You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
48 / İKİNCİ GÜN II. OTURUM<br />
aktarmalıyız. Başkanlığını yaptığım sitede “e-history” başlıklı bir bölüm var. Buradaki meslektaşlarımızı<br />
siteyi ziyaret etmeye, katılmaya davet ediyoruz. Ve her birisinin ortak tarihe ait bir konu varsa oraya<br />
iletmenizi, koymanızı istiyoruz.<br />
Bir noktanın altını çizmek gerekiyor. Burada arkadaşlarla sürekli bu konu üzerine konuşuyoruz. Köklerimiz<br />
tarihin derinliklerinde ama artık biz büyüdük, yani çok zaman geçti aynı dili, Türkçeyi oluşturamayız.<br />
Ama ortak değerlerimiz üzerinden bunu bir oranda halledebiliriz. Örneğin büyük Kazak<br />
şairlerimiz var, bunların kitaplarını Türkçeye çeviriyoruz, bu şekilde ortak bir değer yaratabiliriz. Sayın<br />
Bakan Yardımcımız ile biraz önce konuştum, Kırgızcaya da çevirmeye çalışacağız. Bunun dışında<br />
İngilizce, Fransızca, Rusça ki mutlaka olmalı, yedi dilde yayımlamayı planlıyoruz. Ve bu eserleri yeni<br />
formatta, internet üzerinden herkesin serbest ulaşımına sunmak başlangıç olacaktır. Bu çalışmayı<br />
devam ettirmeyi düşünüyoruz.<br />
Tabii ki burada benden önce konuşan arkadaşlar, meslektaşlarımız bir sürü problemden bahsetti,<br />
bunların tarihî nedenlerine değindi. Bunlar acı ve çok duygusal meseleler. Gerçekten bunu Kazakistanlı<br />
olarak hissetmedik ama şimdi otururken ve böyle dinlerken bunu duyduk, tekrarlanmaması<br />
için çaba harcamamız lazım. Onun için Türk dili konuşan ülkeler arasında sürekli iletişim olmalıdır.<br />
Olağanüstü durumlarda irtibat kurmalıyız.<br />
Birbirimizin güzelliklerini, ne hâlde olduğumuzu birbirimize anlatmalıyız. Mesela Sayın Bakan Yardımcımız<br />
eylül ayında çok önemli bir organizasyonu gerçekleştirmişler. Kırgızistan’daki bu etkinlikten<br />
haberim olmadı. Bu elbette üzücü bir durum, bir gazeteci olarak bundan kendimi sorumlu tutmalıyım.<br />
Bunu hepimiz hissetmeliyiz. Onun için Platform (TÜRKMEP) çerçevesinde birbirimize sistemli olarak<br />
enformasyon akışı mekanizmasını kurmalıyız. Bunu ikinci önemli husus olarak kaydediyorum.<br />
Üçüncü mesele, bugün Platform ve konuşulanlar bence biraz tek taraflı oldu. Sadece kendi problemlerimizi<br />
anlatmaya başladık. İştirak edenlere yabancı olmayan olaylar konuşuldu. Böyle toplantılara,<br />
buluşmalara bence başka türlü düşünen insanların çağrılmasında da fayda var diye düşünüyorum.<br />
Benim söylemek istediklerim kısaca böyleydi. Teşekkür ederim.<br />
DEĞERLENDİRME<br />
AMASHOV<br />
Saygıdeğer katılımcılar, genel değerlendirme ve soru-cevaba geçmeden önce sunumlardaki önemli<br />
noktalara ilişkin değerlendirme yapmak istiyorum. Değerli ifadeleriniz için teşekkür ederim Aidos Bey,<br />
programın KKTC’nin 31’inci yıl dönümüne rastlamasından duyduğunuz memnuniyetin altını çizdiniz,<br />
aynı memnuniyeti bizler de duyuyoruz. Bir kez daha, Kıbrıs Türklerini, bütün Türk dünyası adına tebrik<br />
ediyorum.<br />
Ve siz daha çok ayrı yerlerde yaşayan; Dağlık Karabağ’da, Urumçi’de, her yerdeki Türk halklarının<br />
problemlerinden, yaşadıklarından bahsettiniz. Olayları ve onların dünyaya ulaştırılmasındaki problemleri<br />
açıkladınız. Gerçekten çok ciddi sorunlar. Bunları dünyaya anlatmak için neler yapmalıyız?<br />
Bunun üzerinde düşünmemiz gerektiğini ifade ettiniz. Sayın DAVUTOĞLU’nun, Sayın OBAMA’yla konuşurken<br />
Myammar’daki Müslümanların problemlerini de gündeme getirdiğini anlattınız. Konuşmanızda<br />
Kıbrıs Türklerinin mücadelesinden söz ettiniz, radyonun kurulması, gazetelerin mücadelesini<br />
anlattınız. Mücadelenin kazanılmasında medyanın önemli rolü olduğunu vurguladınız. Artık başka bir<br />
ana tanıklık ediyoruz. Türkiye’nin maddi ve manevi olarak Kıbrıs Türklerini desteklediğini belirttiniz.<br />
Artık yeni bir dönem, yol haritası çizme vakti, barış medyasının zamanı geldi. Apostol Andereas Manastırının<br />
tamirinde Kıbrıs Türklerinin katkısının olumlu etkisini örnek gösterdiniz. Bu dünyadakilerin<br />
Allahları bir olduğu gibi birbirlerine yakın olmalı. İnsanları din, mezhep bölüyor. Allah’ın nimetleri herkes<br />
içindir ki, bu da olumlu bir mesajdır. Anlatıldığı gibi Türk-Rum komitesinin oluşturulması önemli<br />
problemlerin çözümünde rol oynayabilirdi, on gün devam edebildi. Ne yazık ki dünya genelinde çifte<br />
standartlı yaklaşım hâkimdir. Durum böyle olsa da Türk dünyası kendi sorunlarına objektif yaklaşmalı,<br />
haklarımızı savunmalıyız. Dünyaya sesimizi ancak böyle duyurabiliriz.