28.01.2017 Views

BURSA’DA ZAMAN

Bursada-Zaman-s21

Bursada-Zaman-s21

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ya Müslüman olmaları ya da Eski Hristiyan<br />

olmamaları..<br />

Baskılar arttıkça gerek Magribi Müslümanlar<br />

gerekse İspanyol Müslümanların bir kısmı,<br />

Hristiyan olup “eski Hristiyanlarla” aynı<br />

haklara sahip olma ihtimallerini değerlendirmek<br />

istediler. Zaten Engizisyon Mahkemeleri<br />

büyük baskı ve işkence ile Hristiyanlığa<br />

zorlamaktaydı. Bazı günler binlerce<br />

Müslümanın kutsal su serpilerek toplu din<br />

değiştirdiğine bile tanık olunuyordu. Kimse,<br />

zorla vaftiz edilmenin dinen doğru olup olmadığına<br />

bakmıyordu bile. Bu baskılar, topluluk<br />

önünde Hristiyan gibi görünen ancak<br />

özel yaşamında Müslüman olarak yaşayan<br />

bir hayat tarzını üretti. Amerikan tarihçiliğinin<br />

en önemli isimlerinden biri olan ve<br />

özellikle de Ortaçağ kilise tarihi ve engizisyon<br />

konularında otorite olarak kabul edilen<br />

Henry Charles Lea’nın verdiği bilgiye göre,<br />

kilise bilginleri, uygulamadaki çelişkileri<br />

kendi keşfettikleri kurnazlıklarla bertaraf<br />

etmeye çalışıyorlardı. Müslüman halklara,<br />

Tanrı adına ve Tanrı’yı şahit göstererek<br />

verilen yeminden kurtulmak için bulunan<br />

formül de bu kurnazlıklardan biriydi.<br />

Hristiyan olmayan halklar üzerinde öylesine<br />

baskılar vardı ki; dostlar, akrabalar hatta<br />

aile içi bireyler birbirlerini jurnallemeye<br />

itiliyordu. Yalancı şahitler bulunuyor ve<br />

kimlikleri dahi gizlenen bu şahitler vasıtası<br />

ile Müslümanlar Engizisyon mahkemelerinde<br />

süründürülüyordu. Müslüman olmak zaten<br />

yasak ama Müslüman gibi davranmak<br />

da yasaktı. Örneğin insanlar, geleneksel<br />

Magribi düğünlerinde söylenen bir şarkıyı<br />

söyledi diye yargılanıyordu. Yargılamalar<br />

sonunda genellikle ya ömür boyu kürek<br />

ya da idam cezaları uygulanıyordu. Her<br />

davanın sonunda karara müsadere eşlik<br />

ediyor, hükme uğrayanın tüm mallarına da<br />

el konuluyordu. Böylece bu yargılamalar<br />

ve baskılar, Engizisyon Mahkemeleri için<br />

büyük bir gelir kapısı işlevi de görüyordu.<br />

Mahkümlara, zindanda yaşadıklarına ilişkin<br />

açıklama yapmayacaklarına dair yemin<br />

ettiriliyor, bu yemini bozanlar işledikleri<br />

‘suçun’ karşılığı olarak yakılıyordu. Ağızlar<br />

mühürlenmiş, hiç kimse adaleti sorgulayamıyor,<br />

mahkemenin kararlarından şikayetçi<br />

olamıyordu. Bütün bu yargılamaların<br />

dayandığı ortak kanaat ise, “suçlu olmasa<br />

itham edilmeyeceği” faraziyesiydi.<br />

Hristiyan olmayan halklar ‘iflah olmaz sapkınlar’<br />

olarak görülüyor, Hristiyan olanlardan<br />

ise düzenli olarak bu dine dair ritüelleri<br />

uygulamaları isteniyordu.<br />

100 yıla yakın süren bu gayretler, İspanya’nın<br />

para ve insan kaynaklarını tüketmiş,<br />

gelişen krallığın nüfusunu azaltmıştı. O<br />

nedenle bazı şehirlerin konseylerinde, cezaların<br />

artık mali cezalar(para cezaları) şeklinde<br />

değil, bedenen ödenen cezalar(işkence)<br />

şekline dönüştürülmesi, aksi durumda<br />

ciddi miktarda gelir kaybına uğrandığı<br />

konuşuluyordu. 20 dukalık, 30 dukalık, 50<br />

dukalık cezalar vardı ve bu cezalar doğrudan<br />

Mahkeme için kaynak arayışının bir<br />

<strong>BURSA’DA</strong> <strong>ZAMAN</strong><br />

| Ocak 2017 | Sayı 21<br />

43

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!