You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
28 / İKİNCİ GÜN I. OTURUM<br />
Dağlık Karabağ Sorunu ve Uluslararası<br />
Medyanın Yaklaşımı…<br />
Hikmet BABAOĞLU<br />
Sayın meslektaşlarım, saygıdeğer dostlar, konum “Dağlık-Karabağ<br />
Sorunu ve Uluslararası Medyanın Yaklaşımı”. Ama daha iyi<br />
anlaşılması için öncelikle “Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ”<br />
sorunuyla ilgili, Ermenistan devletinin yaratılmasıyla ilgili<br />
birtakım tarihsel konuları özetlemek istiyorum.<br />
Nasıl oldu da Güney Kafkasya’da Ermenistan adlı bir devlet yaratıldı? Bu tamamen yapay bir devlettir.<br />
Çünkü 1828 yılına kadar Güney Kafkasya’da Ermenistan adlı bir topluluk, yerleşim yerleri yoktu,<br />
sadece üçer beşer, orada burada yaşayan Ermeni olabilirdi. Azerbaycan Safevi devleti ve Çarlık<br />
Rusya’sı arasında 1828’de çıkan savaşın ardından “Türkmençay Antlaşması” yapıldı. Buna göre<br />
Aras Nehri’nin kuzey tarafı Rusya’ya verildi, yani Rusya işgal etti. İşgalin ardından ilk işi Kafkasya’da<br />
askerî üs gibi kullanabileceği Ermeni devletini yaratmak oldu. Bu yapay devletin temelleri o zaman<br />
atıldı. Böylece İran’dan, Türkiye’nin çeşitli illerinden, diğer başka yakın doğu ülkelerinden Rusya’nın<br />
desteğiyle, zorla göç ettirilerek, Kafkasya’ya yerleştirildi. Ermeniler buralarda 1918 yılına kadar bir<br />
topluluk olarak yaşadı. Ermenistan adlı bir devlet yoktu.<br />
Yakın Doğu’da ilk demokratik ülke olarak 1918 yılında Azerbaycan Halk Cumhuriyeti kuruldu. Ne<br />
yazık ki, Cumhuriyet kurulur kurulmaz ilk kararları Ermenilerin de devlet olabilmesi için Azerbaycan<br />
topraklarının verilmesi oldu. Tabii ki karar Parlamentonun özgür iradesiyle değil, Rusya’nın baskısıyla<br />
alınmıştı. Böylelikle 29 Mayıs 1918’de 9.000 km2’lik bir arazi Ermeni devletinin kurulması için toprakları<br />
ve başkent olarak da Erivan Ermenilere verildi. Bu toprakların kira süresi yüz yıl olarak belirlenmişti,<br />
1918’de verdiğimiz toprakların kiralama süresi 2018 yılında bitiyor. Buralar Azerbaycan toprağıdır<br />
ve Ermeniler orada bir devlet kurmuştur. Devletin kurulmasının ardından Azerbaycan’ı işgal etmek<br />
için hep fırsat kolladılar. Oysa toprak verilirken konulan şartlardan biri bundan sonraki dönemde Ermenistan<br />
hiçbir zaman Zengezur, Nahcivan ve Karabağ’da toprak iddiasında bulunmayacaktı. Ama<br />
ne yazık ki işgal etme içgüdüsü Ermenileri terk etmedi ve toprak iddialarına yenileri eklendi. Bugün<br />
Zengazur da Karabağ da işgal altındadır. Dağlık Karabağ’ın dışında yedi ilimiz de yine Ermeniler<br />
tarafından işgal edilmiştir.<br />
Peki, Ermeniler bizin topraklarımızı işgal edecek kadar güçlü bir devlet midir? Nüfusu bizden üç kat<br />
daha az, ekonomik durumu yüz kez daha kötü ve nasıl oldu da Ermeniler Azerbaycan topraklarını<br />
işgal etti? Bu noktada artık kendi konuma geçmek istiyorum. Ermenilerin askerî güç olarak yaslandıkları<br />
Hristiyan dünyası ile Rusya faktörü, bir de Ermeni lobisine ve Hristiyan taassubuna yaslanan,<br />
uluslararası medya manipülasyonu buna gerekçe gösterebiliriz. Bunlarla Ermeniler, enformasyon<br />
ve askerî güç sahasında kendilerine destek bularak % 20 oranındaki Azerbaycan toprağını bugüne<br />
kadar işgal altında tutmaktadır. Ermenistan, Azerbaycan ve Dağlık Karabağ ile ilgili asılsız iddia ve<br />
problemler 1988 yılında başladı. Biliyorsunuz, Azerbaycan, Sovyetler Birliği bünyesindeki ülkelerden<br />
biriydi. Basınımız ve kendi dilimizde medyamız vardı, ancak özgür değildi. Şimdi bırakın uluslararası<br />
medyayı yahut trans-millî medyayı kendi öz millî medyamız bile o dönemde Ermenistan-Azerbaycan-<br />
Dağlık Karabağ sorunuyla ilgili olayları olduğu gibi yayımlayamıyordu. Çünkü üzerimizde Moskova<br />
baskısı vardı. Bunun dışında, uluslararası kamuoyunun bilgilendirilmesi için yaptığımız çabalar bir<br />
sonuca ulaşmıyordu. Çünkü Moskova tarafından engelleniyordu. Şimdi arkadaş konuşurken bana<br />
anlattıkları o kadar tanıdık geldi ki, biz de aynısını yaşadık, yaşamaktayız. Aynı emperyalist merkezdir<br />
size de bize de bunları yaşatan.<br />
Sonraki dönemde Azerbaycan ulusal basını yerine oturmaya başladı. Dünya kamuoyuna gerçekleri<br />
anlatmak, iletmek için atak başlattı. Ama burada da karşımıza çıkan ilk bariyer Hristiyan taassupkeşliği<br />
oldu. İslamofobi temelli baskıyla yüz yüze kaldık. Uluslararası medya dediğimiz o trans-millî<br />
medya Ermenistan-Azerbaycan-Dağlık Karabağ sorunuyla ilgili haber geçerken özellikle zorluklar<br />
yaşıyorduk. Şöyle bir engel sözcük ekleniyordu “Hristiyan Ermenistan-Müslüman Azerbaycan Dağlık<br />
Karabağ sorunu”. Bakın, aslında bu medya kendi kamuoyunu şöyle bilgilendiriyordu “Siz kendi<br />
safınızı, kendi tarafınızı belirleyin. Bakın Ermenistan Hristiyandır, dindaşımızdır, Azerbaycan ise Müs-