You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
İKİNCİ GÜN<br />
III. OTURUM<br />
/<br />
69<br />
Kürşad Melih SARIASLAN<br />
TÜRPA Genel Sekreter Yardımcısı<br />
Hocalarıma teşekkür ediyorum. Sorulan soruyla alakalı da söylüyorum.<br />
Gerçi sizin yıllardır yaptığınız çalışmaları, Yavuz Hocamın<br />
da ortada. Belki daha uzun süre sunum olsaydı bazı şeyler<br />
gözden kaçmazdı. Sizin Hocam gazeteyi çıkarıp finansal kaynağı<br />
o şekilde sağladığını söylediğinizde belki böyle bir soru<br />
doğmuş olabilir. Yavuz Hocam, Azerbaycan konusunda epey<br />
çalıştığı için belki bu finansal kaynakla ilgili sizin karşılaştığınız<br />
kaynaklar veya nasıl elde edildiği ile ilgili sorum olacaktı. Aynı zamanda edebiyatçı ve dilbilimci kimliğinize<br />
dayanarak gazetenin ilk çıktığı andan sonraki yıllara kadar geçen sürede lehçe olarak evrilmesi<br />
hakkında nasıl bir saptamada bulunurdunuz? Bunu merak ediyorum çünkü uzun yıllar çıkıyor. Bazı<br />
araştırmacıların belki iç Rusya’daki Tatarların lehçesine daha yakın yayımlanması daha iyi olurdu gibi<br />
görüş var. Bu konuda ne diyeceksiniz?<br />
Bir de Hakan Hocama soracağım, şuna pek değinmediniz fikri muhiti yani yetişme, onun eğitimi<br />
ve yetişmesi gerçekten büyük bir proje kurguluyor ve bunu adım adım eğitimden medyaya kadar<br />
uygulamaya başlıyor. Hem eğitimi, çünkü etki ettiği dediğiniz meselâ din adamları, Fransa’da eğitim<br />
almış önemli aydınlar da var, onlardan fazla bir eğitim almadığını biliyoruz. Fikri muhitini de kısaca bir<br />
anlatırsanız memnun olurum. Teşekkür ederim.<br />
AKPINAR<br />
Önce gazetenin finansmanı meselesini konuşalım. Yani orada başlangıçta ne Tatar burjuvazisinin ne<br />
de Azerbaycan zenginlerinin burada bir rolü var. Aile serveti üzerinden giderek gazeteyi çıkardığını<br />
biliyoruz. Yani karısının hatta annesinin kıymetli eşyalarını, mücevherlerini rehin verdiğini hatta her<br />
ikisinin de sandıklarını o zaman ipek ve kadife kumaşlar bile birer meta aynı zamanda. Onları satarak<br />
veya rehin vererek gazeteyi çıkardığını biliyoruz. Dolayısıyla başlangıçta bu etki yok. Ama muhite<br />
kendisini tanıttıktan, kabul ettirdikten sonra bu yardımlar başlıyor. Ve kendisi de zaten onuncu yılda,<br />
yirminci yılda bu zenginlerden kimlerin kendisini desteklediğini, hatta daha evvelki sayılarda da teker<br />
teker ilk yıllardan itibaren “Tercüman’a yardımları dokunan şuna müteşekkiriz…” diye kısa kısa bildiriyor.<br />
Yani o isimler malûm. Onların ayrıntısına girmeye lüzum yok.<br />
Gelelim dil meselesine. İdil-Ural Türkleri kendi dil tarihlerini değerlendirme açısından objektif değiller.<br />
Bugüne kadar hiçbir Tatarın kendi dil tarihinin teşekkülü hakkında objektif bir yazı yazdığına rastlamadım.<br />
Söylenen şudur; Kayyum NASIRİ modern Tatarcanın yazı dilini başlattı. Hayır, Kayyum NASI-<br />
Rİ’deki dil bugünkü Tatarca değil. NASIRİ’nin dili Osmanlıca Türkçesi ile Çağatay Türkçesinin ve aynı<br />
zamanda mahalli Tatarcanın karışımından oluşmuş pratik bir dil. Kazan 1830’lardan sonra bir kitap<br />
basma merkezi hâline geldiği zaman kitap tacirleri oluştu. Bunlar çok dikkatli adamlardı, muhiti ve<br />
kitapların nerelerde okunduğunu biliyorlardı. Dolayısıyla başta Abdullah Battal TAYMAZ olmak üzere<br />
dilci Saadet İshaki ÇAĞATAY ve Ayaz İSHAKİ’nin kızı olmak üzere Ahmet TEMİR’in kendisi Kazan kitap<br />
dilinden söz eder, Tatarcadan değil. Kazan kitap dili Osmanlı Türkçesi, Çağatay Türkçesi, mahalli<br />
Tatarca ve geniş bir coğrafyada anlaşılabilen bir dildir. Dolayısıyla bugünkü Kazan Tatarcasının kökü<br />
olarak değerlendirilemez. Orada bir yanlışlık var.<br />
Dolayısıyla Kazan’da da eksik koleksiyonunu tamamlamak için uzun zaman çalıştım. Kütüphanede<br />
bulundum. Kazan Tatarları kendi gazetelerini okuyamıyorlar. Vakit gazetesindeki birçok yazıyı gelip<br />
bana sordular, kelimeleri okuyamıyorlar eski yazıda. Şuradaki birçok kelimeyi getirip bana sordular.<br />
Çünkü onlar GASPIRALI’nın diline çok yakın. Demin Fatih KERİMİ’nin resmi vardı, üzerinde durmadım.<br />
Yani Tatar aydınlarının da ilk itiraz TUKAY’da başlar. Tatarcada yaygınlaşma TUKAY ile birlikte<br />
devam eder. Buna rağmen Tercüman gazetesinde sürekli Tatarların en iyi şairlerinden birisinin TUKAY<br />
olduğu hakkında yazılar vardır. Tercümanı ve GASPIRALI’yı hicvetmesine rağmen TUKAY’daki şairlik<br />
başarısını görmüştür. Dili işleyebilme kabiliyetini görmüştür ve TUKAY’ın aleyhinde tek bir satır yazmamıştır.<br />
Ama diğer ilk Tatar hikâye ve romanları, gazeteler hep Kazan muhbiri de bunun içerisinde<br />
GASPIRALI’nın dilinin çok yakınındadır. Ufa’da, Orenburg’da çıkan Şura-yı Vakit de öyledir. Fatih<br />
KERİMİ’nin kendisi de bu idealleri benimseyen, GASPIRALI’ya üstadım diyen bir insandır. Onun için