02.11.2018 Views

yozgat

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

iskelet sisteminde değişiklikler, organ fonksiyonlarındaki değişiklikler içerisinde tat ve koku<br />

duyusunda azalma, tükürük salgısında azalma, ağız ve diş problemleri, yutmada güçlük, mide<br />

fonksiyonlarında azalma, bağırsak fonksiyonlarında azalma, bağışıklık sistemi ve sinir sistemi<br />

fonksiyonlarında azalma yaşanmaktadır. Yaşlanmaya bağlı olarak organ sistemlerinin<br />

kapasitesindeki azalma, çevresel faktörlere uyum sağlayabilme yeteneğinde azalma gibi sorunlar<br />

yaşlı bireyleri hastalıklara karşı daha hale getirmektedir. Yaşlının iyileşme süreci gençlere göre<br />

daha yavaş olduğu için yaşlı bireylerin sağlık problemleri daha da önem kazanmaktadır.<br />

Yaşlılığa bağlı olarak ağrı, düşmeler, inkontinans, uyku bozuklukları, malnutrisyon ve bası<br />

yaraları meydana gelebilmektedir (Kutsal, 2012).<br />

Bu fonksiyonel kayıplar ve oluşan semptomlarla birlikte yaşlının yaşam kalitesini<br />

korumak ve yetersizlikleri önlemek toplumsal bir amaç haline gelmiştir (Karagülle, 1999). Bu<br />

doğrultuda, koruyucu sağlık hizmetlerinin verildiği uygulamaların önemi artmaktadır.<br />

3. YaĢlılık, Sağlık Turizmi ve Kaplıcalar<br />

Tarihi oldukça eskilere giden sağlık turizmi, ilk turizm etkinlikleri içerisinde yer alır.<br />

Özellikle Roma döneminde ulaşım ve yol güvenliğine gösterilen özen, etkinliğin önem<br />

kazanmasında rol oynamıştır. Romalılar, sıcak su kaynaklarına ve deniz banyolarına giderek<br />

sağlık turizminin ve termal turizmin öncül faaliyetlerini gerçekleştirmiştirler (Özgüç, 2003).<br />

Sağlık turizminin hedef kitlesi, sağlığı bozulmuş olan kişiler ile sağlığını korumaya duyarlı<br />

kişilerden oluşmaktadır. Sağlık turizmi de turizmin diğer etkinlikleri gibi farklı dallara<br />

ayrılmaktadır. Bunlardan biri de kaplıca tedavileri veya termalizm’dir.<br />

Kaplıca tedavisi termal ve mineralli, “şifalı” suların başta banyo şeklinde, doğal olarak<br />

yeryüzüne çıktıkları yerler olan kaplıcalarda değişik hastalıkların tedavisinde sezgisel<br />

kullanılmasıyla gelişen ve gelenekselleşerek günümüze kadar ulaşan bir tedavi yöntemidir<br />

(Karagülle, 2002). Kaplıca küründe, kaplıca tedavileri olarak da adlandırılan termomineralli<br />

sular, çamur (peloid), masaj, fizik tedavi modaliteleri, egzersiz, diyet tedavileri, sağlık eğitimi,<br />

sosyal tıp yöntemleri ve kür merkezinin iklimsel özelliklerinin tedavi amaçlı kullanıldığı<br />

klimoterapi uygulanmaktadır (Karagülle, Doğan, 2007). Latince “Salus Per Aquam” teriminin<br />

baş harflerinden oluşan ve “su ile gelen iyilik” anlamına gelen “spa” terimi kaplıca tedavisi<br />

anlamında kullanılır (Pittler, Karagülle & Ernst, 2006). Kaplıca da suyun hem kimyasal (suyun<br />

içerdiği mineraller) hem de fiziksel (suyun kaldırma kuvveti, direnç gibi) özelliklerinden<br />

yararlanılabilmektedir (Sieper, 2009). Suların özellikleri, ideal su sıcaklığı genelde 34-36<br />

derecedir. Bu sıcaklıktaki suda uygulanacak banyonun süresi günlük bir defada 20 dakikadır.<br />

Banyolar 2-4 hafta süreyle, günde bir ya da gün aşırı bir banyo şeklinde yapılır. Haftada bir gün<br />

92

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!