28.01.2017 Views

BURSA’DA ZAMAN

Bursada-Zaman-s21

Bursada-Zaman-s21

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

dosya / Uludağ’ın Şiiri Apollon Kelebeği / Metin Önal MENGÜŞOĞLU<br />

dan dönecektim ki gözüme, üzeri dümdüz<br />

ama yere tamamen gömülü bir taş çarptı.<br />

Onu yerinden nasıl sökecektim? Sağlam<br />

bir çubuk bularak evvela etrafını kazmaya<br />

başladım. İşlem uzun sürdü ama sonunda<br />

taşın etrafında derin bir ark açabilmiştim.<br />

Şimdi de çubuğu nasıl edip taşın altına<br />

sokmalı, kaldıraç gibi kullanarak onu<br />

yerinden oynatmalıydım. Güçlü kuvvetli<br />

birisi sayılmam lakin enikonu bir taşı yerinden<br />

sökemeyecek kadar da değil<br />

elbette.<br />

Nihayet taş kımıldamıştı. Üç beş<br />

zorlamayla onu belki yüzyıllardan<br />

bu yana yattığı yuvasından<br />

çıkartmayı başardım. Ocak kurmada<br />

sahiden çok işe yarayacak<br />

biçimde bir taş olduğunu görünce<br />

de emeğime acımadım. Fakat bir<br />

şey oldu. Taşı kaldırdıktan sonra<br />

onun altında, yani yüzyıllardan bu<br />

yana taşın hiç kalkmadığı yatağının<br />

altında, bembeyaz kurtçuklar<br />

gözüme çalındı. Ne ile karşılaşmıştım; bu<br />

olay neyin nesiydi?<br />

Taşı bir kenara bıraktım kurtçukları seyretmeye<br />

daldım ve düşündüm. Nasıl olur,<br />

kaç yüzyıldan bu yana orada yatan taşın<br />

altında canlı yaratıklar nasıl yaşayabilirdi?<br />

Kimdi onları oraya koyan, rızıklarını veren,<br />

beslenmelerini sağlayan, yaratan ve yaşatan<br />

kimdi?<br />

Uludağ zirve gezisine dönersek, yalancı<br />

zirveye tırmanırkenki yolda kalmıştık. Bu<br />

zorlu tırmanış bir buçuk saat kadar sürdü.<br />

Dolambaçlı bir yoldan yüründüğü için<br />

gözümüze yakın, şuradaymış gibi görünen<br />

Yalancı Zirve yani Keşiş Tepe, her adımda,<br />

sanki bizden uzaklaşıyor, attığımız adım<br />

kadar kendisi de geriye doğru yürüyor, o<br />

oranda küçülüyordu.<br />

Yolculuğun ilk dakikaları son derece zevkliydi.<br />

Her birimiz farklı bir şeyle karşılaşıyor<br />

bir diğerimize gösteriyor, müşterek<br />

Saffet Yılmaz<br />

hayret nazarlarımızı yoğunlaştırıyorduk.<br />

Bir kere şunu fark ettik; dağda zirveye<br />

doğru yaklaştıkça ormandan ayrılıyorduk.<br />

Bir yükseklikten sonra artık ağaç yetişmiyordu.<br />

Yükselti arttıkça da, toprakta, daha<br />

aşağı mıntıkalarda rastlanmayan çimenler,<br />

çiçekler görünmeye başlamıştı.<br />

Her birisi ayrı renkteki bu çiçeklerin<br />

bir benzerini şehirde yahut daha küçük<br />

yükseltili tepelerde göremezdiniz.<br />

Buraya mahsustular tamamen.<br />

Uçuşan minik böcekler ise muhtemelen<br />

yalnızca bu yükseltide<br />

yaşama kabiliyeti olanlardı. Hele o<br />

yükseltide rastladığımız bir kelebek<br />

cinsi vardı ki aramızdaki hanımlar<br />

onların rengine, uçuş ahengine<br />

bayılmışlardı. Gerçekten olağanüstü<br />

güzellikteydi her birisi. Bu yükseklikte<br />

hangi kozadan çıkmış ve kaç<br />

gün yaşayacaklardı?<br />

Anlatıldığına göre tam 46 tür kelebeğin<br />

yaşayabildiği söyleniyordu bu<br />

bölgede. Bizim rastladığımız Apollon Kelebeği<br />

ise rivayete göre yüz elli milyon yıldan<br />

beri biliniyormuş. Ayrıca bu cins kelebek<br />

6000 metrelik yükseklikte bile yaşayabilecek<br />

bir yaratılışta imiş.<br />

Keşiş Tepe’yi tırmanırken aşağı yamaçlarda<br />

70 <strong>BURSA’DA</strong> <strong>ZAMAN</strong> | Ocak 2017 | Sayı 21

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!