11.07.2015 Views

van gölü hidrolojisi ve kirliliği konferansı bildiri kitabı

van gölü hidrolojisi ve kirliliği konferansı bildiri kitabı

van gölü hidrolojisi ve kirliliği konferansı bildiri kitabı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.havzada çok sayıda ulusal <strong>ve</strong> uluslar arası destekli araştırma projesi yürütülmüştür. Bunlardanbazılarında havza sürdürülebilir gelişme kapsamında ele alınmıştır (Kılınçaslan <strong>ve</strong> diğ.,2003). 2002 yılında tamamlanmış olan Van İli Gelişme Raporu da YYÜ - DPT – Van YerelYönetimlerinin ortaklaşa oluşturdukları bir durum raporu niteliğindedir (DPT, 2002). Yine T.C. Çevre <strong>ve</strong> Orman Bakanlığı tarafından hazırlanmış olan İl Çevre Durum Raporu, havzadakiinsan faaliyetlerinden kaynaklanan çevresel riskleri irdelemiştir (İÇDR, 2002). Bölgedekisanayi altyapısını irdeleyen Van İl Sanayi En<strong>van</strong>teri de YYÜ ile VATSO tarafındanhazırlanarak 2006’da yayınlanmıştır (VİSE, 2006). Bunların dışında, 2000 yılından buyanaakademik faaliyet sürdüren YYÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü araştırıcıları tarafındanyürütülen bilimsel araştırma, Yüksek Lisans çalışmaları <strong>ve</strong> ulusal – uluslar arası araştırmaprojeleri sonucunda çok sayıda <strong>bildiri</strong>, makale <strong>ve</strong> rapor yayınlanmıştır (Akkaya <strong>ve</strong> Köse,2002; Sağlam <strong>ve</strong> Örçen, 2002; Selçuk <strong>ve</strong> Çiftçi, 2002; Akça <strong>ve</strong> diğ., 2002; Çolakoğlu <strong>ve</strong>Çiftçi, 2005; Çolakoğlu, 2006; Karabıyıkoğlu <strong>ve</strong> diğ., 2007; vb.). Bunu, akademik ele alışolgusunun somut sonuçları olarak değerlendirmek olanaklıdır. Bu olumlu gelişmelere <strong>ve</strong> iyiniyetli çabalara rağmen, yapılan bilimsel çalışmaların yerel <strong>ve</strong> merkezi yönetim tarafındanciddiye alındığı <strong>ve</strong> ortaya konan bilimsel bulguların her türlü planlama faaliyetindekullanılmaya başlandığı ise ne yazık ki söylenemez. Aslında bu durumu yöreye özgü bir sorunolarak değil, ülkemizin genel sorunları arasında değerlendirmek daha tutarlı olabilir.Van Gölü Havzası’nın jeokimyasal <strong>ve</strong> çevresel parametreleri hem havzada yaygın olan kayaçtürlerinin kimyasal bileşimlerinde yer alan eser elementlerin ayrışması, taşınması <strong>ve</strong> biyolojikçevrede zenginleşmesi nedeniyle, hem metalik mineralizasyonlara eşlik eden yüksek eserelement konsatrasyonlarının asitli su drenajı ile alıcı ortamlara taşınması yoluyla, hem dehavzaya drene olan jeotermal çözeltilerin taşıdıkları iyonlar <strong>ve</strong> eser elementler nedeniylesürekli değişmektedir. Bu değişimin boyutu <strong>ve</strong> hızı hakkında şimdiye dek bütüncül birjeokimyasal alan çalışması yürütülmemiştir. Bu makale de bir alan çalışması niteliğitaşımayıp, havzanın çevresel durumuna doğal jeolojik çevrenin olası etkilerini işaret etmekamacıyla oluşturulmuştur.Şekil 5’te havzanın yer altı kaynaklarının dağılımı <strong>ve</strong> önemli maden işletmelerin konumlarıgörülmektedir. Şekil 3 ile birlikte değerlendirildiğinde havzanın jeolojik <strong>ve</strong> mineralizasyonçeşitliliği kolayca saptanabilir. Bu çeşitlilik ekonomik olanaklar açısından bir a<strong>van</strong>taj olarakdeğerlendirilse de, çevresel etkiler açısından bakıldığında bu çeşitliliğin her birinin bağımsızdeğişken olarak davranması nedeniyle ortaya çok bileşenli bir çevresel analiz sorunuçıkmaktadır. Bu bileşenlerin artması, yapılması gereken jeokinyasal çalışmaların sayısını <strong>ve</strong>boyutunu da belirlemektedir.Havzanın jeolojik konumu değerlendirildiğinde, insan faaliyetlerinden kaynaklanan çevreseletkiler (İÇDR, 2002; Kaplan <strong>ve</strong> diğ., 2002) dışında, salt doğal jeokimyasal süreçler nedeniyleortaya çıkan <strong>ve</strong> süreklilik taşıyan bazı kirlilik unsurlarının bulunduğu, bu kirlilik unsurlarınınhızının insan faaliyetleri nedeniyle büyük ölçüde artabileceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle,havzada yürütülen madencilik faaliyetleri ile jeotermal kaynakların işletmeciliğinin çokhassas bir şekilde planlanması gerektiği, bu faaliyet <strong>ve</strong> işletmelerden kaynaklanan atıklarınalıcı ortamlara deşarjının olabildiğince engellenmesi <strong>ve</strong>ya en aza indirilmesi için gerekliönlemlerin alınması gerekmektedir.Deprem doğal bir jeolojik olgu olmakla birlikte, insan yerleşimlerine <strong>ve</strong> endüstriyel altyapıyaolan yıkıcı etkileri nedeniyle bir “Doğal Afet”e dönüşebilir. Aslında bu yönüyle yıkıcıdepremler, sel, kütle hareketleri, yangınlar vb. unsurlar, doğal yaşama olan etkileri açısındanbirer çevre felaketi olarak algılanabilir. Havzadaki insan yerleşimlerine yıkıcı depremlerinolası etkileri konusunda da bağımsız çalışmalar yürütülmüş, halen de yürütülmektedir (Çiftçi175

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!