02.11.2018 Views

yozgat

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

durumlarda kullanımının yararlı olduğunun bilinmesi önemlidir. Bu doğrultuda, ülkemizde<br />

Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan Kaplıcalar Yönetmeliği’nde (2001), termal tesislerin<br />

kullandıkları termal suların, fiziko-kimyasal özelliklerine göre hangi hastalıklar için yararlı<br />

olduğu bildirilmiştir. Yapılan çeşitli çalışmalarla ülkemizde bulunan termal kaplıcaların genel<br />

olarak; dolaşım hastalıkları, ortopedik rahatsızlıklar, yaraların iyileştirilmesi, mide, bağırsak,<br />

karaciğer, safra kesesi hastalıkları, kronik iltihaplar, cilt ve deri hastalıkları, sinir sistemi<br />

hastalıkları, solunum yolu hastalıkları, çocuk felci, bazı çocukluk çağı hastalıkları, eklem<br />

kireçlemesi, kırık-çıkıklar, aşırı kilolar, böbrek taşları, kadın hastalıkları, idrar yolları<br />

enfeksiyonları, romatizmal hastalıklar, nevralji, nevrit, polinevrit, ankilozan spondilit ve üst<br />

solunum yolları enfeksiyonunun tedavisi ile sağlıklı büyüme ve kemik gelişimine katkıda<br />

bulunma gibi faydalarının olduğu bildirilmiştir. Kaplıca suları, içme suyu olarak kullanıldığında<br />

ise beslenme bozuklukları, gebelikteki florür eksikliğinin giderilmesi ile çocuklar ve gençlerdeki<br />

diş çürüklerinin önlenmesi gibi durumlarda yarar sağladığı belirtilmiştir (Zengin ve Eker 2016,<br />

Kaçar 2014, Zengin ve Öztürk 2013, Taş 2012, Akbulut 2010, Görür 2005).<br />

Günümüzde geleneksel kaplıca kullanımı yerini bilimsel, akılcı ve hekim kontrolünde<br />

kaplıcalardan yararlanma imkanlarına bırakmıştır (Sezgin 2001). Bu doğrultuda termal<br />

kaplıcalar; sıcak ya da soğuk banyo ve havuz uygulamalarının yanısıra su, çamur, masaj ve<br />

aromaterapi uygulamaları ile ruhsal, bedensel, zihinsel olarak kendini iyi hissetme, rahatlama,<br />

dinlenme ve sağlık gibi yararları doğrultusunda yetişkinler tarafından rutin olarak<br />

kullanılmaktadır (Binler, 2015). Bununla birlikte toplumun termal kaplıca terapisinin özellikle<br />

yetişkinler için uygun ve yararlı olduğuna ilişkin algıları ve çocuklara olan yararları hakkında<br />

yeterli bilgi sahibi olmamaları çocukların kaplıcalardan yeterince yararlanmasını<br />

engellemektedir. Oysa sağlıklı yaşam davranışlarının kazandırılması ve bu doğrultuda kaplıca<br />

tedavisinden etkin ve düzenli yararlanılabilmesi için çocukluk dönemi büyük önem taşımaktadır.<br />

Hemşirelerin tedavi edici rollerinin yanı sıra eğitici ve danışmanlık rolleri bulunmaktadır.<br />

Çocuk hemşireleri çocukların sağlıklı büyüme ve gelişme sürecini tamamlamalarına katkı<br />

sağlamada önemli bir role sahiptir. Ayrıca hemşirelerin, terapötik iletişimle çocuk hastayı<br />

tanımak, sorunlarının neler olduğunu anlamak ve sorunlarına doğal çözüm yolları bulmasına<br />

yardımcı olmak, kaliteli ve güvenli bir bakım almasını sağlamak ve yaşam kalitesini artırmaya<br />

katkı sağlamak gibi sorumlulukları bulunmaktadır. Bu doğrultuda hemşirelerin, çocukların<br />

termal kaplıcalardan yeterince yararlanabilmesi için çocuk ve aileyi bu konuda bilgilendirmesi<br />

ve sağlıklı yaşam davranışları geliştirmesine katkıda bulunması bakımından önemlidir (Arıkan<br />

ve ark. 2013, Hüsmenoğlu 2016, Aylaz 2011, Yalçın ve Aştı 2011).<br />

194

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!