You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
40 / İKİNCİ GÜN II. OTURUM<br />
usandık.” Çünkü tek yanlı ve moral bozucu haberler veriyorlardı. O bakımdan kendi haber ajanslarımıza,<br />
radyo ve televizyonlarımıza sahip olmaktan başka çıkar yol göremiyorum.<br />
Konuşmamı daha fazla uzatmak istemem ama basın özgürlüğü konusunda da söylemek istediklerim<br />
elbette var. Evvela özlem, uzlaşı barış gazeteciliğinin temelini oluşturmaktadır. Mesela geçen gün<br />
Dipkarpaz’da, Kıbrıs’ta ünlü tarihî bir eser var “Apostolos Andreas Manastırı”, Rumların gittiği gibi buraya<br />
Türkler de yabancılar da gider. Tarihî ve kültürel bir mirastır, saygımız var ve bunun yeniden yıllar<br />
sonra elden geçirilmesi, onarılması için Türk ve Rumlar arasında bir komite oluşturuldu. Vakıflar İdaresi<br />
önemli miktarda katkı yaptı; iki buçuk milyon avro mu öyle bir şey katkıda bulundu. Türk ve Rum<br />
gazeteciler davet edildi. Böyle olmasına rağmen tabii ki Başpiskopos “Makarios”, “Hrisostomos”<br />
pardon, uzun süre bu manastırın tamiri cihetine gidilmemesi yönünde ayak diretti. Nedeni, sırf orayı<br />
ziyaret eden yabancılar görsünler ki; işte Kıbrıslı Türkler, Rumlardan kalma tarihî eserlere önem vermezler<br />
ve kendi haline terk ederler, sonunda böyle ortadan kalkar. Ama ısrar ettik, birtakım baskılar<br />
yaratıldı ve Rum Başpiskoposu da evet demek zorunda kaldı. Çünkü bu, ister Türk ister Rum olsun<br />
bu Ada’da bulunan tarihî, kültürel bir mirastır. Bu, dünyada gayet iyi bilinmektedir. Demek istediğim<br />
dinî, tarihî ve kültürel mirasların barış gazeteciliğinde ayrı bir önemi vardır. Bu birtakım anlaşmazlıkları<br />
ortadan kaldırabilmekte araç olarak kullanılabilir.<br />
Barış Harekâtı’ndan sonra, 1974’ten sonra, yine o günlerde gazeteciler cemiyeti başkanıydım. Rum<br />
gazetecilerle, onların cemiyeti ile bir araya geldik ve dedik ki; “Basında kin, intikam, düşmanlık gibi<br />
yayınların ortadan kaldırılması hâlinde iki halk birbirini daha iyi anlayabilecek. Siz devamlı surette<br />
medyada herhangi bir millet, topluluk aleyhine kin tohumları ekerseniz, bunun barışa olan hizmetini<br />
nasıl sorabilirsiniz?” Bir komite oluşturduk aramızda. Türk-Rum Basın Komitesi ve ilgili gazeteleri her<br />
gün takip edecek ve uyarılarda bulunacaklardı. Toplumu Türk düşmanlığı veya bizim gazetelerimizde<br />
Rum düşmanlığı oluşturabilecek yayınlar konusunda ilgilileri uyaracaklardı. Bir hafta on gün yaşayabildi<br />
böyle bir oluşum. Yine bizlere veryansın eleştiri, düşmanlık ve kin tohumlarını yayma, yeşertme<br />
ve ondan sonra Birleşmiş Milletler iki toplum arasında güven yaratıcı önlemleri nasıl başarabiliriz ve<br />
güvenliği iki toplum arasında nasıl arttırabiliriz diye birtakım hayali projeler üzerinde durmaktadır. Evvela<br />
hangi toplum ve medyası öteki toplum üzerine intikam duygularıyla gidiyorsa onların BM Genel<br />
Sekreteri tarafından kamuoyuna açıklanması gerekir. Maalesef bu yönde ölçü farklıdır ve her zaman<br />
haksızlığa uğrayan taraf da bizler olarak sesimizi duyurabilmek için her türlü yönteme başvurmak<br />
zorunda kalıyoruz.<br />
Konuşmamın başında da söylediğim gibi uzun süreli bir mücadele sonucu anavatan Türkiye’nin<br />
destek ve katkılarıyla ve antlaşmalardan kaynaklanan haklarınız sonucu müdahale ederek bugünlere<br />
gelebildik. Ama daha burada tek bir Türk askeri dahi yokken, 1950’li yıllarda dahi İngiliz sömürge<br />
idaresinden çeke çeke büyük bir mücadele sonucu vakıf mallarını aldık. Bugün Lefkoşa’da Atatürk<br />
Meydanı’nda bulunan Evkaf Dairesi’ndeki İngiliz bayrağını indirerek yerine Türk bayrağı çektik. Sene<br />
1956 yani ilk mevzii elde etmiş olduk. O bakımdan bunlardan ders alınması gerektiğini vurgular, beni<br />
sabırla dinlediğiniz için hepinize teşekkür ederim.<br />
Sürdürülebilir Barışın Sağlanmasında<br />
Medya Etiğinin Önemi…<br />
Aynura TEMİRBEKOVA<br />
İyi günler değerli meslektaşlarım. İzninizle, Kırgız heyeti ve Kültür<br />
Bakanlığı adına, bu harika Forumun organizatörlerine teşekkür<br />
etmek istiyorum. Eflatun Bey haklı, çünkü birliğimizin sunmuş<br />
olduğu imkânlardan tam olarak faydalanabilmemiz için Medya<br />
Platformumuza yeni bir ivmenin kazandırılması gerekiyor. Bu vesileyle, bir kez daha çalışmalarımızı<br />
kolaylaştıran ve yardımcı olan herkese, buradaki ekibe teşekkür etmek istiyorum. Ve tabii ki, bizim<br />
dün tanık olduğumuz, bağımsızlıklarının 31. yıl dönümü kutlayan KKTC’yi tebrik etmek istiyorum. Bu<br />
kutlama da bugüne renk kattı. Türkçe konuşan halkların ruhunu hissedebildik. Bizim etkinliklerimiz<br />
de aynı şekilde gerçekleşmekte olup, bu tür etkinlikler, böyle birlik çağrıları yapan şiirler eşliğinde<br />
geçmektedir.