28.01.2017 Views

BURSA’DA ZAMAN

Bursada-Zaman-s21

Bursada-Zaman-s21

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bursa tarih boyunca hep ilklerin şehri<br />

olmuştur. 2000 yılında Bursa’da kurulan<br />

Türkiye Tarihi Kentler Birliği(TKB) bunların<br />

en önemlilerinden birisidir. Bursa’da başlatılan<br />

hareket tüm Anadolu’yu sarar.<br />

2004 yılına gelindiğinde tam da bu mantık<br />

çerçevesinde başlatılan çalışmalarla Bursa’da<br />

ikinci zamanın startı verilmiştir.<br />

‘Bursa Tarih ve Kültür Yolu Canlandırma<br />

Projesi’ adıyla geliştirilen proje ile kentte<br />

bütünselliğin ve sürekliliğin ön planda tutulduğu<br />

bir bakış benimsenmiş, en doğuda<br />

Yıldırım Külliyesi’nden başlayarak Murad<br />

Hüdavendigar Külliyesi’nde son bulan ve<br />

tarihi şehir merkezini külliye ve tarihi<br />

bölgelerden geçerek kat eden bir bütünlüktedir<br />

Çalışmalar diğer bir anlamıyla özgün kimlik<br />

mücadelesinin başlatılması açısından<br />

önemlidir.<br />

Değerli hocamız Prof. Dr. Metin Sözen’in<br />

‘Kale düşerse Kent düşer, Çarşı düşerse<br />

Kent biter, Mahalle biterse Kentte Hayat<br />

biter’ söylemini destekler nitelikteki<br />

başlatılan çalışmalarla, Bursa’da tarihi<br />

kimliğin yeniden ayağa kaldırılmasına öncelikle<br />

Bursa Kalesinden başlatılır. Şehirde<br />

yaşayanlar için dahi neredeyse algılanırlığı<br />

ortadan tamamen kaybolan kentin<br />

kalesinin ana kapısı niteliğindeki ‘Saltanat<br />

Kapısı’ndan başlanması, bir nevi Bursa’da<br />

ikinci zamana kapının aralanması olarak<br />

değerlendirmek gerek. Saltanat kapıyla<br />

başlayan restorasyon ve yeniden ayağa<br />

İzzet Keribar<br />

kaldırma çalışmaları diğer kapı ve sur<br />

duvarlarında devam ettirilir.(Osmangazi<br />

caddesi, Fetih Kapı, Yer Kapı ve Surları)<br />

Orhan Gazi tarafından fethedilen kaleden<br />

başlayıp yine Orhan Gazi tarafından ilk<br />

nüvesi oluşturulan tarihi çarşı ve çevresinde<br />

yoğunlaşan çalışmalar ile depo işleviyle<br />

kullanılan, bir kenara itilmiş hanlar, harabe<br />

olarak görülen ve bir an önce yıkılarak<br />

ortadan kaldırılması arzu edilen tarihi mekanlarımız<br />

bir bir ayağa kaldırılarak adeta<br />

kentin çeyiz sandığı yeniden görücüye<br />

çıkarılmaya başlanır.<br />

Tuz Han ve Geyve Han gibi hanlar tarihi<br />

çarşı kimliği içerisinde kendi özgün kimliklerini<br />

işlevsel olarak yeniden kazanırken;<br />

Uzun Çarşı, Okçular Çarşısı, Tuz Pazarı<br />

Çarşısı, Havlucular (Ertaş) ve Kayıhan<br />

Çarşısında gerçekleştirilen düzenlemeler<br />

beraberinde geleneksel alışveriş konforunu<br />

Tarihi Çarşı’ya getirerek büyük alış veriş<br />

merkezleriyle rekabet güçlerini arttırma<br />

imkanı bulurlar.<br />

Bununla birlikte tarihi mahalle dokuları<br />

içerinde yer alan Ördekli Hamamı, Gökdere<br />

Medresesi, Haraççıoğlu Medresesi, Seyyid<br />

Usul Tekkesi ve Karabaş-ı Veli Tekkesi gibi<br />

tarihi değerler harabe nitelemesinden<br />

kurtarılıp birer yaşam merkezleri haline<br />

getirilmek suretiyle, Bursa’nın kültür,<br />

sanat, turizm ve sosyal yaşamına yeni bir<br />

soluk kazandırır.<br />

Sümbüllü Bahçe konağı gibi Bursa silüetinde<br />

önemli yer edinen konaklar kadirşinaslık<br />

gösteren mülk sahibi hemşehrilerin<br />

(Prof. Dr. Ülkü ÖZALP) olumlu yaklaşımları<br />

sayesinde yok olmaktan kurtarılarak sosyal<br />

yaşamın birer parçası haline getirilir.<br />

Bu dönemde fiziki çalışmaların yanında<br />

somut olmayan yaşam kültürü değerlerinin<br />

araştırılarak, bu değerlerimizi tanıtma,<br />

hatırlatma ve elde edilen bilgi ve belgelerin<br />

kent belleğine kazandırmaya yönelik<br />

çalışmalar; mahalle, köy ve çarşı bazında<br />

yapılan yayınlarla ortaya konularak bir nevi<br />

‘Bursa kitaplığı’ oluşturulmaya başlanır.<br />

2004 yılından itibaren kaydedilen bu ivme,<br />

2009 yılından sonra hiç eksilmeden Büyük-<br />

<strong>BURSA’DA</strong> <strong>ZAMAN</strong><br />

İzzet Keribar<br />

| Ocak 2017 | Sayı 21<br />

83

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!