BURSA’DA ZAMAN
Bursada-Zaman-s21
Bursada-Zaman-s21
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
İzzet Keribar<br />
şekillendirmektir. Buraların dua etmek,<br />
ibret almak ve tarih bilincinin gelişmesi<br />
için ziyaret edilmesinde hiçbir sakınca söz<br />
konusu değildir. Sakıncalı olan durum buraların<br />
dünyevî bir menfaat elde etme yeri<br />
olarak görmek ve dilek kapısına dönüştürmektir.<br />
Bu tür davranışlar tarihi eserlerin tahribine<br />
de yol açmaktadır. İnsanların mübarek veya<br />
kutsal gördükleri yerlerden taş ve toprak<br />
taşımaları, çaput bağlamaları, türbe duvarlarına<br />
ellerini ve yüzlerini sürmeleri ibadet<br />
hanenin kirlenmesini ve tahrip olmasını<br />
beraberinde getirmektedir. Buna örnek olması<br />
bakımından Bursa Ulucamii’nin kıble<br />
tarafından minberin sağında çok güzel<br />
bir Arapça vav harfi vardı. Bazı insanlar<br />
özellikle bazı kadınlar o harften bir medet<br />
ve bereket umarak ellerini sürmek suretiyle<br />
vav harfinin tahribine yol açtılar. Bütün<br />
uyarılara rağmen bundan vaz geçmediler.<br />
Yetkililer de son çare olarak vav harfini<br />
cam çerçeve içine almak zorunda kaldı.<br />
Bu tür davranışlar yüzünden olsa gerek<br />
Ulu Camii’nin minberinin de korama altına<br />
alındığı görülmektedir.<br />
BİDATLERİN ORTAYA ÇIKIŞ NEDENLERİ<br />
Bidatlerin ortaya çıkış nedenlerini çoğaltmak<br />
mümkün olmakla birlikte birkaç<br />
maddede hepsini özetlemek mümkündür.<br />
Bunlar şöylece sıralanabilir:<br />
1. Dini daha iyi yaşama gayreti<br />
Bu ifadenin klasik eserlerimizdeki karşılığı<br />
dinde aşırı gitmek anlamına gelen ifrattır.<br />
Bazen insanlar dini daha iyi yaşama adına<br />
dinde aşırılığa hatta israfa gitmektedirler.<br />
Bu zamanla içinde yerleşik uygulama halini<br />
almasıyla birlikte bid’at denen olgu vakıa<br />
olarak karşımıza çıkmaktadır. Dini daha iyi<br />
yaşama gayreti sahabe döneminden itibaren<br />
gündeme gelmiş bir konudur. Nitekim<br />
sahabeden bazı insanların gelip sürekli<br />
oruç tutmak, namaz kılmak ve cinsel<br />
ilişkiden tamamen uzaklaşmak şeklindeki<br />
talepleri bizzat Hz. Peygamber tarafından<br />
hoş görülmemiş, geri çevrilmiş ve hatta<br />
bu tür yaklaşımlar yasaklanmıştır. Nitekim<br />
Hz. Peygamber, Ebu’d-Derdâ ve Abdullah<br />
b. Amr b. el-As’ın sürekli oruç tutmak ve<br />
sürekli namaz kılmak şeklindeki girişimlerini<br />
doğru bulmamış ve onlara “bir insanın<br />
bedeninin, gözünün, ailesinin ve hatta<br />
misafirlerinin kendisi üzerinde hakları olduğunu”<br />
bildirmiştir. (Nevevî, Riyâzü’s-Sâlihîn,<br />
s. 143-147).<br />
Öte yandan bir zaman ve mekana bağlı ibadetin<br />
de iyi niyet adına bir başka yerde ve<br />
zamanda yapılması bidattır. Buna bir örnek<br />
olması bakımından bazı kişilerin belli bir<br />
zamana ve mekana bağlı olan Hac zamanı<br />
Arafat’taki vakfeyi paralel vakfeler şeklinde<br />
kendi şehirlerinde yapmaya kalkışmalarıdır.<br />
Bu yapılan, hacıların ruh halini birlikte yaşamak<br />
adına iyi niyetli bir girişim olsa bile<br />
netice itibariyle haccın ve vakfenin ruhuna<br />
aykırı bir durumdur ve bir bidat başlatmaktır.<br />
Yine Hz. Peygamber’in bireysel olarak<br />
geceleyin evinde kıldığı teheccüd namazının<br />
camide cemaatle kılınması da bidattır.<br />
Bunun anılan namazı hiç kılmamış olanlar<br />
için bir zemin hazırlama şeklinde iyi niyete<br />
dayandırılması bidat olmasını ortadan kaldırmaz.<br />
Bazı sivil toplum kuruluşlarımızın<br />
Hicri yılbaşında camilerde teheccüd namazı<br />
kılma çağrıları bir bidat çağrısıdır. Bu tür<br />
girişim ve davranışlar, ibadetlerde belli bir<br />
zamana ve mekana bağlı olma şartının<br />
<strong>BURSA’DA</strong> <strong>ZAMAN</strong><br />
| Ocak 2017 | Sayı 21<br />
7