Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İKİNCİ GÜN<br />
I. OTURUM<br />
/<br />
27<br />
Sovyetler yıkılmış, Rusya bu sefer de karşımıza federasyon olarak gelmiş ve “Siz bizi Kırım’da kabul<br />
edin size tüm imkânları sunacağız.” diyorlar, bu zamana kadar sundukları gibi.<br />
Kırım Tatar halkının çoğunluğu Rusya’yı Kırım’da görmek istemiyor. Kırım Tatar Millî Meclisinin ve<br />
liderlerinin almış olduğu karardan halk memnun. Buna karşılık Rusya’da Kırım Tatarlarına baskılarını<br />
giderek artırıyor. Kültürel dahi olsa toplu gösterilerin yapılması yasak, buna teşebbüs eden hemen<br />
orada tutuklanıyor. İnsanlar fişlenip zaaflarına göre satın alınıyor veya suç işlettirilip istedikleri gibi<br />
kullanılıyor. Yaklaşık 18 bin kişi Kırım’ı, evini terk etmek zorunda kaldı. Son iki ay içinde sekiz kişi kayboldu.<br />
Birisi ölü olarak bulundu. Mart ayında da Reşat AHMEDOV isminde bir genç milisler tarafından<br />
kaçılarak işkenceyle öldürüldü. Reşat’ı kaçıranların video kayıtları olmasına rağmen hiçbir işlem<br />
yapılmıyor. Kırım Tatar Millî Meclisinin kapısına kilit vuruldu. Kırım Tatar Millî Meclisini bölmek amacıyla<br />
kendilerine birkaç kukla yönetici bulup yeni teşkilatlar kurduruyorlar. Medya ve sosyal medya üzerinden<br />
inanılmaz bir Rusya propagandası, Kırım Tatarlarına karşı karalama kampanyası yapıyorlar.<br />
Gazetecilerin özgürlüğü kısıtlandı.<br />
Putin ve Rusya’nın eleştirilmesi devlet karşıtı yazı yazılmasının suç ve cezası önce para sonra da<br />
tutuklama. Kırım Tatar liderleri Mustafa Abdulcemil KIRIMOĞLU ve Rıfat CHUBAROV’un kendi vatanlarına<br />
girişi yasaklandı, medyada bu iki ismin anılması yasak. Bu arada bana da Rusya Federasyonu<br />
tarafından beş yıl giriş yasağı konuldu. Yirmi yıldır yaşadığım vatanıma, evime maalesef giremiyorum.<br />
Rusya Federal Güvenlik Servisi hemen hemen tüm Kırım Tatarlarını kontrol ediyor. İnsanların telefonları<br />
dinleniyor, insanlar birbirleriyle konuşmaktan korkar oldu. Yani kısaca Rusya, Kırım Tatarlarını hiç<br />
şaşırtmadı. Zaten bunun böyle olacağını bildiğimiz için Rusya’yı Kırım’da kabullenmedik, kabul de<br />
etmeyeceğiz.<br />
Evet, bize hep şu soru soruluyor. Kırım Tatarları 23 yıldır Ukrayna içinde daha mı iyiydi? Hayır, Ukrayna<br />
içinde de çok iyi değildi. Hangi halk kendi bağımsızlığını, hür devletini istemez ama ortada realite<br />
var. Yüzde 14 nüfus oranı ile bağımsızlık nasıl olabilir ki? Ukrayna’nın da Kırım ve Kırım Tatarları politikası<br />
üzerinden savunulacak tarafı yok. Ancak olaylara bir de şu açıdan bakmak gerekiyor. Sovyetler<br />
Birliği yıkıldıktan sonra diğer bağımsız cumhuriyetler gibi Ukrayna da bir türlü Rusya’nın baskısından<br />
kurtulamadı. Dikkatli baktığımız zaman Ukrayna’nın başına geçen Yanukovic iktidarı Rusya yanlısıydı<br />
ve Rusya’nın isteği doğrultuda devleti yönetti. Rusya, Kırım’da ve Ukrayna’nın Donbass bölgesinde<br />
sürekli teşkilatlandı. Ukrayna milliyetçilerine ve Kırım Tatarlarına göz açtırmadı. Kırım Tatarları her<br />
zaman Ukrayna milliyetçileri ile birlikte hareket etti. Ukrayna milliyetçileri Kırım Tatarları ile her zaman<br />
kader birliği yapmıştır. Onlar da Rusya tehlikesini biliyorlardı. Ancak yönetim ve bürokrasi etkili olamadığından<br />
fazla da yapacakları bir şey yoktu.<br />
Unutmayalım ki, sürgünden 350-400 bin Kırım Tatarı vatanına döndüyse Rusya’nın engellemelerine<br />
karşı bu Ukrayna’nın, özellikle Ukrayna milliyetçi grupların az da olsa desteğiyle olmuştur. Kırım Tatarları,<br />
Kırım’da teşkilatlanmayı Ukrayna zamanında yapabilmiştir. Kırım Tatar Millî Meclisinin her zaman<br />
iş birliği içinde olduğu şimdiki iktidar olan milliyetçi gruplar kaçak cumhurbaşkanı YANUKOVİÇ’in<br />
yerinde olsaydı şimdi Kırım ve Kırım Tatarlarının durumu çok farklı olabilirdi. Gerçi Turuncu Devrim<br />
ile birlikte YUŞÇENKO iktidara geldi ama YUŞÇENKO sadece Kırım Tatarları için değil, Ukraynalılar<br />
için de hayal kırıklığıydı. Yine de tüm olumsuzluklara rağmen Kırım Tatarları, Ukrayna zamanında<br />
özgürdü. İstedikleri gibi olmasa da en azından teşkilatlanma, miting, eleştiri, basın özgürlüğü, ibadet<br />
özgürlüğü, yetersiz olsa da eğitim, siyasi organizasyon vesaire yapabiliyorlardı.<br />
Sonuç olarak, Kırım’da yaşayan ve Kırım için mücadele eden bizlere Rusya mı Ukrayna mı diye sorarsanız<br />
hiç düşünmeden Ukrayna deriz. Rusya’nın Kırım’ı işgal ettiği günlerde Kırım bütün dünyayla<br />
birlikte Türk dünyası medyasında da geniş yer aldı. Günlerce konuşuldu, yazıldı, çizildi. Türkiye’de<br />
özellikle yerel medya ilk zamanlar durumu kavramakta bayağı zorlandı. Bazen öyle haberlerle karşılaşıyorduk<br />
ki hayret etmemek elde değildi. Adamlar Kırım’ı Rusya’ya bağlamak için bağımsızlık ilan<br />
ediyorlar, Türkiye’de bazı haber siteleri, gazeteler bağımsızlık ilanını Kırım Türkleri yapmış zannedip<br />
sevinç nidalarıyla “Sonunda Kırım Türkleri de bağımsız” diye başlık attı. Altında da bir sürü okuyucu<br />
yorumları. Haydi diyelim bunlar yerel medya ve ilk günlerdi. Ulusal gazetelerde köşe yazarlığı yapan<br />
bazıları “Referandum yapıldı, halk kendi tercihini yaptı, herkes buna saygı duymalı” diyecek kadar<br />
ileri gitti. Bu ilgisizlik mi yoksa Rusya hayranlığı mı hakikaten anlamak zor. Türkiye’den basının gelmesi;<br />
evet maalesef TRT ve Anadolu Ajansı haricinde Türk dünyası medyası Kırım’ı ve Kırım Türklerini<br />
yine unuttu.