Anlatı Bilimi Açısından Roman-Sinema Etkileşimi ... - Bilkent University
Anlatı Bilimi Açısından Roman-Sinema Etkileşimi ... - Bilkent University
Anlatı Bilimi Açısından Roman-Sinema Etkileşimi ... - Bilkent University
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
dayattığı kaçınılmaz bir dönüşümdür. Arnold Hauser’in Sanatın Toplumsal Tarihi<br />
adlı yapıtında belirttiğine göre, Bergson’un temel öğesi eşzamanlılık, doğal ilkesi ise<br />
dünyasal öğenin uzaysallaştırılması olan yeni zaman kavramı, modern sanatın<br />
temelini oluşturan tüm doku şeritlerini birleştirmektedir (412).<br />
Yaşamımızda aynı anda birçok olayla yüz yüze geliriz. <strong>Roman</strong>larda da aynı<br />
anda oluşan bu olaylar eşzamanlı olarak aktarılmaya başlanır ve zamanın bütünlüğü<br />
parçalanır. Dolayısıyla, kronolojik olmayan bir zaman dizgesi gözlemlenir. Buna,<br />
Proust ve Joyce’un yapıtları örnek olarak gösterilebilir. “Modern romanı eski<br />
romandan kesinlikle ayıran bu özellik [eşzamanlılık], sinematografik etkilerin hemen<br />
tümünden de sorumludur” (Hauser 416).<br />
Modern romanla sinemanın temelinde aynı zamansal algılayış bulunsa da<br />
doğal olarak iki sanatta zaman kullanımı açısından farklılıklar vardır. <strong>Roman</strong>la film<br />
arasındaki temel farklılıklardan biri öncelikli olarak romanın zamana, filmin ise<br />
mekâna dayalı olmasıdır. Yalçın Demir, “Film Niçin Zaman ve Mekan Sanatıdır?”<br />
başlıklı yazısında George Bluestone’un şu sözlerini aktarır: “[R]oman mekanı zaman<br />
içinde bir noktadan diğerine giderek anlatır; film ise zamanı mekan içinde bir<br />
noktadan diğerine giderek anlatır” (16). <strong>Roman</strong>da zaman, filmde mekân önceliklidir.<br />
Gérard Genette de Narrative Discourse (<strong>Anlatı</strong> Söylemi) adlı kitabında, romanda<br />
mekâna göre zamanın daha önemli olduğunu şöyle belirtir:<br />
Size bir öyküyü nerede geçtiğini ve bu yerin öyküyü anlattığım yerden<br />
uzak ya da yakın olduğunu belirtmeksizin gayet güzel anlatabilirim;<br />
ancak öyküyü, anlatım edimime ilişkin bir zamana yerleştirmem<br />
hemen hemen olanaksızdır, çünkü öyküyü mutlaka şimdiki, geçmiş ya<br />
da gelecek zamanlardan birinde anlatmalıyım. <strong>Anlatı</strong>m kertesinin<br />
zamansal belirlenmesinin uzamsal belirlenmesinden açıkça daha<br />
18