BURSA’DA ZAMAN
Bursada-Zaman-s21
Bursada-Zaman-s21
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Blagay Sarı Saltuk Tekkesi<br />
eserlerden ve yaşayan Bektaşi geleneklerinden<br />
ediniriz. Saltukname’yi Cem Sultan,<br />
Ebu’l- Hayr-ı Rumi’ye yazdırmıştır. Sarı<br />
Saltuk’un ölümünden yaklaşık iki yüzyıl<br />
sonra (MS 1480’de) sözlü gelenekten toplanarak<br />
kaleme alınmıştır. Gölpınarlı “Saltuk”<br />
kelimesinin “salt”tan türediğini ve “salt”ın<br />
Çağatay, Kırgız, Kırım ve Batı Oğuz lehçelerinde<br />
“yüksüz, sade, yalnız, münferit, hür<br />
azad” mânalarına geldiğini belirtir. Saltuk<br />
kelimesinin “salmak” fiilinden türetilmiş,<br />
Türkçe özel bir isim olduğu inancı ise daha<br />
yaygındır.”<br />
Urumeli’ni mekân belleyen bazı rivayetlere<br />
göre Ahmet Yesevi’nin tekkesinde tahsil<br />
görmüş, bazılarına göre ise Hacı Bektaşi<br />
Veli’nin talebesi (Kolonizatör derviş)<br />
olan Sarı Saltuk, Kalikra’ya beraberinde<br />
arkadaşlarıyla gider. Burada bir canavarın<br />
elinde yöre halkının çocuklarının mağarada<br />
esir tutulduğunu öğrenir. Erenleriyle<br />
birlikte kış mevsimi kızaklarına binerek<br />
mağaraya gider ve canavardan çocukları<br />
kurtarır. Onların korkularını almak için<br />
kozalaklardan yaptıkları hediyeleri verirler.<br />
Yöre halkı canavarın yok edilişine ve çocukların<br />
kurtuluşuna çok sevinir. Çocukları<br />
ailelerine teslim zamanı gelmiştir. Sarı Saltuk<br />
çocukları birer birer kucağa alıp teselli<br />
eder, “Hu-Hu-Hu” diyerek sırtlarını sıvazlayıp,<br />
niyazlayarak iyi dileklerle, yöre halkına<br />
teslim eder. Bütün bu olağanüstü gayreti<br />
gösteren kırmızı elbiseli, uzun çizmeli ve<br />
başlarında börk olan kurtarıcılarını gören<br />
halk, Sarı Saltuk’u bir aziz olarak kabul<br />
eder ve bu yörede, yerel halk tarafından<br />
artık ona “kurtarıcı, teselli edici” anlamlarında<br />
“Aya Nikola” denmeye başlar.<br />
Aziz Nicholas İkonu Stokholm Müzesi<br />
Sarı Saltuk, dolaştığı her yerde özellikle<br />
Balkanlar’da din, dil ve ırk farkı gözetmeksizin<br />
hizmet ettiği için hem bir aziz hem<br />
de bir derviş olarak tanınmıştır. Nitekim<br />
Babaeski’deki Aziz Nikola, Ohri’deki Aziz<br />
Naum ve Yunanistan’ın Korfu Adası’nda<br />
İznik Sarı Saltuk Türbesi<br />
Aziz Spiridon makamları, aynı zamanda<br />
Sarı Saltuk makamı olarak bilinmektedir.<br />
Ölümü bile ayrı bir ders niteliği içeren Sarı<br />
Saltuk, 7 ayrı tabut hazırlatmıştır. Ölüm<br />
haberini alan krallıklar, Sarı Saltuk’u kendi<br />
ülkelerine defnetmek için temsilcilerini<br />
yollamış ve önceden hazırlanan tabutlarla<br />
ülkelerinin dönüş yolunu tutmuşlardır.<br />
Ayrı ayrı yollardan dönüşe geçen kafileler,<br />
şüpheye düşüp de tabutları açtıklarında,<br />
gördükleri beden (hepsi için geçerli) Sarı<br />
Saltuk’tan başkasına ait değildi. Bu menkıbenin<br />
doğruluğu bir yana, gezdiği yerlerdeki<br />
insanların naaşına sahip çıkmaları<br />
bugün pek çok yerde Sarı Saltuk türbelerini<br />
karşımıza çıkartmaktadır.<br />
Bunlardan en bilinenlerinden bazıları<br />
şöyledir: Kırım, Moskova, Danzing, Polonya,<br />
Bohemya(Pezonika), İsveç(Bivanjah)<br />
Türkiye(Babaeski, İznik, Diyarbakır, Bor)<br />
Moldavya(Babadağı), Dobruca (Kalikra),<br />
Arnavutluk(Kroya), Bosna (Blagay).<br />
Giysisiyle, “Hu-hu-hu” şeklindeki üçlü<br />
niyazlamasıyla, çam ağaçlarındaki mumlarıyla,<br />
kızaklarıyla Türk gelenekleriyle<br />
süslenmiş derin bir anlatıma sahiptir Sarı<br />
Saltuk. Noel Baba’nın bacadan içeri girme<br />
masalları yerine, Sarı Saltuk’u okuyarak,<br />
okutarak, O’nun gönül kapılarını aralamasını<br />
tasavvur ederek gireceğimiz nice yeni<br />
yıllara.<br />
<strong>BURSA’DA</strong> <strong>ZAMAN</strong><br />
| Ocak 2017 | Sayı 21<br />
101