tercüman’daki yazılarının hepsinde sadece İsmail imzasını kullanmıştır. Niçin<br />

bu iki imzaya müracaat ediyor? İsmail imzasıyla yazdığı yazılar ılımlı, yumuşak, İslam toplumunun kusurlarını<br />

eleştiren ama çok da fazla sarsmayan, yaralamayan tenkitlerden ibarettir. Babaca nasihatler<br />

bunlar. Fakat Darürrahat Müslümanları ve Frengistan Mektupları’nda Molla Abbas Fransevi imzasını<br />

kullanıyor ki bu imza Taşkentli bir mollaya aittir. Güya Fransa seyahatine çıkmıştır, oradan hatıralarını<br />

Tercüman’a mektuplar şeklinde göndermektedir. Molla Abbas, GASPIRALI’nın bir Avrupalı gözüyle<br />

aynı zamanda İslam dünyasına, Türk dünyasına bakmasını sağlar. Ve dolayısıyla Molla Abbas imzasının<br />

altında yazdıklarında çok daha rahattır. İslam cemiyetinin kusurlarını, tenkitlerini, hurafelerini,<br />

medeniyet meselelerinin yetersizliğini, din adamlarının cahilliğini çok daha sert eleştirmiştir. Yani asıl<br />

fikirlerini, GASPIRALI’yı yakalamak istiyorsak diğer takma adlar altında yazdığı konularda çok daha<br />

açık görebiliyoruz. Çünkü orada çok acı, sert tenkitler var. Bunun sebebi bence Tercüman gazetesini<br />

ve kendi faaliyetlerini riske atmak istememiş. Yani Molla Abbas’ın yazdıkları eğer toplumda çok fazla<br />

tepkiyle karşılanırsa herhâlde yazıyı kesecekti. Ama Tercüman çıkmaya devam edecekti. İsmail imzasıyla<br />

yazılar devam edecekti. Demek ki o imzaları daha ileri, daha sert fikirler söylemek için kullanıyor.<br />

Molla Abbas’ı Taşkentli bir şahsiyet olarak, Batı Türkistanlı bir şahsiyet olarak seçmesi de tesadüf<br />

değil. Çünkü GASPIRALI Rusya Müslümanlarının büyük, en önemli kitlesinin Türkistanlılar olduğunun<br />

farkında ama Batı Türkistan’da yaprak kıpırdamıyor. Yenilik adına hiçbir şey yok. Buhara Emirliği’nde<br />

korkunç bir fanatizm var. Medreseler berbat vaziyette. Hiçbir yenilik adına kıpırdama yok. GASPIRALI<br />

biliyor ki Türkistan, Rusya Müslümanları için de ayağa kalkmazsa sonuç alınamaz. Yani Kuzey Türkleri<br />

Kırım, İdil-Ural Bölgesi veya Azerbaycan’da olan Kafkasya Müslümanları arasındaki bir hareket<br />

yeterli değil. Bütün Türk dünyasının milletleşme süreci içerisine birlikte girmesi lâzım. Dolayısıyla da<br />

Türkistan’a verdiği bu dikkat çok önemlidir. 1893’te gidiyor Buhara Emiri ile görüşmeler yapıyor, onu<br />

ikna etmeye çalışıyor. Ama maalesef başarılı olamıyor.<br />

Türkistan seyahati de bir hayal kırıklığından ibarettir. İşte elinizde olan üçüncü cilde bakarsanız, Türkistan<br />

Seyahati’nde, iki kısım var, 1908 seyahati de var orada. Türkistan’dan pek de ümitli ayrılmıyor.<br />

Dolayısıyla Molla Abbas ve daha sonraki eserlerinde Türkistan tenkitlerinin de gittikçe ağırlaştığını<br />

görüyoruz. Buhara’daki din adamları özellikle dünyadan habersiz, son derece cahil ve aynı zamanda<br />

da affedersiniz ahlâksızlar. O dönem bütün Türkistan, Kazakistan, Türkmenleri, Tacikleri, Özbekleri,<br />

Kırgızları etkileyen ve onlara medrese olarak en büyük kaynak olan Buhara örf ve adetleri, göreneklerinin<br />

bu kadar sert tenkidi önemlidir. Ve zaman GASPIRALI’nın ne kadar haklı olduğunu gösterdi.<br />

Çünkü hakikaten Türk dünyasında yenileşme hareketleri ki bu hareketler kurtuluş, bir uyanış hareketidir.<br />

En geç başladığı yer maalesef Buhara’dır. Bunun acılarını da Özbekler bugün de çekiyor. Bu<br />

sıkıntı devam ediyor.<br />

GASPIRALI’nın millet görüşünü ana hatlarıyla söylemeliyim. Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen, bunlar<br />

farklı, Türk halkları olduğunun farkında. Dillerinin ortak olduğunun da farkında ama GASPIRALI

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!